Salih_Mehmet

Bu gece Sesli Kahveden;
          	
          	“Aşk insanı bir yerlere bağlamaz güzel kızım. O gönülde, gönüller de yana yakıla yaşar, bedene değil yüreğedir, kalbedir onun hevesi. O heves seven insanın gönlünden ölene kadar ayrılmaz, hasretle özlemle beslenir ve büyür gider. Biliyor musun Ceylan sevdanın gönül yükü olduğunu ve hep kalp heybesinde taşındığını senin yaşlarındayken öğrenmiştim ben. Annen ve Ali Hakan’ın kalpleri birbirine rapt olmuş çünkü onların heybelerinde gönül yükü var.”

Salih_Mehmet

Bu gece Sesli Kahveden;
          
          “Aşk insanı bir yerlere bağlamaz güzel kızım. O gönülde, gönüller de yana yakıla yaşar, bedene değil yüreğedir, kalbedir onun hevesi. O heves seven insanın gönlünden ölene kadar ayrılmaz, hasretle özlemle beslenir ve büyür gider. Biliyor musun Ceylan sevdanın gönül yükü olduğunu ve hep kalp heybesinde taşındığını senin yaşlarındayken öğrenmiştim ben. Annen ve Ali Hakan’ın kalpleri birbirine rapt olmuş çünkü onların heybelerinde gönül yükü var.”

Salih_Mehmet

Bu gece Sesli Kahveden;
          Zeliha,” Onu kaybettiğim de gönlümün ışıl ışıl yanan mahyaları tarumar oldu, kandillerin hepsi sönüp gitti.” diyerek nefeslendi. Sonra,
          ” Küçük beyaz odamın duvarları çatlamış, çatısı çökmüş, kapısı da yıkılıp gittiği için sağanak yağmurlar sel olup akmıştı içeriye. Küf ve çamur kokusu sarmıştı sanki her yanımı. Biliyordum kalbim kocaman bir hazine saklıyordu ama artık aklım ruhumu oraya sokmuyordu. Bedenimi yaşatan Can’ı, yalnız ve biçare kalan ruhumu kurtarmak için çok çabaladım.” 
          Ali’ye baktı bir süre, sessizce nefes almadan baktı. Adamın yanağın da duran minik yaş damlasını sildi.

Salih_Mehmet

Bu gece Sesli Kahveden;
          
          Genç kızın omzunda duran elini tutup yanında ki sandalyeye oturmasını işaret etti
           “Kızım!” dedi önce yavaşça, sonra beyaz ve gri rengin çoğaldığı saçlarını kulağının arkasına iterek topladı.
           “Biliyor musun güzel kızım, baban ve ben askerden gelince geleceğimizi planlayacak hiçbir şey düşünmemiştik. O zamanlar günümüzü kurtaracak şekilde çalışıyorduk. İnsanların gazete kağıdından yapılmış bir külahta yüz gram çay almak için bekledikleri kuyruklar bitmişti ama endişe ve korku devam ediyordu. Bakkallara çuval çuval şeker gelmeye başlamıştı fakat huzur ve güven henüz görünmüyordu.” 
          Dikkatle dinleyen kıza tebessüm edip rüzgârın dağıttığı saçını yine geriye itti.

Salih_Mehmet

Bu gece Sesli Kahveden;
          
          Saliha önünde durduğu koltuğa çöktü, Ali Hakan kadına hâlâ hüzünle bakıyordu.
          “Ancak keşke o gün Zeliha’yı İzmir’e getirseydiniz Ali Bey.”
           “Annenize rağmen nasıl yapardım doktor hanım? Annenizin duygularına ve değerlerine vuramadım o zincirleri. Sevdama vurmak zorunda kaldım. Anneniz beni de Zeliha’yı da aldattı, ben öfkeyle hareket ettim. Öfkem gururumun hapsindeymiş. Zeliha acı çekti, ablam; hele ablam ikimiz için de çok acı çekti.” 
          Sustu ve başını eğdi. Odanın ortasında bir müddet sessizlik soluklandı, Ali Hakan yüzünü tekrar ormanın yeşil kalabalığına çevirdi.

Salih_Mehmet

Bu gece Sesli Kahveden;
          
          
          "Bunları nasıl yapıyorsun nine?"
                        Ayşe hemşire anlamamış gibi baktı kıza, 
                        "Amcamla konuştun değil mi?" 
                        Kat kat olmuş göz kapaklarını iyice araladı ve, 
                        "O akıllı bir çocuk" dedi. 
                        Selma "Anladım…" diyerek yine tebessüm etti. 
                        Kadın solgun yüzüne oturttuğu gülümseme ile gözlerini süzerek, 
                        "Talihsizlikleri yenmenin en önemli yollarından biri, aklını kalbinin emrine vermendir, onunla kullanmandır kızım. Amcan şimdi hem kendisinin hem de sevdiği kadının talihinin yönünü çeviriyor." 
                        Elini Selma’nın saçlarına uzatıp okşadı,
                        "Bu akıllı kafandan sakın çıkarma bunları."

