maviialakarga

Gecenin Bir Batısı Yeni Bölüm Alıntısı~
          	
          	40.Bölüm~
          	
          	Kenan dosyayı incelerken konuşmaya devam etti, ses tonunda bir kararlılık ve hüzün vardı. "Defne, o ikimizin de zayıf noktası olacak." Derin bir nefes aldı ve devam etti, "Defne, hem seni hem de beni yaralayabilir. Bu, ellerine çok güçlü bir koz verir."
          	
          	Kenan dosyayı elinde sıkıca tutarken devam etti, "Defne'nin korunması önceliğimiz olmalı. Onu güvende tutmalıyız," dedi kararlı bir ifadeyle. Sonra bana dönüp, "Senin gözden kaçırdığın bir detay var mı?" diye sordu. Operasyonun her aşamasını titizlikle planlamamız gerekiyordu; her hatayı büyük bir risk olarak görüyorduk.
          	
          	“Henüz incelemedim komutanım, ama etrafımızda ekstrem bir durum gözlemlemedim.” Dediğimde kısa bir geçmişimizi gözden geçirdim, herşey olağan ve normaldi.
          	
          	“Demir!” Dedi ciddiyetle Yarbay Ersoy, “Buyurun komutanım,” dediğimde ondan beklenmeyecek bir sakinlikle tam karşıma oturduğu sırada, “Sana bir emir vereceğim.” Dediğinde duruşmu dikleştirdim, “Emredin komutanım.” Dedim hemen.
          	
          	“Sana seçenek sunacağım Yüzbaşı,” dedi Yarbay, sert bakışlarıyla beni süzerken. “Tek amacım kardeşimi korumak.” Dikkatlice dinledim, gözlerimi endişeyle irileştirdim. “Defne’yi terk edeceksin,” dediğinde yüzümdeki ifade dondu. “Benim kardeşim fevridir, kızacak, gidecek. Onun gitmesine izin vereceksin. İstanbul’a göndereceğim, senden ayrıldığını sanacak, gelmesi için bir nedeni olmayacak.”
          	
          	Bu sözleri duyunca içimden olamaz diye geçirdim. Sonra devam etti: “Sende uzun bir göreve gideceksin.” Kaşlarımı çattım, öfkeyle kaplandığımı fark ediyordum, ama konuşmaya devam etti. “Tehlikeden bir nebz..”
          	
          	“Beni görevimde atın!” diye sertçe itiraz ettim. “Meslekten atın!”
          	
          	Bu sefer şaşkınlıkla karşımdaki adamı gördüm. Kararlılıkla devam ettim: “Beni vurun komutanım,” diyerek belimdeki silahı çıkarıp masaya bıraktım. “Defne’nin kalbini kırmamı istemeyin, alın beni vurun!”
          	
          	Yarbay sertçe ayağa kalktı: “Sana emrediyorum asker!” diye kükredi.
          	

maviialakarga

Gecenin Bir Batısı Yeni Bölüm Alıntısı~
          
          40.Bölüm~
          
          Kenan dosyayı incelerken konuşmaya devam etti, ses tonunda bir kararlılık ve hüzün vardı. "Defne, o ikimizin de zayıf noktası olacak." Derin bir nefes aldı ve devam etti, "Defne, hem seni hem de beni yaralayabilir. Bu, ellerine çok güçlü bir koz verir."
          
          Kenan dosyayı elinde sıkıca tutarken devam etti, "Defne'nin korunması önceliğimiz olmalı. Onu güvende tutmalıyız," dedi kararlı bir ifadeyle. Sonra bana dönüp, "Senin gözden kaçırdığın bir detay var mı?" diye sordu. Operasyonun her aşamasını titizlikle planlamamız gerekiyordu; her hatayı büyük bir risk olarak görüyorduk.
          
