aptalbirbaIik

ben zaten bu dünyada hep fazlalıktım. ben hep bi' kayıptım. unutulan, yeri geldiğinde kan kusulan. benim hiç evim olmadı. üşüdüğümde ellerimi ısıtan. ben hep bir köşede derdimi duvarlara haykırdım. gözyaşlarımı hep elimin tersiyle sildim. aynaya her baktığımda bir de ben vurdum kendime. sanki hiç yara almamış gibi bir de ben yara açtım kendime. başkalarına kızdım, başkalarına sinirlendim ama gelip yine kızdığım, hakaretler ettiğim yine bendim. beni kimse sevmedi. ben de kendimi sevmedim zaten. siz de haklısınız. 

aptalbirbaIik

ben zaten bu dünyada hep fazlalıktım. ben hep bi' kayıptım. unutulan, yeri geldiğinde kan kusulan. benim hiç evim olmadı. üşüdüğümde ellerimi ısıtan. ben hep bir köşede derdimi duvarlara haykırdım. gözyaşlarımı hep elimin tersiyle sildim. aynaya her baktığımda bir de ben vurdum kendime. sanki hiç yara almamış gibi bir de ben yara açtım kendime. başkalarına kızdım, başkalarına sinirlendim ama gelip yine kızdığım, hakaretler ettiğim yine bendim. beni kimse sevmedi. ben de kendimi sevmedim zaten. siz de haklısınız. 

aptalbirbaIik

gün geçtikçe eksilmek. sanki her yerimden bir parçam dökülüyor. hiç bilmediğim memleketin sokaklarında kayboldum bugün. memleketim de sendin evim de. çaresizliği de sen öğrettin çekip gitmeyi de. ama en çok neyi öğrettin biliyor musun geldiğin her vakit sana kıyamamayı. git diyemiyorum mesela. karşımda gördüğüm an göğüslerine yüzlerce darbe indire indire kovmam gerekiyordu seni. bağırmam. gözlerinin içine baka baka küfürler savurmam. benim sana karşı lâl olmamalıydım. her şeyi yapmalıydım ama karşında öylece çaresizce bakmamalıydım sana. kaçmalıydım belki. bilemiyorum işte. konu sen olunca ben hiçbir şeyi bilemiyorum zaten. nasıl anlatayım sana. adın geçince şu göğsümde bir kuş kanat çırpıyor sanki. sonra tiz bir çığlık kopuyor içimde. sana dair bir şeyler görünce soluksuz kalıyorum. sanki ana karnından yeni çıkmış bir bebek gibi yeniden nefes almayı öğreniyorum sonra. ben hayatımı bile senden öncesi ve sonrası diye ayırdım. senden sonra o kadar güzel şeyler oldu ki bunu nasıl mahvedebildin inan ben de bilmiyorum. gittiğinden beri ne yapıyorum bilmiyorum. o kadar hayatım olmuşsun ki artık bir hayatım var mı bilmiyorum. ama sen yine de gelip durma olur mu? baharlarıma kışı, çiçeklerime güzü getirme. ben sensizliği sevmek istiyorum. ben canımı yakan birinin varlığından haberdar olmak istemiyorum anlıyor musun? buna acımasızlık deme sakın. ya da diyebilirsin. sen bana hiç acımadın ki. kaçtın hep öyle fütursuzca, düşünmeden. şimdi kaçan ben olacağım. senin gibi dönmeyeceğim de.

aptalbirbaIik

daha sekiz yaşındayken ben, korkardım yüksek seslerden 

aptalbirbaIik

sendeleyerek koştum son caddeden.
Reply

aptalbirbaIik

gözyaşım akıp giderken, 
Reply

aptalbirbaIik

sana hayrandım ben, korkmazdın hiç bir şeyden 
Reply

aptalbirbaIik

moliere son yazdığı "hastalık hastası" oyununu oynarken sahnede kan kusmaya başlar, yere yığılır. herkes bunu oyunun bir parçası zannederek ayakta alkışlamaya başlar. moliere alkışlar arasında ölüme gider. kierkegaard ise "meseleler" kitabında şöyle der; " sanırım dünyanın sonu, her şeyin şaka olduğunu sananların yükselen alkışları arasında gelecek." sahnedeysem ve kan kusuyorsam, alkışlamaya devam edin.