SelcanMikayll

Kan akıtmak için köşede gizlenmiş sivri bir diken, büyük farkındalıklar yaratabilir. Gerçeğin aslında hep yan tarafında seni beklediğini, oraya bakmayınca yok olmadığını anlamak ve bazen de bildiğin hâlde sadece rol yapmak senin içindekiler dışında hiçbir şeyi etkilemez. Değiştirmez. Değişim hep kendimize ait.
          	
          	Yalan söylemeyi kesmeliyim sanırım.
          	
          	Değişim yalnızca bize ait olan değildir. O herkesin cümlelerinde saklıdır ve ne zaman, nerede sana ulaşacağından habersiz olduğun milyonlarca cümle vardır.
          	
          	Yaralar, evet, işte onlar sadece sana ait.
          	
          	Sebepkarı, sahibi, eziyet ettiği sadece tek bir kişi olur. Zaten sahibinden başka kimse onu bir anda gafil avlayan acıyı tam olarak anlamaz. Çoğu zaman varlığından bile haberdar olmaz, çünkü gizlemek, her ne kadar zorlayıcı olsa da en iyi seçenektir. Açık edip ortaya dökünce ne olacak? Sana acıyacaklar, bakışları daha fazlasını getirecek. 
          	Gizlemek en iyisidir.
          	Kendi acının sebepkarı olmak, ilk bakıldığında çok anlamsız gelir, sonra ise senin için saldırı niteliği taşıyan şeyleri ömürlük izlere çevirenin kendi ruhundan başkasının olmadığını farkedilir. Birkaç saniyeye sığmış anlara bile kendi içinde 'saldırı' ismini seçmek, senin suçun değil elbet ancak sonuç olarak yaşanmışlardan geriye kalan parçaların bir getirisidir. Hiçbir şeyden habersiz zamana ait olan saniyeleri suçlamak fazla anlamsız, ya da kendinden kaçmak için seçilen bir yol. Fazlasıyla çaresiz bir yol.

SelcanMikayll

Kan akıtmak için köşede gizlenmiş sivri bir diken, büyük farkındalıklar yaratabilir. Gerçeğin aslında hep yan tarafında seni beklediğini, oraya bakmayınca yok olmadığını anlamak ve bazen de bildiğin hâlde sadece rol yapmak senin içindekiler dışında hiçbir şeyi etkilemez. Değiştirmez. Değişim hep kendimize ait.
          
          Yalan söylemeyi kesmeliyim sanırım.
          
          Değişim yalnızca bize ait olan değildir. O herkesin cümlelerinde saklıdır ve ne zaman, nerede sana ulaşacağından habersiz olduğun milyonlarca cümle vardır.
          
          Yaralar, evet, işte onlar sadece sana ait.
          
          Sebepkarı, sahibi, eziyet ettiği sadece tek bir kişi olur. Zaten sahibinden başka kimse onu bir anda gafil avlayan acıyı tam olarak anlamaz. Çoğu zaman varlığından bile haberdar olmaz, çünkü gizlemek, her ne kadar zorlayıcı olsa da en iyi seçenektir. Açık edip ortaya dökünce ne olacak? Sana acıyacaklar, bakışları daha fazlasını getirecek. 
          Gizlemek en iyisidir.
          Kendi acının sebepkarı olmak, ilk bakıldığında çok anlamsız gelir, sonra ise senin için saldırı niteliği taşıyan şeyleri ömürlük izlere çevirenin kendi ruhundan başkasının olmadığını farkedilir. Birkaç saniyeye sığmış anlara bile kendi içinde 'saldırı' ismini seçmek, senin suçun değil elbet ancak sonuç olarak yaşanmışlardan geriye kalan parçaların bir getirisidir. Hiçbir şeyden habersiz zamana ait olan saniyeleri suçlamak fazla anlamsız, ya da kendinden kaçmak için seçilen bir yol. Fazlasıyla çaresiz bir yol.