          “Henüz incelemedim komutanım, ama etrafımızda ekstrem bir durum gözlemlemedim.” Dediğimde kısa bir geçmişimizi gözden geçirdim, herşey olağan ve normaldi.
          
          “Demir!” Dedi ciddiyetle Yarbay Ersoy, “Buyurun komutanım,” dediğimde ondan beklenmeyecek bir sakinlikle tam karşıma oturduğu sırada, “Sana bir emir vereceğim.” Dediğinde duruşmu dikleştirdim, “Emredin komutanım.” Dedim hemen.
          
          “Sana seçenek sunacağım Yüzbaşı,” dedi Yarbay, sert bakışlarıyla beni süzerken. “Tek amacım kardeşimi korumak.” Dikkatlice dinledim, gözlerimi endişeyle irileştirdim. “Defne’yi terk edeceksin,” dediğinde yüzümdeki ifade dondu. “Benim kardeşim fevridir, kızacak, gidecek. Onun gitmesine izin vereceksin. İstanbul’a göndereceğim, senden ayrıldığını sanacak, gelmesi için bir nedeni olmayacak.”
          
          Bu sözleri duyunca içimden olamaz diye geçirdim. Sonra devam etti: “Sende uzun bir göreve gideceksin.” Kaşlarımı çattım, öfkeyle kaplandığımı fark ediyordum, ama konuşmaya devam etti. “Tehlikeden bir nebz..”
          
          “Beni görevimde atın!” diye sertçe itiraz ettim. “Meslekten atın!”
          
          Bu sefer şaşkınlıkla karşımdaki adamı gördüm. Kararlılıkla devam ettim: “Beni vurun komutanım,” diyerek belimdeki silahı çıkarıp masaya bıraktım. “Defne’nin kalbini kırmamı istemeyin, alın beni vurun!”
          
          Yarbay sertçe ayağa kalktı: “Sana emrediyorum asker!” diye kükredi.
          

maviialakarga

Gecenin Bir Batısı Yeni Bölüm Alıntısı~
          
          39.Bölüm~
          
          
          Rüzgar sesi, yaprak hışırtısı ve öpüşmemiz. Şu an dünya üzerindeki en güzel sesler bunlardı. Doğanın senfonisiyle harmanlanan bu anın büyüsü içindeydik. Akan gözyaşlarım dudaklarımıza ulaştığında Demir hafifçe geri çekilerek, "Ağla diye yapmadım ben bunu," dedi ve nazikçe eliyle gözyaşımı sildi. Yüzünde sıcak bir tebessüm belirdi. "Duygulandım ama," diye dudaklarımı büzdüğümde, gözlerinin derinliklerinde sevgiyle parlayan bir ışık vardı. "Senin duygularını yerim," dedi. Dudakları dudaklarıma geri döndü, öpüşmemiz yeniden başladı. 
          
          Sadece dudaklarımızın birleşmesi değil, ruhlarımızın da kaynaştığı bir an gibiydi. Zaman durmuş, dünya sadece ikimiz için var olmuştu. İçimdeki tüm duygular bu öpücükte eriyip gidiyordu. Demir'in dudakları, hayatımın her anında yanımda olacağına dair sessiz bir söz veriyordu.
          
          "Ağlama artık," diyerek yeniden akan gözyaşlarımı sildi ve yüzümdeki her bir damlayı dikkatlice temizledi. "Senin gözyaşların akmasın diye uğraşıyorum, şu haline bak," dedi. Yanağıma hafif bir öpücük bıraktığında, o öpücükle birlikte kalbime sıcaklık doldu. "Güzelim benim," dediğinde bir öpücük daha bıraktı, dudakları tenimde bir yol çizdi. "Sevgilim," derken, bir öpücük boynuma bıraktığında, tüylerim diken diken oldu. "Müstakbel eşim," dediğinde, kalbimde bir yerlerde çiçekler açtı.
          