Salih_Mehmet

Bu gece Sesli Kahveden;
          
          
          Kızıllığın yavaş yavaş göğe doğru koşturduğu yöne, hızla giden araç, ağaçların ve koyu yeşilliklerin arasına giren virajı dönerken hızını kesti ve yavaşladı. 
                   Sık ağaçların ortasından geçen yolda bir süre ilerledi. Ormanın bir bölümü yaşlı olsa da, çoğu kısımları genç ve mızrak gibi dikine yükselen ak gövdeli selvilerin aralarında ki meşe palamudu çam ve zeytin ağaçları ile iç içeydi. 
                   Birkaç tane de olsa, ıhlamur ağacı ortalığı bir esans velvelesine bırakmış, benzersiz kokusunu kınalı bir gelin gibi çevresine süs olarak salıyordu. Hepsine bakınca gözlere ihtişam veren dinlendiren, kocaman bir süstü...

Salih_Mehmet

Bu gece Sesli Kahveden;
          
          
          Babası ve amcası kırgınlık ve kızgınlıkları ile yenildikleri hayatın fırtınalarına dayanarak batmamışlardı. Ayşe hemşirenin eli üçünün de üzerinde duruyordu. Ama, ama Zeliha'nın hali farklıydı, yalnızdı, çevresini saran fırtına ise kıyamet koparırcasına çok güçlüydü. Yelkenleri parçalanmış hayat gemisinin uzun direkleri yıkılmıştı. Çalkantılı denizin ortasın da batarak boğulmuştu adeta. Nasıl bir kasırganın ortasın da kalmış, çırpınsa da dipsiz derin sularda yutulmuştu kadıncağız. 
                      Göğsünün ortasına bir ağırlık çöküverdi sanki. Daralmıştı Selma, bir an nefes alamadığını zannetti. 
                      "Annen; annen bunu sana ve amcama neden yaptı Zeliha?" dedi kendi kendine.

Salih_Mehmet

Bu gece Sesli Kahveden;
          
          Zeliha kalbini bağladığı yüreğin sahibini asla bırakmamıştı, bırakamazdı… 
          Yaşlı kadın onun hep bekleyen olduğunu, hiç gidenlere katılmadığını düşündü, sonra
                      “Allah’ım nasıl bir sevgi verdin onlara? Köz gibi, kor gibi” dedi kendi kendine,
                      “Biri öyle yanıyor ki, gururuyla ateşi daha da alevlendiriyor, diğeri ise hayata, kendine ve sevdasına yenildikçe kor gibi içinden kavrulup duruyor.”
                      Zeliha’ya hicranla bakıp saçlarını kokladı ve kolunu omuzlarına atıp sarıldı, 
                      “Artık yanımızda ya sana şükürler olsun Rabbim.” diye mırıldandı sessizce.

Salih_Mehmet

Bu gece Sesli Kahveden;
          
          Anne-baba sıcaklığının, kardeş yahut akraba bağlılıklarının, dostluk ve arkadaşlıkların, sevda ile aşkların bitip sona erdiği bu büyük sessiz şehre kendi iradesi dışında göç ettirilenlerden biri de amcası Mehmet olmuştu…
                   Bakışlarını üç bir yana gezdirdi…
                   İnsanlar mezar veya kabir diye isimlendiriyordu burada ki küçük evleri. Annesinden sonra babasını da burada ki üç yüz on dört numaralı sokakta bulunan evine getirmişti. Artık geri dönmemeleri gereken mahalleye, o mahallede ki eve getirmiş gömmüştü…

Salih_Mehmet

Bu gece Sesli Kahveden;
          
          
          Menekşe gözleri küçülmüş sanki… Yüzüne güzellik katan tonton ve dolgun yanakları kırışıklıkların içinde zayıflamış, nazik sesinin, arasından çıktığı dudaklarını ve kenarlarını çizgiler sarıp büzmüş. Siyah düz saçlarını beyazlar tamamen ele geçirerek ağartmış. 
                  Zayıflamış, diye içinden geçirip kadının ağlamasına ortak oldu. Gözyaşları indi bir yağmur gibi, hıçkırıklarına da ortak oldu Ayşe hemşirenin…
          
                  Ayşe hemşire titreyen elleriyle Zeliha’nın omuzlarını tuttu ve sarıldı.
                  “Gözlerim açıkken seni tekrar gördüm ya! Kızım… Zeliha’m…” diye inledi.
                  Zeliha uzun yıllar önce, günlerce arayıp beklediği ve yıllardır özlemini duyduğu merhamet yüklü sineye yasladı başını, “Abla…” dedi hüzünle.