karanfilinprensesi

Senden daha öncesi yok ki
          	Çoktan kaldırdım çatıya
          	Böyle bir saflık yok ki
          	Bakakaldım
          	
          	Kimlerdensin nerelerdensin
          	Değmedi mi kir pas ellerine
          	Hayret
          	
          	Aldım kör bıçağı elime
          	Kanata kanata suçumu kazıyorum
          	Sabret, sabret
          	
          	Gelen vurdu, giden vurdu, ben de vurdum
          	Vururken rastlayınca kendime durdum
          	Büküldü gökyüzü, ayna oldu zaman
          	Ben o gün ilk defa şeffaf bir şey gördüm

karanfilinprensesi

Senden daha öncesi yok ki
          Çoktan kaldırdım çatıya
          Böyle bir saflık yok ki
          Bakakaldım
          
          Kimlerdensin nerelerdensin
          Değmedi mi kir pas ellerine
          Hayret
          
          Aldım kör bıçağı elime
          Kanata kanata suçumu kazıyorum
          Sabret, sabret
          
          Gelen vurdu, giden vurdu, ben de vurdum
          Vururken rastlayınca kendime durdum
          Büküldü gökyüzü, ayna oldu zaman
          Ben o gün ilk defa şeffaf bir şey gördüm

karanfilinprensesi

Karanfillerin ya da onun prensesinin güzel bir romanın sayfaları arasında kuruyup kırılgan bir koku olma vakti gelmiş...
           Daha sonra... karanfiller çiçek açtığında ya da bilinmeyen, beklenmeyen bir anda geri dönmek için gidecek Prenses.

karanfilinprensesi

BİR ADAM
          
            
          Korku dağlarının yürekçisi
          Ölüm denizlerinin kürekçisi
          Öyle suskun oturuyor şişesinin başında
          İçtiğinin hem hırsızı, hem bekçisi
          
          
          
          Onu kırmış olmalı yaşamında birisi
          Dinledikçe susması, düşündükçe susması
          Tek başına iki kişi olmuş kendisiyle gölgesi
          Heykelini yontuyor yalnızlığın ustası.
          
          
          Özdemir Asaf
          ( 1923 - 1981 )

karanfilinprensesi

@bir-kucuk-ada  Sadece seni değil, şeker. Beni de
Reply

bir-kucuk-ada

@karanfilinprensesi  bu şiiri sence de beni anlatmıyor mu, güzel? 
Reply

karanfilinprensesi

BUGÜN VE BUGÜN
          
            
          Öyle çabuk geçiyor ki günler, 
          Hele sen de bir bak hayatına.  
          Daha dün doğmuşuz sanki, 
          Yeni okula başlamışız, 
          Yeni sevmişiz.
          
          
          
          Öyle çabuk geçiyor ki günler, 
          Hele sen de bir bak hayatına, 
          Yarın bitecek sanki her şey, 
          Yarın ölecek gibiyiz.
          
          
          
          Daha doymamışız yaşamasına, 
          Günlerimiz dün bir, bugün iki.
          Sakın bir şey bırakma yarına.
          Yarın yok ki.
          
          
          Özdemir Asaf
          ( 1923 - 1981 )
          
          
          
          
          
          Lavinia, Aşk Şiirleri, S. 12

karanfilinprensesi

ALFA 
          
            
          Senin saçların niçin kumral,
          Niçin siyah, niçin beyaz...
          Ellerin niçin konuşur,
          Niçin konuşmaz...
          
          
          
          Niçin güler gözlerin,
          Baktıkça...
          Niçin gülmez,
          Yakınlaştıkça, uzaklaştıkça...
          
          
          
          Niçin bir şey beklemiyorsun,
          Yarınlardan...
          Niçin ağlayorsun, niçin ağlamayorsun,
          Yaşanmışlardan.
          
          
          
          Bilme, niçin biliyorsun..
          Seni saran aşkların farkındasın, şiirlerle.
          Unutmak isteyorsun, unutamayorsun,
          Aynı kelimelerle...
          
          
          
          Senin saçların niçin öyle..
          Siyah, beyaz, kısa, uzun..
          Öldürmekten daha ağır bir-şey..
          Niçin anlayorsun.
          
          
          Özdemir Asaf
          ( 1923 - 1981 )
          
          Bir Kapı Önünde, S. 69

karanfilinprensesi

KARGO
          
          
          Sana buraya bazı şeyler koyuyorum. Yol boyunca aklında olsun. Lazım olursa açar okursun, Olmazsa da olsun, bir zararı yok burada dursun.
          
          Şuraya bir cümle koydum. Bırak, acımızı birileri duysun. Hem zaten şiir niye var? Dünyanın acısını başkaları da duysun!
          
          Acı mıhlanıp bir kalpte durmasın. Ortada dursun. Olur ya biri eline alır okşar, biri alnından öper. Az unutursun.
          
          Buraya tabiatı koydum. Ağaçları, suyu, ovayı, dağı. Onlar bizim kardeşimiz, çok canın sıkılırsa arada onlarla konuşursun.
          
          Buraya, küçük mutlu güneşler koydum. Günlerimiz karanlık ve çok soğuyor bazı akşamlar, ısınırsın.
          
          Buraya, bir inanç bir inat koydum. Tut ki unuttun, tekrar bak, o inat neyse, sen osun.
          
          Buraya yolun yokuşunu koydum. Bildiğim için yokuşu. Zorlanırsa nefesin, unutma, ciğer kendini en çabuk onaran organ, valla bak, aklında bulunsun.
          
          Buraya umutlu günler koydum. Şimdilik uzak gibi görünüyor, ama kimbilir, birazdan uzanıp dokunursun.
          
          Buraya bir ayna koydum arada önüne geç bak; sen şahane bir okursun. Mesai saatlerinde çaktırmadan şiir okursun. N'olcak ki, bırak patronlar seni kovsun!
          
          Burada bir tutam sabır var. Kendiminkinden kopardım bir parça, -bende çok boldur- lazım oldukça ya sabır ya sabır, dokunursun.
          
          Burada güzel çaylar var. Bu aralar senin için çok önemli. Bitki çayları, kış çayları, şuruplar, kompostolar. Demlersin, maksat midene dostluk olsun.
          
          Şuraya Youtube'dan müzikler, Bach dinle filan, koydum. Ama müzik konusunda sen benden daha iyisin, koklayıp buluyorsun.
          
          Buraya bir silkintiotu koydum. Kırk dert bir arada canına yandığım, kırkına birden deva olsun.
          
          
          BİRHAN KESKİN