Duygular insanı fazla yıpratır. Hissiz insanlar bile hislidir aslında. Hissizlikte bir duygudur. Her acıyı barındıran bir duygudur. Hissizleşirken birçok duygudan geçiyorsun, her duyguyu tadıyorsun, hepsini hücrelerine kadar hissediyorsun. Bu yüzden hissizlikte bile his vardır, duygu vardır, bir belirti vardır. Hiçbir şey yoksa bile acı vardır., yaşanmışlık vardır. Peki böyle olmamak için ne yapıyorsun?
Hiçbir şey.
Çünkü bazen hiçbir şeyle başa çıkamazsın, gücün yetmez. Ayakta durmakta zorlanırsın, dizlerin titrer. Ellerin birden titremeye başlar, birden ağlarsın ve ne olduğunu anlamazsın.
Düşünsenize, en sevdiğiniz kişiyi kaybettiniz, yağmur yağarken sevdiğiniz biri sizi terk etti ve arkasından öylece seyrettiniz. Kitabınızın herhangi bir sayfasının ucu yırtıldı, buruştu. Elinizi kestiniz, yaktınız acıyan yere dokundunuz ve daha çok acıdı. İşe, okula herhangi bir yere geç kaldınız, öfkelendiniz. Sevdiğiniz biri, başka bir insanı sevmiyor diye nefret ettiniz. Güneşi gördünüz huzur buldunuz, sevindiniz. Gökyüzüne baktın ve derin nefes aldın, güzelliğini gördün, hayal kurdun. Aşık oldun kalbin çarptı, heyecanlandın. Biri sizi öfkelendirdi kin tuttunuz. Sokakta dilenen çocukları gördünüz üzüldünüz. Biri sizden ağlayarak yardım istedi üzüldünüz.