hislibirrobot

Ne deniz kenarında ne de bi uçurumun ucunda ayaklarını sallandırıyor. Hiçbir yerde. Saçları bi ölü gibi hareketsiz, rüzgara küsmüş gibiydi. Belki de rüzgar yoktu. Gözleri ise hiçbir yerde nasıl olunursa öyleydi. Boşlukta sallanırken yalnızığını yine iliklerine kadar hissettiği anlardan birinde duruyor. Yavaşça adımladı, hemen yoruldu. Nefes nefese kalmıştı. Nasıl böyle bir şeye kalkışmaya cesaret etmişti ki! Biliyordu o hemen yorulur günlerce kendine gelemezdi. Nasılda kanmıştı yürüyebileceğine. O yürüyemezdi. Yeterince güçlü ayaklara sahip değildi. Bu ona bahşedilmemişti. O sadece hayal edip yokluğunu iliklerine kadar hissetmek için vardı hiçbir yerde. Hiçbir yerde hiçbir işe yaramadan duruyor. İnsanlara bahşedilmiş bazı hislerin yüklerini hergün hissetmek... Belki cehennem budur. Kafalarının ağırlığı ise cehennemin yoğunluğudur. İnançsız birinin cehennem tasviri kadar iyi olan bu düşünceler gereksiz birer boşluktu. Ama oydu bu boşluklar.   Boşlukta nefes alamaz ki kalp, beyin...boğulur. 

BayLordd

Özlemişim seninle sohbet etmeyi shsjsjsj (◍•ᴗ•◍)

hislibirrobot

@ BayLordd  kalpkalpkslpkalp
Reply

BayLordd

@hislibirrobot  Kesinlikle öyle (◠‿◕)
Reply

hislibirrobot

@ BayLordd  bende özlemişim hehehe eski bir dostun sıcaklığı iyi geldi <3
Reply

hislibirrobot

Ne deniz kenarında ne de bi uçurumun ucunda ayaklarını sallandırıyor. Hiçbir yerde. Saçları bi ölü gibi hareketsiz, rüzgara küsmüş gibiydi. Belki de rüzgar yoktu. Gözleri ise hiçbir yerde nasıl olunursa öyleydi. Boşlukta sallanırken yalnızığını yine iliklerine kadar hissettiği anlardan birinde duruyor. Yavaşça adımladı, hemen yoruldu. Nefes nefese kalmıştı. Nasıl böyle bir şeye kalkışmaya cesaret etmişti ki! Biliyordu o hemen yorulur günlerce kendine gelemezdi. Nasılda kanmıştı yürüyebileceğine. O yürüyemezdi. Yeterince güçlü ayaklara sahip değildi. Bu ona bahşedilmemişti. O sadece hayal edip yokluğunu iliklerine kadar hissetmek için vardı hiçbir yerde. Hiçbir yerde hiçbir işe yaramadan duruyor. İnsanlara bahşedilmiş bazı hislerin yüklerini hergün hissetmek... Belki cehennem budur. Kafalarının ağırlığı ise cehennemin yoğunluğudur. İnançsız birinin cehennem tasviri kadar iyi olan bu düşünceler gereksiz birer boşluktu. Ama oydu bu boşluklar.   Boşlukta nefes alamaz ki kalp, beyin...boğulur. 

hislibirrobot

Genç kadın yıldızlar ile bakışması süresince düşünceleri arasında kaybolmuştu. Kafasını sallayıp kendine geldi. Düşündü. Acaba yıldızlara dokunabilir miyim diye. Sonra bunun mümkün olduğunu fark edince sevinip hemen harekete geçti. Gözlerini kapatıp elini gökyüzüne doğru uzatıp yavaşça uzandığı yerden doğrulup yıldızlara doğru hareket etmeye başladı. Çok heyecanlıydı, kalp atışlarını yanından geçen böcekler bile duyabiliyordu. Birden ayağında bir sızı hissetti. Böceğin teki onu sokmuştu. Bacağındakı sızı ile yoluna devam etti. O kadar uzaktı ki yıldızlar Bacağındaki sızı kaybolup gitti, bi ara uyuya kalmıştı hatta. En sonunda yıldızlara ulaştığında bir sürü insan ile karşılaştı. O kadar çoklardı ki yer bulamam diye korkuya kapıldı biran ama bunu hisseden biri hemen yanında yer açıp genç kadını da yanına almıştı.Genç kadın çok mutlu olmuştu. Burası çok güzeldi. Yalnız değildi kalabalıkta değildi tamdı. Ne eksik ne fazla. Onlar mutluydu. Sakindi herkes, ne öfke ne korku ne de özlem vardı. Burayı çok sevmişti ilk defa bir yere ait hissetmişti. Mutluluktan birkaç gözyaşı ile vedalaştı. Bunu fark eden biri elleri ile genç kadının göz yaşlarını sildi. Gülümseyerek birbirlerine baktılar. Genç kadın kafasını onun omzuna yaslayıp önüne baktı. Yıllarca aradıkları buradaymış meğer. O artık buraya aitti. Onun bir evi vardı artık. Gülümseyerek dünyaya bakıp geride bıraktığı hüzün torbasına baktı. 