          Bu anı ölümsüz kılmak istercesine birbirimize sarıldık. Demir'in kollarında kendimi tamamlanmış hissediyordum. Gözyaşlarım sevgiyle kurudu ve yerine tarifsiz bir mutluluk yerleşti. Dünya üzerindeki en güzel seslerin yankısı içinde.
          
          "Bir daha söyle?" diye mırıldandım gülümseyerek.
          
          "Güzelim benim, sevgilim, müstakbel eşim, karım." Hepsini tek tek keyifle sıraladığında, uzanıp onu öpen kişi ben olmuştum. Her şeyi bir kenara atabilirdim, gömebilirdim. Ellerimdeki izleri sevebilirdim. 

maviialakarga

Gecenin Bir Batısı Yeni Bölüm Alıntısı~
          
          38. Bölüm~
          
          Elimdeki çay dolu bardağı sertçe tezgaha bırakıp, hızlı adımlarla kapıya doğru ilerleyip kapıyı açtığımda tam karşımda duruyordu. Üzerindeki siyah deri ceket, altındaki dar kot pantolon ve temiz ayakkabılarıyla oldukça şık görünüyordu. Kısa kesilmiş saçları ve bakımlı sakalı, yüzüne keskin ve çekici bir ifade katmıştı. Gözleri parlak ve dikkatliydi; kendinden emin duruşuyla her zamanki karizmatik havasını koruyordu.
          
          “Ne işin var burada?” dedim, şaşkın bir ifadeyle. Demir bana cevap vermek yerine, ayakkabılarını çıkararak içeri girmeye niyetlendiğinde istemsizce bir adım geri çekildim.
          
          “Sevgilimi görmeye geldim,” dedi gülümseyerek. Yüzünde her zamanki kendine güvenen ifade vardı. “Bugün beni biraz kıskandı sanırım,” diye devam ettiğinde yanağıma hafif bir öpücük bıraktı, dudakları yanağımda sıcak ve nazikti. “10 günde kafanı dinledin umarım, çünkü kafanı ağırtmaya geldim.”
          
          “Demir, sen manyak mısın?” diye sordum, kapıyı yavaşça kapatarak. Gözlerim hala şaşkınlıkla açılmıştı. Onun peşinden, koridor boyunca ilerlerken kalbim hızla atıyordu. Demir, salonun ortasına doğru yürüdü. Adımları kararlı ve kendinden emindi. Bense hala olup biteni anlamaya çalışıyordum.
          
          Demir, salonun ortasında durup etrafına bir kez daha baktı. Yüzünde hafif bir gülümseme belirdi, ceketini çıkarıp koltuğun üzerine attı. Hareketleri rahat ve doğal, ama bir o kadar da etkileyiciydi. Döndü ve bana doğru bir adım attı. Gözleri derin ve anlamlıydı, bakışları adeta içimi görüyordu.
          
          “Senin kadar değil,” dedi alaycı bir ifadeyle, ceketinin ardından. Ardından yüzü ciddileşti, gözleri benimkilerle buluştu ve sesi biraz daha yumuşadı. “Defne,” diyerek derin bir nefes aldı, sanki söyleyeceklerinin ağırlığını hafifletmeye çalışıyordu. “Evlensene benimle?”

pandnum

@ maviialakarga  evet evet evet 
Reply

maviialakarga

Merhaba…
          
          Bölüm için baya bir geciktim maalesef bazen elimizde olmayan nedenler olabiliyor. En kısa zamanda atacağım bölümü uzun uzun yazıp. 
          100k olmuş hikayem. Görünce çok sevindim çok teşekkür ederim okuyanlar için elinize dilinize gözünüze sağlık  
          Bir süreçte olduğumu belirtmiştim, okuyanlarda az çok bilir Sadece bunalma sürecindeyim, bunaldım iğneden ilaçtan doktordan evde olmaktan   kısa bir tatil yaptım geldim. :)

Asubalck

Geçmiş olsun yazarcım  
Reply

maviialakarga

Gecenin Bir Batısı Yeni Bölüm Alıntısı ~
          
          37.Bölüm~
          
          "Ben seni terk ettiğimde de köpek gibi içmiştin Defne." Sert ve öfkeli bakışlarım Demir'i bulduğunda, "Ne?" Demekle yetinirken, "Sen beni terk ettin. Yine köpek gibi içiyorsun." Diye eklediğinde elimdeki neredeyse boş bira şişesini Demir'e fırlattığımda ani bir refleks ile yakaladı şişeyi.
          
