Aşktan çok bir şey anlamıyorum. Kitaplardan okuduğum, filmlerde gördüğüm, hayallerimde canlandırdığım kadardı aşk. Aşk diyebilir miyim bilmiyorum ama sonra gerçekten birini sevdim. Güzel bir şeydi ya sevgi. Sevmeyi sevdim. Birine bakınca bile mutlu olmayı çok sevdim. Ama kötü yanını tanımamıştım. Belki ben sevgimden kör oldum anlayamadım onun dediği her şeyin aslında yalan olduğunu. Belki de gerçekti ama yeterli değildi. Belki de sevgisi sınırlıydı. Bazı şeyleri kabullenmek gerekiyor benim açımdan önce, onun benim kadar sevmediğini bu durumda. Aşk için gururunu ayaklar altına almayı hiçbir kitapta, filmde doğru bulmazdım. Aynısını yaptım. Birçok kez aynı kişi için yaptım. Acımı görmeyen, boğulduğumu görmeyen, canım yana yana ona yakardığım halde beni görmezden gelen biri için birçok kez çabaladım. “Gitme” diye gecelerce ağladım “sana ihtiyacım var biraz konuşalım” diye de ağladım, hiç cevap alamadım. Aldığımda da daha ağır oldu zaten.
Yine de ben aşka küsmüyorum sanırım. Aşk güzel bir şey, acıtmaz diyemem ama sevip sevilmek çok güzel bir şey. Acısına beraber katlanabileceğin biri olması eminim ki çok güzel bir şeydir. İlk kez birini sevdim, ilk kez bir ilişkim olsun istedim ama olmadı. Takıntı yaptım sonra, çok koştum, yalvardım, yakardım. Dönüp baktı bana, güldü ve hiçbir şeymişim gibi yoluna devam etti. Sanırım orda kalbimin bir parçasını çok kötü kırdım. Aylardır toparlayamıyorum parçalarımı, hep de ellerimi kesiyorlar. Nasıl toparlanırım bilmiyorum, niye burda yazıyorum, kim okur bilmiyorum ama şöyle bir içimi dökmek istedim