.

Kendi yaşamımız için sebep arayışındayız oysa buraya hangi sebeple gönderildiğimizi bile bilmiyorken. Yaşamak için sebep bulmak yerine her günümüzden ders çıkarmak daha mantıklı. Doğanın kanunlarını yaşamımıza, görüşlerimizin işleyişine yansıtmak muazzam. Düşmüş hissettiğinizde daha güçlü kalkacağınızı bilin: Hava kararmadan güneş açmaz. 
          Ağladıktan sonra güleceğinizi de bilin: Yağmur yağmadan gökkuşağı oluşmaz.

Sorguya düşüyoruz. İstemeden de olsa "Sağımız sağ mı? Solumuz gerçekten de sol mu?" diyor her kapının arkasına bakıyor her odayı didik didik arıyoruz. Belki de insanın var oluşu, kendini insan bildiği zaman bu sorgudan başladı. Ben kimim? Benim amacım ne? Ben gerçek miyim? Genel bakış açısı olarak insanlık tarihinin böyle başladığını düşünürsek kişinin kendini de var etmesi böyle başlamaz mı?
          Kişinin kendini bilmesi, amacını saptaması, yolunu çizmesi bir sorguyla başlar. Kendinizi sorgulamadan başlamayın, sorguya düşün. Sağınızı ve solunuzu sorgulayın. Sonunuz elinizde değil fakat başlangıcınız sizin elinizde. Benliğinizi ortaya çıkarın, varolmayı istediğiniz şekilde hoşgelin kendi hayatınıza.

Hayatın size hazırladığı, planlarınızla ya da gidişatınızla uyuşmayabilir. Sapacağınız yolu nasıl değerlendirdiğiniz önemlidir. Panik yapmaya gerek yok, her şey gözlerinizin önünde. Bakış açınızı sıklıkla daha ileriye taşıyın. Daha ilerisini görmeye, olanakları ardı sıra değerlendirmeye çalışın. Dara düştüğünüzde sarılacağınız, inciticeğiniz; başarılı olduğunuzda da gururlandıracağınız kişi yine kendiniz olacaksınız. Kendinizi değerlendirin, elinizdeki fırsatı doyasıya kullanın. En önemlisi asla pes etmeyin. 
          İyi geceler.