hislibirrobot

Sessiz evde yatağa uzanmış bir şekilde film izleyen genç, filmdeki adamın yaşamı tasvir etme şekline şaşırmıştı. Uzun zamandır böyle optimist bir tasvir duymamıştı. Ya tanrıya havale edilen yaşamlar ya da nefret edilen yaşamlara şahit olmuştu. Düşündü. Belki de yaşam bazı şeyleri kovalamak için kısaydı. Ya da anlamsız. Hayata filmdeki adam gibi dehşet güzel anlamlar yükleyemiyor. Gerekte duymuyordu. Sanki bazı şeyleri kaybetmiş gibiydi. Mesela eski neşeli halini. hayata karşı hep yapıcı düşünmeyi. Yaşlanmanın getirileri belki de. Ya da yıpranmanın. Film bitince düşünceli bir şekilde yataktan kalkıp tuvalete gitti. 

hislibirrobot

Yangından hızla kaçan ateş böceği etrafta ailesini arıyor ama bir türlü bulamıyordu. Ailesini alevlerden ayırt edemiyor çaresizce gezinip ağlıyordu. Yoklar! Neredeler? Herkes acıyarak ona bakıyor. Kimseden çıt çıkmıyor. Alevlerin acımasız çıtırtıları ailesinin feryatlarını yutmuş gibiydi. Yangın söndürülüp yalnızlığı tescillenince ağladı için için. Dünyada yapayalnız kalmıştı. Yere çöktü. Kuru hıçkırıkları boş sokakta yankılanırken ayaklandı. Yangından arta kalan eve yürüdü. 

hislibirrobot

Bir hasta. Gözleri odaksız bir şekilde karşıya doğru sabitlenmiş. Yatağın üzerinde oturur vaziyette konuşuyordu. Çok dolmuştu. Elleri, gözleri, kelimeleri titrerken gözlerinden yaşlar istemdışı akıyordu yanaklarına doğru. Konuşurken derdini anlatmaya kendini o kadar kaptırmıştı ki anlayacak biri var mı farkında bile değildi. Hasta. Yanlış. Yalnız. Sesi tondan tona girerken kendini anlatmaktan yorulmaya başlamıştı. Hiçbir şey sonsuz değildi. Acıları, hayal kırıklıkları, hisleri, gözyaşları, titreyen elleri, öfkesi, umutsuzluğu, nefesleri... Hepsi son bulacak. Bitecek her şey. Dalgınca yatağa doğru uzandı. Hergün ki gibi uykuya daldı. 

hislibirrobot

Güneş kan çanağına dönmüş bir şekilde dünya ile vedalaşırken kumsaldaki bir beden kafasında çalan müzikle onları izliyordu. Saçlarını savuran rüzgar ile kafasını kaldırıp derince bir nefes aldı. Kafasının içindeki düşünce okyanusunda oradan oraya savrulurken güneş dünyaya veda etmişti. Ayağa kalktı. Durdu. Durdu. Durdu. Deniz ile kavuşmak için yavaşça ileri doğru adımladı. Yürüdü. Yürüdü. Yürüdü. Müzik şimdi daha da  yüksekti. Her tarafını sarmıştı. Müzikten başka hiçbir şeyi duyamaz hale gelmişti. Kulakları ağrımaya başlamıştı artık. Çok yüksekti müzik. Elleri ile müziği susturmaya çalıştı. Ama gücü yetmedi. Sonra müzik durdu. 

hislibirrobot

Karanlık ormanın derinliklerinde bir hayvan inlemesi duyuluyordu. Gitgide güçsüzleşmişti ses zamanla. Bir süre sonra ses kesilmişti. Etrafı kötü bir koku sarmıştı. Bir şeylerin habercisiydi bu koku. Kimisi için ölümün, kimidi için ziyafetin habercisiydi. Yalnızlıktan ve yaralarının kanamasından ölen hayvanı diğer hayvanlar fark etmişti. Ve onu yediler. Afiyetle. 

hislibirrobot

İnsanların kendine ait dünyaları vardır. Bununla birlikte ayları ve güneşleri vardır. Kimilerinde ay uzun süre gökyüzünde yer alır, kimilerinde ise güneş. Kimileri yağmur ile kimileri sıcak güneş ile sevişir. Bazılarının ise ne ayı ne güneşi vardır. Koca bir karanlık. Yağmur da yok güneşte. Sadece boşluk. İçlerinde oluşan boşluk dünyalarını ele geçirmiştir korkunç bir şekilde. Bu korkunç gelebilir size ama onlara haz verir. Onlar hissetmek ister bir şeyleri. iyi veya kötü fark etmeden. Dünya karşısındaki güçsüzlüklerini fark etmişlerdir. O yüzden pesimist bir hakim yönetmektedir dünyalarını. Pesimist hakimler görevlerini çok iyi yapar. Boşluktan ve karanlıktan anlaşılacağı üzere. Ama bazen hakimlerden habersiz bir parıltı elegeçirebiliyor dünyalarını. Bunun şoku ve heyecanı ile hakimlerden gizleyip daha çok bağlanıyorlar. Ama hakim bunu öğrendiğinde hemen ışığı söndürmek istiyor. Karanlıktan zevk alanlar ise tarifi imkansız bir acı ile karanlıkta iken daha çok karanlığa gömülüyor. Karanlık çok derin. Nefes almak ve gülmek o kadar zor ki. Yoruluyorlar. Yardım eli bekliyorlar. Ama yalnızlar. Onların güneşi bile yok. Acı son ile yüzleşenler umutsuz bir şekilde sonlarını bekliyorlar. Artık sadece hakimin talimatı ile karanlık ile sevişip onun bir parçası olmayı beklemektedirler. Ama hakim asla onlara yardım etmez. Onların aklına ise kendilerinin karanlık ile sevişebileceği gelir. Gizli gizli karanlık ile sevişip yok olmayı tercih edenler artık kurtulmuştur. Karanlık iken güzeldir yaşam. Karanlıkta boğulurken değil.