Onlar Rahman ve Rahim bir Allah'a inanmadılar ve kalplerinden merhamet kazındı, dibi tutmuş bir tencerenin kazınması gibi, fıtratlarındaki insanlık kazındı. Geriye taştan daha katı, kayvandan daha aşağı bir yaratık kaldı. Onlar kendilerine insan dedilerse de insan olamadılar, insan kalamadılar…
Topraklarımıza kin ve intikam ekiyorlar; çocuklarımızın etleri, yaşlılarımızın kanlarıyla besliyorlar intikamı, kadınlarımızın mukaddesatının yeryüzünde karşılığı olabilecek bir kelimeyi ise henüz bilmiyorum…
Biz Rahman ve Rahim olan bir Allah'a inanıyoruz; Muntaqim olan Allah'a da inanıyoruz, Sabur olana da, Aziz olana da… Biz Allah'ın adaletinden asla şüphe etmiyoruz, o kullarına zulmetmez ve kullarının hakkını bırakmaz kimsede, değil mi ki boynuzsuz koçun hakkını da boynuzlu da bırakmayacak olan O'dur! Allah Adildir!
Allah, haksız yere dökülen her bir damla kanın hesabını zalimlerden mutlaka ama mutlaka soracak, her çocuğun hesabı ayrı ayrı verilecek, her kadının, her yaşlının, her mazlumun hesabı illa ki sorulacak.
Bütün mesele bizim kendi hesabımız; biz neredeydik, ne yapmalıydık, ne yapmamalıydık, nedir farkımız, nasıldır kardeşliğimiz?
Başkasının ölümünü, ölümlerini konuşuyoruz ama kendi hesabımızı vereceğiz!