Nefesim kesiklerimi sızlatır. Bir elim boş durur dizimde, diğerinde ise bir cam parçası. Bomboş bakarım duvara. Aslında boş değildir, duvarla konuşurum, o dinler beni. Elimi tutar belki de, duvarlardan oluşmaz mı ailem? Öpemez mi beni, saramaz mı yaralarımı? Bir duvardan bunları beklemek zorunda bırakanlar utanır mı görürse? Ya da acırlar mı halime? Kesiklerim gibi önce yanar, sonra ağrır mı kalbim? Kimse yardımcı olamaz mı bana, kimse beni bu boşluktan kurtaramaz mı? Tanrım, nefes almaya gücüm kalmıyor. Yardım çığlıklarımı duymuyor musun? Tut elimden, götür uzaklara. Kimse görmesin, kimse duymasın. Zaten hiç duyan olmadı sesimi, hiç kimse duymadı çığlıklarımı. İçimdeki küçük çocuğun halini kimse anlamadı, kimse iyileştirmedi onu. O da benim gibi, kimsesiz. O benim yaralarımı öpüyor, o bana kimsesizliğimin nedenlerini açıklıyor. Bende onu öpüyorum, yaralarını sarıyorum. Birlikte ağlıyoruz. Kimse bizi anlamıyor küçüğüm, biliyorum. Geçecek her şey, korkma, ben yanındayım.