cevizlisucuksever

38,
          	
          	Beyaz atın yelesini okşarken, güzelliği yüzümü gülümsetmişti. “Bu atı benim için hazırlar mısınız?”
          	Genç seyis başını salladı. “Tabi Leylan Hanım.”
          	Ahırdan çıkmak için arkamı döndüğümde, kapının eşiğinde elleri cebinde beni izleyen Ecevit’i fark ettim. Onu o kadar çok görmeyi hayal ettiğim zamanlar olmuştu ki, kanlı canlı bir şekilde karşımda dikilmesi bana hiçbir şey hissettirmiyordu artık.
          	“Binmeyi biliyor musun?” diye sordu, sohbet etmek ister gibiydi.
          	“Evet,” dedim. Ters konuşmamak için dilimi ısırmıştım. Kalbim ve beynim, her fırsatta onu paylamanın derdindeydi. “Sen?”
          	“Biliyorum.” Ben ona yaklaşırken, o da bana yaklaşıyordu. Ellerim titremeye başladı. Hiçbir hayalim bu kadar net olmamış, uzun sürmemişti. “Sana eşlik etmek isterim.”
          	Alaylı bir gülüşle, “Düşüşümü izlemek için mi?” diye sordum. Onunla tanıştığım ilk zamanki paranoyalarımı anımsadım. Keşke hep öyle kalsaydım da, ona hiç güvenmeseydim.
          	“Hayır, yanında olmak için.”
          	“Senden nefret ediyorum,” deyiverdim, hızla. Gülümsememi hala dudaklarımda tutmaya çalışıyordum, titrediğini ancak böyle saklayabilirdim.
          	“Biliyorum.” Kesik bir nefes aldı. “Nefretine, öfkene, hırsına… Her şeyine razıyım, Leylan. Her şeyine,” dedi, sesi çaresizdi sanki. Belki de ben öyle duymak istedim. “Yeter ki bana karşı bir şey hisset.”
          	
          	ne zaman gelir bilinmez ama hep buradalardı:)
          	
          	
          	

FatmaToktas7

Nu alintiyi yeni gordum keske devami Gelre cok guzel yaziyorsun
Reply

dgkitap

Yiaaaaa heyecanla bekliyorum 
Reply

cevizlisucuksever

38,
          
          Beyaz atın yelesini okşarken, güzelliği yüzümü gülümsetmişti. “Bu atı benim için hazırlar mısınız?”
          Genç seyis başını salladı. “Tabi Leylan Hanım.”
          Ahırdan çıkmak için arkamı döndüğümde, kapının eşiğinde elleri cebinde beni izleyen Ecevit’i fark ettim. Onu o kadar çok görmeyi hayal ettiğim zamanlar olmuştu ki, kanlı canlı bir şekilde karşımda dikilmesi bana hiçbir şey hissettirmiyordu artık.
          “Binmeyi biliyor musun?” diye sordu, sohbet etmek ister gibiydi.
          “Evet,” dedim. Ters konuşmamak için dilimi ısırmıştım. Kalbim ve beynim, her fırsatta onu paylamanın derdindeydi. “Sen?”
          “Biliyorum.” Ben ona yaklaşırken, o da bana yaklaşıyordu. Ellerim titremeye başladı. Hiçbir hayalim bu kadar net olmamış, uzun sürmemişti. “Sana eşlik etmek isterim.”
          Alaylı bir gülüşle, “Düşüşümü izlemek için mi?” diye sordum. Onunla tanıştığım ilk zamanki paranoyalarımı anımsadım. Keşke hep öyle kalsaydım da, ona hiç güvenmeseydim.
          “Hayır, yanında olmak için.”
          “Senden nefret ediyorum,” deyiverdim, hızla. Gülümsememi hala dudaklarımda tutmaya çalışıyordum, titrediğini ancak böyle saklayabilirdim.
          “Biliyorum.” Kesik bir nefes aldı. “Nefretine, öfkene, hırsına… Her şeyine razıyım, Leylan. Her şeyine,” dedi, sesi çaresizdi sanki. Belki de ben öyle duymak istedim. “Yeter ki bana karşı bir şey hisset.”
          
          ne zaman gelir bilinmez ama hep buradalardı:)
          
          
          

FatmaToktas7

Nu alintiyi yeni gordum keske devami Gelre cok guzel yaziyorsun
Reply

dgkitap

Yiaaaaa heyecanla bekliyorum 
Reply