kestimbileklerimi

Yaşadığınız zaman boyunca illaki balon görmüşsünüzdür. Lunaparkta , çocuklar için yapılmış eğlence mekanlarında vs. yerlerde balonlara rastlamışsınızdır. Hatta aileniz size bu balonlardan almış ve sizde çok sevinerek balonlarla oynamışsınızdır. Bir süre sonra ise ya patlatmış yada elinizden kaçırıp gökyüzüne doğru yolcu etmişsinizdir.
          	Balonun ne olduğuna gelecek olursak ; balonlar kauçuk , lateks , polipropan ve naylon kumaştan üretilebilen , icine belli bir miktar hava doldurulmasıyla belli bir hacme sahip olan esnek bir torbadır. Bir çok renk ve desende olabilir. Eğer içine helyum gazı doldurulursa , helyum gazının soluduğumuz havadan daha hafif olmasından kaynaklı uçmaya başlar tabi iple bir yere bağlamazsan.
          	Bence biz insanlar balonlara benziyoruz. Nedeniyse , balonları iple bağlarsanız iplerinin izin verdiği yere kadar özgürlerdir yani kısıtlı bir ögürlükleri vardır. Yani istedikleri yere kadar uçamazlar ve iplerinin izin verdiği yere kadar gidebilirler. Aynı şekilde insanlarda isteyerek veya istemeyerek kendilerini iplerle bir veya birden fazla yere bağlarlar. İplerinin izin verdiği kadar özgür olurlr , kısacası köle olmak zorunda bırakılırlar. Peki balon ipinden kurtulursa ne olur? Sonunu bile göremediğimiz o gök yüzüne dorğu yükselir. Asla yeryüzüne dönmez. Özgür olur artık patlayana kadar. Eğer biz insanlar da iplerimizi kopartabilirsek , bizi köle yapan bu dünyadan kurtulabiliriz. Bunun en güzel yanı bizi balonlardan ayıran bir özelliğin olması. Balonların iplerinden kurtulabilmesi için onun ipini çözecek , kopartacak birinisine ihitiyacı var ama bizim yok. Herşey bizim elimizde. Yapmamız gereken tek şey bir makas almak ve o ipleri kesmek. Kendinizi balon yerine koyun , gökyüzüne doğru yavaşça , çok nazik bir şekilde uçtuğunuzu ve asla düşmeyeceğinizi . Hayalini kurmak bile güzel değil mi? Kafesinden kurtulmuş  bir kuş gibi özgür.

sevdigiseviyor

Oha mükemmeldi, baya iyiydi. 
Reply

_gokyuzumdekibulut

Kafesinden kurtulmuş bir
          	  kuş gibi özgür°
          	  Çok anlamlı.
Reply

Pandicornnn_

O kadar doğru ve harika yazmışsın ki....
Reply

QumruSmdova

O kadar yoksun ki. Bazen bir insan olduğunu unutuyorum. Bazen senki mesajlar yazan bir robotdun. Ama insan değildin. Gelip arabir burada yazdıklarını okuyorum ki insan olduğuna inanayım. Ne hiss etdiğimi bilmiyorum. Sadece yoksun, her zamanki gibi. Bu yıl da yoksun. Ama dikkat et, belki bu yıl ben de olmam.

melsacgrge

merhaba bir ara intihar ipleri diye biri vardı ismini mi değiştirdi?

mezarliklar

@melsacgrge bu profile denk geldim, bari sorunu cevaplayayım. kullanıcı adı, kaburgamdacicekler olması lazım
Reply

