mazisokaklar

Kendi içimde defalarca kez kendi cenazeme şahit
          	olmak ile, mezarıma toprak atmam bir oldu. Sanki
          	dünyaya yaşamak için gelmiş ama sadece ölüm
          	ile sınanıyormuş gibiyim. Uçurumdan atlasam
          	bile; ruhum ölüme bir kez şahit olup, bedenim
          	yine yasama itecek kendini. Bileklerimdeki o ince
          	damarları kessem bile; acısı kısa süreli yakacak
          	bedenimi, uzun vadeli harcayarak zihnimi. Adımı
          	ölüm koysam bile; yaşam habire, inadına bana
          	dokunacakmış gibi. Ne yapsam bilmiyorum. Elimi
          	sıcak sobanın içinde mi yaksam, yoksa içimdeki
          	yangında ruhumu mu yaksam; bilmiyorum.
          	Arafta degil de, zihnimde kaybolmuş bir düşünce
          	gibiyim...

mazisokaklar

Kendi içimde defalarca kez kendi cenazeme şahit
          olmak ile, mezarıma toprak atmam bir oldu. Sanki
          dünyaya yaşamak için gelmiş ama sadece ölüm
          ile sınanıyormuş gibiyim. Uçurumdan atlasam
          bile; ruhum ölüme bir kez şahit olup, bedenim
          yine yasama itecek kendini. Bileklerimdeki o ince
          damarları kessem bile; acısı kısa süreli yakacak
          bedenimi, uzun vadeli harcayarak zihnimi. Adımı
          ölüm koysam bile; yaşam habire, inadına bana
          dokunacakmış gibi. Ne yapsam bilmiyorum. Elimi
          sıcak sobanın içinde mi yaksam, yoksa içimdeki
          yangında ruhumu mu yaksam; bilmiyorum.
          Arafta degil de, zihnimde kaybolmuş bir düşünce
          gibiyim...

mazisokaklar

8'

mazisokaklar

kirpiklerim tuzlu suya asikâr bu gece.
            Fazla söze medet umup dilin kemigini
            kiramam hissizligime, agir gelir üzerime.
            Ellerim tatll bi' telas içerisinde. Benim
            misralarim ne hece ölçüsüne dayaniyor
            ne de kalbin ritmine ayak uydurabiliyor.
            Yüregimde ki ates harlandikça külleri 
            çehremin etrafina seriliyor.
Reply

mazisokaklar

Saniyelerden altı, vicdan kılıcı kaburga kemiklerimden kimsesizler evimi kırıp geçiriyor. Nefretin süngüleri vücudumu paramparça ediyor. Ukte kalryor ruhun parçalarl, duvardaki hasretin fotograflari gibi misal. Fotograflarla asırlarca konuşuluyor, fotograflar konuşmuyor.