          "Ama o gece hiç değilse parçalayabilmiştim. Bak şimdi yakalıyorsun hemen!" dediğimde sinirle kalktı yataktan. Hızlı adımları yanıma ulaştığında ağzımdaki sigarayı sertçe çekerek söndürdü, ardından karşı sandalyeye uzattığım ayaklarımı yere ittirerek indirdi. Ve ne olduğunu anlayamadan kendimi onun kucağında bulduğum sırada, "Bırak beni, Demir!" diye bağırdım, beni içeriye sokarken. Balkon kapısını da sıkıca kapadığında beni yastık atar gibi yatağa fırlattı.
          
          "Uykusuzluktan gebericeksin! Uyu artık! Yarın yola çıkacağız, yol boyu huzursuz bir kadın istemiyorum yanımda." derken üzerindekileri çıkarmaya başlamıştı. Ben ise onun fırlattığı şekilde yatakta kalırken öfkeyle izliyordum onu.
          
          "Siktir git, huzurlusunu bul o zaman!" dedim, hafif sarhoş bir ağızla.
          
          Bana doğru eğildiği sırada üzerimdeki elbiseyi çekerek zorla çıkartı, bavuldaki pijamalarımdan rasgele seçip üzerime fırlattı, "Giy!" diyerek emrini verirken.
          
          Elbiseyi sutyensiz giydiğim için şu an çıplak sayılabilecek bir pozisyonda olduğumdan, bana fırlattığı pijamaları sinirle üzerime geçirdim.
          
          "Benim şansıma da huzursuz kadın denk gelmiş işte," diye az önceki cümleme karşılık verirken, "Hala huzurlusunu bulabilirsin," diye söylendiğimde pikeyi açıp yatağa girdi, ben ise fırlatıldığım pozisyondaydım.
          
          "Huzurlu bulmama gerek yok, yanında huzur bulduğum kadınlayım," dediğinde far görmüş tavşan gibi kalmıştım adeta. Yanına yattığı sırada, "Sende hala benimle aynı yatakta olduğuna göre duygularımız karşılıklı. Bizde nefret ede ede severiz, yapacak bir şey yok," diyerek belimden kavrayıp yatmam için çektiğinde, "Ben yatarım," diyerek biraz uzaklaştım

maviialakarga

GECENİN BİR BATISI Yeni Bölüm Alıntısı
          
          36.Bölüm~
          
          "Seni anlıyorum," dediğinde, güçlü bir kahkaha atarak, "Siktir oradan!" diye bağırdım, "Ne anladın sen beni be! Ne anladın!" Derken adımlarım çoktan yanına ulaştığında, "Beni yanında fiziki güçle tutuyorsun adama silah çektin be!" diye tekrar bağırdım. Öfke ve hüsranla doluydum
          
          Demir bu durumu pek önemsememiş gibi, "Haketti," demesiyle daha da sinirlendim. "Ama seni yanımda fiziki güçle falan tutmuyorum Defne! Sen yanımda kalmak istiyorsun." Öfkeyle dolu bir bakışla ona doğru ilerledim, içimdeki volkan patlamak üzereydi. 
          
          Ellerim hızla beline uzandığında silahını çektiğimde bunu bile bile engel olmazken, ben o silahı kalbine dayadım. "Seni vursam benim canım acır." Dedim nefretle konuşur gibi, "Vurmasam yine benim canım acır." Akan gözyaşıma engel olamazken, "Benim canımın acısı ne zaman dinecek?" Dediğimde kalbine dayalı silaha gitti eli yavaşça elimden aldığında buna müsade ettim.
          
