isilayyym

Ve işte o an, bir şeylerin gerçekten değişmekte olduğunu anladı. Ama bu değişim, bir iyileşme mi, yoksa bir yok oluş muydu? Bunu bilmiyordu. Ama bildiği tek bir şey vardı. Gece ilerliyordu. Ve bazı insanlar, gece boyunca kendilerini kaybederler.
          	
          	Bazen bir evin içinde de kaybolabilirsin. Çünkü kaybolmak, sadece bir yer bilmemek değildir. Bazen bir insan kendini bulunduğu yerde unutulmuş gibi hisseder.
          	Hakan Dağ / Yankının sessizliği

isilayyym

Ve işte o an, bir şeylerin gerçekten değişmekte olduğunu anladı. Ama bu değişim, bir iyileşme mi, yoksa bir yok oluş muydu? Bunu bilmiyordu. Ama bildiği tek bir şey vardı. Gece ilerliyordu. Ve bazı insanlar, gece boyunca kendilerini kaybederler.
          
          Bazen bir evin içinde de kaybolabilirsin. Çünkü kaybolmak, sadece bir yer bilmemek değildir. Bazen bir insan kendini bulunduğu yerde unutulmuş gibi hisseder.
          Hakan Dağ / Yankının sessizliği

isilayyym

Neden bu kadar değersiz hissediyorum inan bilmiyorum ama artık yoruldum çoktan arkama bakmadan kaçmamak için zaten kendimi zor tutuyordum o yüzden üzgünüm ama..
          En iyi bildiğim şeyi yapıp yavaşça yok olacağım 

isilayyym

Hunter, I'm laid out on the forest floor
          Arrows in my back and sides
          Down among the leaves and stones
          You can wear my skin as armor
          You can eat my flesh and bones
          Leave nothing that is needed
          All I have is yours
          And I'll give myself up to your sharpened edges
          I no longer cling to my life
          Yes, I'm finally giving in
          Teeth and hate end our relationship
          Of course it's sad, but that's the way it is
          Your violence always wins the day
          Yes, your violence wins
          And I'll give myself up to your sharpened edges
          I no longer cling to my life
          Yes, I'm finally giving in
          Oh, and you watch as the animals
          Lay themselves down at your feet
          A thousand bared teeth, a thousand bowed heads
          Yes, they're begging you for death
          The Hunter does us all a great service
          And we've done so much to deserve it
          The Hunter does us all a great service
          And we've done so much to deserve it
          The Hunter does us all a great service
          And we've done so much to deserve it
          The Hunter does us all a great service
          And we've done so much to deserve it
          The Hunter does us all a great service
          And we've done so much to deserve it
          
          https://music.youtube.com/watch?v=F9dAflAUnJI&si=WjDL5tmjuGaXOQDv

isilayyym

“Elbette ben de seni görmeyi çok istiyorum ama ruhsuz iradesiz bir makineye döndüm ben. Heyecan içinde olmalıydım; oysa içim sıkılıyor.
          Her şey öylesine kırık dökük ki; yollar, binalar, insanlar… özellikle insanlar…”
          Annie Barrows

isilayyym

“Bazen kuyuya benziyor hayat; kör,pis,zehirli bir kuyuya. Boğuluyorum, ölüme koşacak mecalim kalmıyor, kimseyi görmüyor gözüm. Sevdiklerim yabancılaşıyor. Kitaplar tuğla oluveriyor birden.Dostlarımın sesini tanımıyorum.Varlığım.bir tele asılıyor. Bir kabus bu, bir hastalık.”
          
          Cemil Meriç
          
          “Kendimi bırakmak, unutmak, uyumak istiyorum. Ama yapamıyorum, boğuluyorum: Varoluş her tarafımdan, gözlerimden, burnumdan, ağzımdan içeri dalıyor.”
          
          Jean-Paul Sartre
          
          

isilayyym

          "Dünyadaki herkes gibi mutlu olmak için başkalarına ihtiyaç duyan bir kişiydi  ama başkalarıyla baş etmek de zordu. Beklenmedik tepkiler gösteriyorlar, çevrelerine koruyucu duvarlar örüyorlar, aynı kendisi gibi davranarak hiçbir şeye aldırmaz numaralarına yatıyorlardı."
          
          Veronika Ölmek İstiyor/ Paulo Coelho

isilayyym

          “Aramızdaki kalın duvarlar yalnızlığımızı çoğaltıp dururken, içimizdeki derin suçluluk hissi başkalarının yaşadığı mutlulukları asla haketmediğimizi fısıldayıp duruyor... ”
          Gece Açan Çiçekler/ Tarık Tufan

isilayyym

          ne size ne de bir başkasına hiç kötülük yapmamış bir insana acı çektirmeye ne ge­rek duyuyorsunuz; bu insan yalnız ve yürek karartıcı yaşamını ye­terince ağırlık ve acı olarak taşıyan biri; sahte umutlar yaratarak, yapmacık sevgi gösterileri yaparak ona yaşamının ağırlaştığını gös­termeye ne gerek var?
          
          Ophelia'ya Mektuplar/ Fernando Pessoa