Relaption Prass

selam

Parla, hilal ve yıldızım.. 
          Parla, beyaz ve kırmızım.. 
          Türk'ün yolu CUMHURİYET
          PARLA, 100 YAŞINDASINN!! 

Bil ki ölümsüz değiliz, ölüm kabuldür Türk'e, vatan uğruna ölmek farzdır. 1923 gelsin aklına, 1881 gelsin, 1453 gelsin aklına ey gencim, ekim ayında yüreğin coşkuyla dolsun mesela. Umut dolsun. 
          Bilakis sen buna layıksın gencim, atan seni vatana, vatanını sana emanet etmiş. Nitekim bir ülke kuruldu bugün, Mustafa kemal dedi; ey Türk gençliği, Mehmet akif yazdı bir şiir, bin şaire bedeldir o nameler. Bir ülke kurmuştu bir adam, Türklüğe bedel. Nice savaşlar vardır, kazanılması yıllar alır. Nice savaşlar vardır, uğruna feda ettiklerimizin kanıyla boyanmış bayrağı dalgalandırır gökyüzünde, nice savaşlar vardır cumhuriyeti ilan ettirir tüm dünyaya, nice savaşlar vardır çağırır bizi ve tüm dünyayı; barışa, mutluluğa, umuda ve de neşeye. Örnek olur gururla, düşmanını ayağına getirir saygıyla. Yıllar geçse de geçmez öylesinin etkisi, düşmanına hayran bırakır insanı. 
          

Büyük ölülere yas gerekmez, düşüncelerine bağlılık gerekir demiş atan, dinle onu da tıpkı atan gibi, de kendine; 
          Benim naçiz bedenim bir gün elbet toprak olacaktır ancak Türkiye Cumhuriyeti Devleti ilelebet payidar kalacaktır. 

Gecikenleri geciktiren zamana mı lanet etmek gerekir, bunun lanet edilesi olduğunu düşünenlere mi ? İnsanın en büyük düşmanı kendisidir demiş yazar, kim kime inanabilir ki şimdi ? Geciken de, bunu lanet olası gören de biziz; geçen zamanda geciken tek milletiz. Sürekli akan zamana ayak uydurmaya geciken biri nereye yetişebilir ki? Neye yetişebilir şu dünyada? Erteliyoruz, üzülüyoruz, gereken şekilde kullanılsa mucizeler yaratacak o hayatı ve vücudu eriyip bitiriyoruz ama asla doymuyoruz. Nereye kadar bilmiyorum ama çok uzamayacağı kesin. Aksine, kısaldıkça daha çok acıkacağız. 
          
          Ne de olsa az daha tatlıdır, değil mi ? 
          
          -Unutulmaya yüz tutanlardan
          

Dalamıyoruz gülümseyerek uykuya, moraran göz altlarımız kontrol ediyor bizi. 
          Uyanamıyoruz neşeli sabahlara, uyanamıyoruz baharlar ve yarınlara. 
          Bakamıyoruz aynlara, korkuyoruz varolan benliğimizden. 
          Hayallerimiz fazla geliyor mesela, gülemiyoruz artık. 

slmnaber

Can sıkıntısından paylaşıyorum, farketmişsinizdir.. naber? Hayat nasıl? 

Etrafı karanlık gören bir genç ile konuşuyorsunuz.
          Sorgulayan ama sorgulamayı hatalı gören bir toplumla yaşıyorsunuz.
          Hayır demeyi bilen ama demeyen bir insanla tanışıyorsunuz.
          Sizi bilmem ama bence çok yanılıyorsunuz.
          
          Yalan söylemeyi meslek , doğru söylemeyi hobi olarak görüyorsunuz.
          Takıntıyı ve bağımlılığı ciddiye almamakta ısrar ediyorsunuz. 
          Lüks arabaları zenginlik ve üstünlük olarak görüp diğer insanları aşağılamaktan zevk alıyorsunuz.
          Sizi bilmem ama bence çok yanılıyorsunuz.
          
          Küfür edip kendinizi havalı sanarsınız. 
          Sevgili olup, flört edip trip atarsınız.
          İlgiyi kendinize çekmek için önünüze geleni  yaparsınız.
          Sizi bilmem ama bence çok yanılmaktasınız. 
          
          Önüne geleni yazana yazar , profesyonellere sıkıcı dersiniz. 
          Ayrımcılık der, adaleti çiğnersiniz. 
          Eşitlik hastage'i başlatıp farkındalık dersiniz. 
          Asıl soru siz farkındalık nedir bilir misiniz ?
          
          Eğitim sisteminin içinden geçtiniz.
          Boş zihinler ile manipüle edilmiş beyinler geliştirdiniz.
          Ahlak öğretmeyip matematiği zorunlu ettiniz.
          Üzgünüm ama siz kaybettiniz.

Yurtta yapılabilecek bir çok şey var.. Arkadaşlık bağları daha net anlaşılıyor yurt gibi toplu ortamlarda, bunu kimse inkar etmez. Birbirinizin zevklerini, hobilerini daha net kavrarsınız çünkü neredeyse her şey göz önündedir ve bellidir. Belirli günlerde toplu şekilde bir şeyler izlemek istersiniz.  müzik dinlemek, bir şeyler yapmak istersiniz. Sırf can sıkıntısından da olsa hayatta bir daha yapmam dediğiniz şeyler yaparsınız.. evet, yaptım. Yaptığım şey ise Türk dizisi izlemekti. Yaklaşık yarım saat sonra içimden hem kendime hem de yapımcılara söverek tekrar kalktım ve odama gittim. İzlemeye başladığım sırada aha, dedim. Bir kere daha namustan söz edilen ama namussuzların bol olduğu bir yapım ile karşı karşıyayız.. Zekayı sınırlamak denir buna, resmen hakaret ulan!