Sonkantaron

Sadece Rüzgar ve Su değil! Gurbet kuşları, alaycı geyik, baykuş ve bayan kuşlar, avrupalı kemani, arap udi, güzel müzikte kendinden geçip bulutlarda yüzenler, sen, güzelliği dillere destan kadın ve çirkin erkek, köknar ve dişbudak, biz hepimiz biriz. Sevgiliyiz. Derin bir nefes al ciğerlerinin alacağı kadar. Nefesini tut. İçinde hissetiğin hava da sensin, hissedemediğin ne varsa senin eksikliğin. Bu kayın ormanında sık ağaçlar izin vermez Rüzgara ki geçsin! Su yoktur ki bulutlarda- toprakta hırçına yol versin. Ama ne farkeder aşk varken içinde, güç seninle. Iyilik varken kötülüğü, aydınlık varken karanlığı seçenler, iyilik de bizim kötülük de aydınlık da bizim karanlık da. Herkes, herşey, zerreciğine varana kadar bir bütünüyüz evrenin. Çok azı ilaç olur, çoğusu hastalık. Azındamısın, çoğunda mısın karar senin. 
          
          Nasıl ki toprağa ektiğinin yerine bir yenisi çıkar, ifritle anlaşmış bu cesetler toprağa düştükçe yenisi bitiyordu önümde. Hiçbir ruhsuza merhamet etmedim. Kendi silahlarını kendilerinde paraladım. Kılıcımı çürümüş etlerinde köreltip kemiklerinde biledim. Ne zaman son vuruşumu yapsam, kapattığım gözümün önüne Ayame'nin hayali gelir, yeniden aşık oluyordum. Ey aşkı yaratan, yokluktan var eden bilinemez Muktedir. Nasıl izin verirsin senden rol çalmalarına bu şeytanla anlaşmışların. Toprağa düşen ölüler, yeniden dirilirken az sonra farklı şekilde ölecekler diye korkarlar ama çaresiz, bile bile dirilirler. Kitaro çek kılıcını, dur önümde kalan son cesur gibi. Büyün, efsunun sökmez aşka, sevgiye. Dur önümde ki canına kıyıp kanını akıtayım. 
          https://www.wattpad.com/story/120696726