          "Senin canını bu derece mi yakıyorum ben?” diye sorduğunda yine bir cevap alamadı. Yanıma yaklaşıp bana sarıldığında onu itmedim. Daha sıkı sarıldı, dudakları her zamanki yerini buldu, saçlarımı okşadı. “Seni götüreceğim İstanbul’a,” diye mırıldandığında ağlamam şiddetlendi. “İstediğin, mutlu hayatı yaşamana izin vereceğim.”

maviialakarga

GECENİN BİR BATISI Yeni Bölüm Alıntısı~
          
          35.Bölüm~
          
          Günün başka bir anlam ve önemide vardı bizim için. Demir’in doğduğu gündeydik ve biz ilk defa bu günde yanyanaydık.
          
          Demir, elindeki yarılanmış rakı bardağını bana doğru uzatarak, "Şerefe, güzelim," dediğinde yüzümde samimi bir gülümseme belirdi. Bardağı alıp yavaşça iki bardağı tokuşturarak, "Şerefe," dedim.
          
          Benim üçüncü bardağı içtiğim sırada, Demir’in kaçıncı bardağı içtiğini hatırlamıyorum çünkü üçten sonraki saymayı bıraktım. "Ciddi anlamda sarhoş olma yolunda ilerlerken, az önce garsona verdiğim sipariş sonucunda masaya ufak, hatta iki kişilik bile olmayan bir kek formundaki pasta geldi. O sırada çantamdan bir mum ve çakmak çıkarıp, “Ritüeli tamamlamak lazım.”diyerek mumu pastaya diktim ve yaktım. Ardından, Demir'e doğru uzattım.
          
          Mumun üfleneceği sırada “İyi ki doğdun, sevgilim.” dedim ve bekledim. Ancak bakışlarını üzerimden çekmeden, “İyi ki doğmuşuz.”dedi.
          
          Mumun üfleneceği sırada, “Dilek dile!” diye uyardığımda, gözleri tekrar bana döndü ve “İki senedir dilediğim dilek şimdi tam karşımda zaten. Benim başka dileğim yok.” diyerek yerinden kalktı ve yanıma doğru geldi. Sarhoşluğun etkisiyle sersemlemiş olmasına rağmen masaya dayanarak üzerime eğildi ve uzun bir öpücük kondurduğunda, “Şimdi doğdum.” dedi. Ardından, önündeki kek formundaki pastasına uzandı ve mumu üfledi. Bu sefer ben de ona doğru eğilerek dudaklarından öptüm.
           

maviialakarga

GECENİN BİR BATISI Yeni Bölüm Alıntısı~
          
          34.Bölüm~
          
          Yavaş adımlarımızla ordu evine doğru ilerlerken, gözümün köşesine Altan'ın arabası çarptı. Duraksadım, adımlarımı yavaşlattım ve şaşkınlıkla etrafı gözlemledim. 
          
          Dilek'e baktığımda “Altan gelecek miydi?”sordum. Dilek, benim baktığım yöne doğru bir göz attı ve şüpheyle, "Bilmiyorum, benim bilgim yok." dedi.
          
          İçeriye girdiğimizde, Dilek kapıdaki askere selam verdi ve adımlarımızı merdivenlere doğru attık. Birinci kata ulaşırken.
          
          “Sağ taraftan." dediğinde Dilek'in peşinden gittim. Ancak kapının aralık olduğunu fark edince, ikimiz de duraksadık. Dilek yerinde durmayı tercih ederken, ben yavaş adımlarla aralıktan içeri doğru ilerledim. Gördüğüm manzara karşısında, adeta çivilenmiş gibi yerimde donakaldım.
          
