liilyybird

Bir kitapta bu hikaye ile ilgili şöyle bir paragraf vardı:
          	Hades Perposhone'yi yeraltı dünyasına kaçırdığında, yeryüzünün baharı da gitti yaşayanların elinden.
          	Perposhone yeryüzüne adım attığında açan çiçekler, o gittiğinde solardı.
          	O yeryüzüne çıktığında yaz gelirken, yeraltına indiğinde kış gelirdi.
          	Perposhone yeryüzünün baharıydı, gitmesi kış demekti.
          	Fakat herkes yeryüzünün kışını düşünüyordu.
          	Kimse Hades'in kışını düşünmüyordu.
          	Çünkü Perposhone Hades'in de baharıydı, gitmesi kış demekti.

liilyybird

Bir kitapta bu hikaye ile ilgili şöyle bir paragraf vardı:
          Hades Perposhone'yi yeraltı dünyasına kaçırdığında, yeryüzünün baharı da gitti yaşayanların elinden.
          Perposhone yeryüzüne adım attığında açan çiçekler, o gittiğinde solardı.
          O yeryüzüne çıktığında yaz gelirken, yeraltına indiğinde kış gelirdi.
          Perposhone yeryüzünün baharıydı, gitmesi kış demekti.
          Fakat herkes yeryüzünün kışını düşünüyordu.
          Kimse Hades'in kışını düşünmüyordu.
          Çünkü Perposhone Hades'in de baharıydı, gitmesi kış demekti.

liilyybird

Mademosielle Noir etrafındaki insanlar tarafından yanlış anlaşılan ve trajik bir kaderle karşılanan bir kadının çok üzücü bir hikayesidir.
          Mademosielle Noir kalbi kırık bir kadındı. Tek yaptığı kendini birazda olsa ifade etmeye çalışmaktı. Kendisi ruhu gibi siyaha bürünmüştü. Saçları uzun ve siyahtı. Teni soluktu ve hasta görünüyordu. İçten içe yardım istiyordu. İnsanlar onun bu halini anlamak istemediler. Aynı dili konuşmadıkları için gerçekte ne söylediğini anlayamadılar. Görüntüsünden ötürü söylediği şeyleri şeytani olan şeylerle bağdaştırdılar. Ona iblis dediler ve onu tıpkı cadıları yaktıkları gibi yaktılar. Kadın ise ölüm onun için gelirken bile onu kurtaracak bir prensin gelmesini bekledi. Son bir umut ile son sözlerini söyledi ama insanlar asla anlamadı. Sonunda ise yandı ve öldü.
          Rapunzel'in hikayesi bu dönemdeydi. Rapunzel'i sadece bir peri masalı olarak görüp güzel olduğunu düşündüler ama sonra gerçek Rapunzel ile karşılaştıklarında onu bir canavar olarak gördüler. Peri masalında bunun masum ve tatlı olduğunu düşünmüşlerdi.
          İnsanlar farklı olan şeyleri sevmez ve yok etmek isterler. Sarı saçları olan çekici bir Rapunzel yerine kalbi kırılmış ve siyaha bürünmüş bir Rapunzel gördüklerinde yaptıkları gibi.

liilyybird

Birde şu hikayeye bakın:
          Harun Reşit savaşta esir aldığı düşman generale:Sana bir sorum var eğer doğru cevabı verirsen kelleni kurtarırsın demiş.
          "Kadınlar en çok ne ister"?
          General düşünmüş,araştırmış ve en sonunda dağda yaşayan çirkin bir cadının bu cevabı bildiğini öğrenmiş.
          Cadı'nın yanına gitmiş
          cadı, evlen benimle demiş ancak o zaman cevabını alabilirsin. General kabul etmiş ve gidip Harun Reşite "kadınlar özgür olmayı ister" demiş. Harun Reşit bu cevabı kabul etmiş ve general kurtulmuş fakat cadıya evlenme sözü verdiğini hatırlamış. Cadıyla gidip konuşmuş cadı ise ben lanetliyim günün sadece bir yarısı güzel olabilirim demiş "Gece senleyken mi güzel olmamı istersin yoksa gündüz dışardayken mi?" diye sormuş. General "kadınlar özgürdür" sözünden yola çıkarak cadıya buna kendin karar ver demiş. İşte o günden itibaren cadıdaki lanet kalkmış ve tamamen güzeller güzeli bir kadın olmuş.
          Peki ya Çingene adam? Kadını öldürmek yerine onu dinleseydi, albino çocuğu olduğu gibi sevseydi onlar da sonsuza kadar mutlu olmazlar mıydı?