Kendi içimde defalarca kez kendi cenazeme şahit
olmak ile, mezarıma toprak atmam bir oldu. Sanki
dünyaya yaşamak için gelmiş ama sadece ölüm
ile sınanıyormuş gibiyim. Uçurumdan atlasam
bile; ruhum ölüme bir kez şahit olup, bedenim
yine yasama itecek kendini. Bileklerimdeki o ince
damarları kessem bile; acısı kısa süreli yakacak
bedenimi, uzun vadeli harcayarak zihnimi. Adımı
ölüm koysam bile; yaşam habire, inadına bana
dokunacakmış gibi. Ne yapsam bilmiyorum. Elimi
sıcak sobanın içinde mi yaksam, yoksa içimdeki
yangında ruhumu mu yaksam; bilmiyorum.
Arafta degil de, zihnimde kaybolmuş bir düşünce
gibiyim...