          Ceren’in yatağına uzanmış bir Altan beklemiyordum, ama onun kutusundan yeni açılmış bir gelinliğe sarılmasını hiç beklemiyordum. 
          
          Dolan gözlerim, titreyen bakışlarım Altan’ın üzerinde dolaşırken ne diyeceğimi bilemeden bir adım daha atarak içeriye girdim. “Gelinliği geldi.” diye mırıldandı Altan, “Bugün kargo getirdi.” dediğinde gözümden akan bir damla yaşa engel olamadım. 
          
          “Ama o kefen giyecek.” diye devam etti yorgun, çatallı sesiyle.

maviialakarga

@hayalperstPapatyaa yazar bu aralar melankolik karakterlerde payına düşeni alıyor :)
Reply

hayalperstPapatyaa

@ maviialakarga  yaktın be Altan içimizi inşallah diğer bölümlerde mutluluğu bulursun
Reply

maviialakarga

GECENİN BİR BATISI Yeni Bölüm Alıntısı~
          
          33.Bölüm~
          
          Esen rüzgarla beraber çıkışa geldiğimi anlamıştım. Aniden yüzümde hissedilen soğuk bir nefes gibi, ölümün eli vücudumu sarmıştı. Bacaklarım adeta hayata veda eder gibi, merdivenin ilk basamağına yığılarak çıkışı engelledi. Her adımda ölümün varlığını daha da derin hissediyordum, bedenim adeta bu gerçekle boğuşuyordu.
          
          İçimdeki acıyla bağıra çağıra ağlamak istiyordum. Ne yapacağımı bilmiyordum, ancak kime gideceğimi biliyordum.
          
          Küpeşteye sıkı sıkı tutunup destek alarak ayaklandığımda, Dilek'in askeriyeden ağır adımlarla çıkıp yanımdan geçerek bahçeye indiğini fark ettim. Gözlerim, onun arkasından uzun süre bakakaldı, sanki ben orada yokmuşum gibi geçip gitti yanımdan.
          
          Bakışlarıma eşlik eden akan gözyaşlarımla Dilek'i takip ettim ve çaresizce bir banka oturdu. Başını ellerinin arasına alarak, "Beni bununla sınama!" diye fısıldadı. "Lütfen, beni en korktuğum şeyle sınama Allah'ım!" dediğinde, ona yaklaşmaktan vazgeçtim. İçimde bir çaresizlik ve acı doluydu ve hepimiz aynı şeyi hissediyorduk.
          
          Hangimizin evine ateş düşecekti? Hangimizin canı daha çok yanacaktı? Daha kaç kişi sevdiğinin arkasından göz yaşı dökecekti?

maviialakarga

GECENİN BİR BATISI Yeni Bölüm 2.Alıntı~
          
          32.Bölüm~
          
          Çalışma masamın üzerinde dağınık duran evraklar, sessiz bir odanın tek tanığıydı. Kağıtların arasında Cenk'in gönderdiği belgeler bulunuyordu, ancak masamın ötesindeki düşünceler daha ağırdı. Odanın içinde dolaşan ruhum, Demir'in mevcut göreviyle meşguldü.  Gönlüm, kırgın bir aşkla doluydu. Kalbim, bu kırgın aşkı deli gibi yaşamak istiyordu. Ancak, bu duygulara rağmen, beyni bununla mücadele ediyordu. 
          
          Ali Demir Karaca bir vatan savaşındaydı, ben ise duygularla mantık arasında bir savaştaydım.
          
          Görevimin üçüncü ayını geride bırakırken, mevsimin yavaş yavaş değiştiğini hissediyordum. Yazın sıcak güneşi, soğuk kışın ardından yeryüzünü canlandırıyordu. Ancak bu canlanma benim için iç karartıcı bir gerçeği beraberinde getiriyordu. Okulların kapanmasıyla birlikte resmi olarak işsizler kervanına katılacaktım artık. Bu da benim ayrı bir savaşım olacaktı.