SelcanMikayll

Fazlalıklar birbirinin üstüne dizilmeye devam ettikçe farklı ve tüm benliğimle unutulmasını dilediğim bir acı çıkıyor gün yüzüne. Her defasında nasıl farklı hissettirmeyi başarıyor? Kapanmak bilmez mi? Unutulmaya ve terkedilmeye mahkûm ediyorum onu, en karanlık köşelere savuruyorum. Kapandığını bile bilmeyeyim, varlığı silinsin, zihnimden ve benliğimden.
          Evet bir yaradan bahsediyorum, acı vermek dışında istenmeyen duyguları da koparıyor zincirlediğim yerden. Bunların hepsi nasıl saniyelere sığıyor? Aylarımı alan, belki de benden gerçekliği çalan ama herşeye rağmen başardığımı hissettiren güzel bir akış, tek darbeyle sahibine acımayan bir yaradan akan kanlarla kaplanıyor. Nefes bile aldırmıyor. Gözyaşı. En çok onları hissetmem gerekir, ancak hayır, en çok kanın sıcaklığını hissediyorum. Ve sancısını. Ardından kayıp duyguların pençelerine düşüyorum, çığlık atmanın bir işe yaramadığını defalarca kez gördüğün için sessizliğimi korumayı tercih ediyorum. 
          Herşey tekrar ediyor böylece. Bitmek bilmeyen bir döngü. Kırılmayan ve karşı koyanları daha da yaralayan bir döngü. Ben burada kalacağım sanırım.

SelcanMikayll

Kendimi sadece bir duyguyu hissetmeye zorladığımdan beri nedensizce dışa vuran gözyaşlarıyla savaşıyorum. Evet, belki bir kez silince kesiliyorlar, ancak o kısacık an bile ruha yeni kesikler ekliyor. Yeniden eline iğne iplik almak. Yeniden bir delik açmak, dikmek için. İyileşmek için bile delinmek gerektiğini farketmek alınan nefeslere bir huzursuzluk katıyor. Hayat böyledir, sebebi anlaşılmaz bir sürü duygu gelir geçer. Geçer. Önemli olanı da budur. Geçer. Hayır, zaman değil, bundan kesinlikle eminim. Zaman değil iyileştiren, zaman değil yarabandı, zaman değil unutturan, zaman değil alıştıran. Geçer, sebebi yaralı ruhlarda saklıdır. Kalbime aldandığım da oldu elbet, gerçeklerin ise ruhun karanlığında gizlendiği çok sonra öğrendim. 
          Duyguları zorlamak sadece kalbe etki eder, etkiler ise bir şekilde ruha yansır. Yaşadığım da bu hêrhâlde, başka açıklama bulmak yeniden elime o kanlı iğneyi aldırır diye korkuyorum.
          Burası bir anda güvenli hissettirdi, çünkü burayı bilen az kişi var. Büyük ihtimalle silerim. Bu yazıyı okuyan kimse olmaz, sadece bir an baş etmenin zorluğuna katlanamadım. İyi günler, bunu bir ihtimal okuyanlara ve kendime. Ve iyiye ihtiyacı olan herkese. Bulunması zor, ama çabalar hayatın neresinde ihtiyaç duyulmayan oldu ki? Uzatmayı seviyorum sanırım, iyi günler birkez daha.
          

SelcanMikayll

Merhebalar) 
          Şimdilik tüm kitaplarım askıda, bir kitabımı da taslakta yazıyorum. Bir kaç ay önce yazmış olduğum kurguların bölümlerini okudum ve yazım dilimiz kötü olduğunu farkettim. Ayrıca yarattığım evrenlere ait çok az detay vermişim. Yazdıklarım kafamda kurduğum evrenin yanında çok az kalıyordu. Bende hepsini yeniden yazmaya ve elimden geldiğince mantık hatası bırakmamaya karar verdim. Hem o zamanlar yazarken hiçbir kurgumun finali aklımda yoktu, şimdiyse hepsinin ilerleyiş aşamaları ve finalleri belli. Yeni hallerini yazıp bitirdikten sonra bir şans verirsiniz diye düşünüyorum.
          İyi günler)