kestimbileklerimi

@melsacgrge 
            Bahsettiğin kişiyi tanımıyorum. 
Reply

kestimbileklerimi

Yaşadığınız zaman boyunca illaki balon görmüşsünüzdür. Lunaparkta , çocuklar için yapılmış eğlence mekanlarında vs. yerlerde balonlara rastlamışsınızdır. Hatta aileniz size bu balonlardan almış ve sizde çok sevinerek balonlarla oynamışsınızdır. Bir süre sonra ise ya patlatmış yada elinizden kaçırıp gökyüzüne doğru yolcu etmişsinizdir.
          Balonun ne olduğuna gelecek olursak ; balonlar kauçuk , lateks , polipropan ve naylon kumaştan üretilebilen , icine belli bir miktar hava doldurulmasıyla belli bir hacme sahip olan esnek bir torbadır. Bir çok renk ve desende olabilir. Eğer içine helyum gazı doldurulursa , helyum gazının soluduğumuz havadan daha hafif olmasından kaynaklı uçmaya başlar tabi iple bir yere bağlamazsan.
          Bence biz insanlar balonlara benziyoruz. Nedeniyse , balonları iple bağlarsanız iplerinin izin verdiği yere kadar özgürlerdir yani kısıtlı bir ögürlükleri vardır. Yani istedikleri yere kadar uçamazlar ve iplerinin izin verdiği yere kadar gidebilirler. Aynı şekilde insanlarda isteyerek veya istemeyerek kendilerini iplerle bir veya birden fazla yere bağlarlar. İplerinin izin verdiği kadar özgür olurlr , kısacası köle olmak zorunda bırakılırlar. Peki balon ipinden kurtulursa ne olur? Sonunu bile göremediğimiz o gök yüzüne dorğu yükselir. Asla yeryüzüne dönmez. Özgür olur artık patlayana kadar. Eğer biz insanlar da iplerimizi kopartabilirsek , bizi köle yapan bu dünyadan kurtulabiliriz. Bunun en güzel yanı bizi balonlardan ayıran bir özelliğin olması. Balonların iplerinden kurtulabilmesi için onun ipini çözecek , kopartacak birinisine ihitiyacı var ama bizim yok. Herşey bizim elimizde. Yapmamız gereken tek şey bir makas almak ve o ipleri kesmek. Kendinizi balon yerine koyun , gökyüzüne doğru yavaşça , çok nazik bir şekilde uçtuğunuzu ve asla düşmeyeceğinizi . Hayalini kurmak bile güzel değil mi? Kafesinden kurtulmuş  bir kuş gibi özgür.

sevdigiseviyor

Oha mükemmeldi, baya iyiydi. 
Reply

_gokyuzumdekibulut

Kafesinden kurtulmuş bir
            kuş gibi özgür°
            Çok anlamlı.
Reply

Pandicornnn_

O kadar doğru ve harika yazmışsın ki....
Reply

kestimbileklerimi

bazen siz de boş bir insan olmuş olmaktan korkuyor musunuz?
          
          bir sene önce yazacak, söyleyecek, çizecek ne çok şeyim vardı: bitmemiş hikayelerim, yarım kalmış sözlerim, kağıda dökülmeyi bekleyen çizimlerim... Hiç zamanım olmamasından yakınırdım, üzülürdüm. Şimdiyse elimde ne yapacağımı bilmediğim adeta duvara bakarak harcadığım ve etrafa saçtığım bir sürü zamanım var ve yapamıyorum. Eskisi gibi dökülmüyo kelimeler parmaklarımdan, eskisi kadar istekle oturmuyorum bir kitabın başına, okumuyorum bile, hatta izlediğimi söylediğim binlerce dizi bile aslında sadece boş boş duvara bakmak istemememden oynuyor arkaplanda. Mutsuz olmak için bir sebep ararken buluyorum kendimi, yaşadığım hiçbir şeyin gerçekmiş gibi hissettirmemesinden olsa gerek. (zor da değil hani bulmak böyle şeyleri, birkaç dakikanızı ayırıp haberleri izlediğinizde) Elimde değil gibi hissediyorum, sanki ne yaparsam yapayım ortasında kaldığım bir girdap var, dünyanın merkezine konulmuş sonsuz bir plakla beraber oluşan girdabın içinde döne dolaşa, bata çıka yaşayan ben. Birkaç dakika önce hissettiğim mutluluğun, düşen yapraklara bakarken içimde kahkaha atan sesin, kahve içerken aldığım hazzın hiçbir önemi yokmuş gibi, sanki hiçbir şey olmamış gibi saniyeler içinde beni tekrar batıran şeyin ne olduğunu çözemiyorum. Öyle büyük, ağır bir mutsuzluk da değil hissettiğim. Arada bir orada olduğunu fark ettiğim, aslında sürekli orda olduğunu belki de bildiğim, hiçbir şeyle yetinemiyormuşum gibi hissettiren ve bir şekilde bazı şeylerin beni mutsuz edeceğini ima eden bir ses gibi orada olup beni huzursuz eden bir mutsuzluk. Nasıl anlatacağımı bile bilmediğim bir ses, bir gürültü. Hep arkaplanda çalıp duran artık duymaya dayanamayacağınız bir müzik gibi. 

_saudade0

@dolunaydakayboldum görebilsem onu inan ki hemen öğrenirim.  Burada değil :)
Reply

kestimbileklerimi

@PiremsesDaphne  
            Değmiyor inan hiç değmiyor.
            Akıttığın göz yaşları
            Aklından çıkmaması
            Durmadan onu düşünmen
            Ama onun çekip gitmesi.
            Değmiyor.
            Ama değmediğini hepimiz biliyoruz  değmeyenlerin yüreğimize değmiş olması çok üzücü.
Reply

kestimbileklerimi

@razisqx  
            İhtiyacı olan ne çok kişi varmış..
            Peki söz bir gün öğrenirsem söyleyeceğim.
Reply

kestimbileklerimi

Geceyi izliyorum... Elimde dumanı katran sigaram,bir elimde beni benden alan son dem şişem... susuyorum ben yine... gözyaşlarım konuşuyor yerime...hayalin yanımda bakıyorum sadece,dokunsam kaybolacak biliyorum,dokunamıyorum... Sesler fısıldıyorsun kulağıma,duyamıyorum,sağırım sanki duvar gibi. Yıldızlara bakıyorum,benim en parlak yıldızım sen!kayıp,gidiyorsun artık gökyüzümden... Tutamıyorum zamanı her geçen dakikalar düşmanım benim,sensizliğe attığım ürkek adımlarım onlar. Gözyaşlarımın,esiri olmuşum durduramıyorum,yağmur misali yüreğime akıyorlar. Dilimde bir şarkı adını bilemediğim, bana seni hatırlatan... ve her seferinde ayrılığımıza lanet okuduğum sözlerim... Bu ayrılık akşamın da bizi,ayrılığımızı izliyorum... Nasıl sensiz kaldığımı, her sabah uyandığım da seni yanımda bulamadığım da içimin acıdığını,kalabalıklar içinde nasıl yapa yalnız dolaştığımı ve dünyanın öbür ucun da olsam bile nasıl yüreğim de götürdüğümü, telefonun tuşların da numaranı çevirememe cesaretsizliğimi izliyorum,kalbim'in 'ara' ama beynimin asla 'arama' dediği ve en sonun da kalbimin galip, geldiği ürkek ürkek arayıp, sadece sesini bir kez duyduğum da dilimin ucuna gelipte söyleyemediğim seninse bekleyip,sadece 'alo' demekle yetindiğin ve benimse asla konuşacak gücü bulamadığım,bulsam da konuşamayacağım duygular içindeyim sevgilim... Seni düşünüyorum... Daha nereye kadar susacaksın?ne çektireceksin bana ne kaldı ki söylesene?Bu ödediğim bedel niye?ben sana ne yaptım,tek suçum tek hatam sana değer vermek mi?uğruna gözyaşı akıtmak mı? seni sadece bir kez görebilmek için,her gece allah'a yalvarmam mı? Söylesene sevdiğim cevap versene böyle suskun durma ne olur, sen sustukça ben haykırıyorum,sevdamıza. Konuş sevdiğim. Söyleyeceklerin ne olursa olsun hazırım ama yeter ki susma! Sevgimizi sessizliklere, gözyaşarına boğma. Bilmeliyim bana dair ne varsa.... Ve ben yine susuyorum,taki sen konuşana dek,susuyorum....

amisya_a

@ kestimbileklerimi  Öyle anlatmışsınki sanki sen değilde ben içimdekileri yazmışım gibi..
Reply