Menasakarayrel

https://www.youtube.com/watch?v=YEOEtRcGrOc     
          	  
          	     ❗️❗️YÜCE RABBİMİZ Biz Farkında Olmasakta Aslında Bizi Bir Çok Kötülüklerden Koruyor BİNLERCE KES ŞÜKÜRLER OLSUN ❗️❗️

Menasakarayrel

https://m.youtube.com/watch?v=YEOEtRcGrOc     
          
              YÜCE RABBİM HAZIRLAYANDAN SEN RAZI OL  ❗️❗️❗️ 
          
          YÜCE RABBİM SEN BİZLERİ SENDEN UZAKLAŞTIRABİLECEK  HER SEYDEN UZAK TUT ❗️❗️❗️
           
          YÜCE RABBİM SEN BİZLERİ ŞEYTANIN ŞERİNDEN KORU ❗️❗️❗️ 
          
          YÜCE RABBİM SEN CUMLEMİZİ AF EYLE ❗️❗️❗️ 
           
          YÜCE RABBİM CÜMLEMİZİ GÖREN VE BİLENSİN SEN HİÇ BİR KULUNU SENSİZ BIRAKMA  ❗️❗️❗️amin 
          
           YÜCE RABBİM SEN BÜYÜKSÜN ❗️❗️❗️

Menasakarayrel

      ❗️❗️❗️YA SABIR YA RABBİM ❗️❗️❗️
          
          Sabır, hayatın her alanında Müslüman’ın rehber edinmesi gereken bir erdemdir. Efendimizin ifadesiyle sabır (mü’minin yolunu aydınlatan) bir ışıktır (Müslim, Tahâret, 1). Bu itibarla Allah’a kulluk etmede, emirlerine uyup yasaklarından sakınmada ve nefsin isteklerine karşı direnmede hep sabrı ilke edinmek gerekir. Müslüman, yaşadığı felaketlere karşı sabredebilmeli, hayatın zorluklarına karşı direnebilmeli ve önüne çıkan engelleri sabırla aşabilmelidir. Şu var ki, bu engeller zannedildiği gibi sadece zorluklarla sınırlı değildir. Allah’a kullukta en büyük ve aşılması en zor engeller sadece zorluklar değil aksine bolluklardır. Bu durumda sabır, hiç bitmeyecekmiş gibi akıp giden dünya hayatının süslü ve çekici nimetlerinin cazibesi karşısında kendini kaybetmeden imanı koruyabilmek, istikamet üzere yaşamaya devam edebilmektir. Abdurrahman b. Avf’ın şu sözü bu durumu en iyi şekilde özetlemektedir: “Resûlullah (s.a.s.) ile beraber zorluklarla imtihan edildik ve sabrettik. Ondan sonra ise bollukla imtihan edildik, fakat sabredemedik.” (Tirmizî, Sıfatü’l-kıyâme, 30)

Menasakarayrel

❗️❗️❗️Uzun Deyip Geçmeyin ❗️❗️❗️                     
          
              ❗️❗️❗️Bi BEŞ Dakikanızı Alır❗️❗️❗️
          
          Zamanın “en değerli hazine” olduğunu, elimizden gittikten sonra tekrar kazanamayacağımız tek değer olduğunu biliriz. Ancak her zaman bu gerçeğe göre hareket ettiğimiz söylenemez. Zamanın değerini bilmek, onu ölçülü ve verimli kullanmakla olur. Bu da planlı, programlı olmayı gerektirir. Günübirlik/plansız, olayların akışına terk edilmiş bir hayat anlayışı Kur’an’ın ‘dünyayı imar’ ilkesine aykırıdır. Dünyayı imar hedefi, dünyada insanca bir hayat yaşama imkânı yakalayarak ‘iyi kul’ olmaya zemin hazırlamaktır. Bu da zamanın planlı ve verimli bir şekilde kullanılmasını zorunlu kılar. Hz. Peygamber, uzun bir ömür yaşadığı hâlde ebedi mutluluğu kazanmayı başaramayan kimsenin mazeretlerinin geçersiz olacağını bildirmiştir. Sınırlı ve sonlu olan hayatımızda sınırsız ve sonsuz mükâfatları kazanabilmenin ve dünya hayatında başarılı olabilmenin yolu, zamanı doğru ve verimli kullanmaktan geçer. Peygamberimiz şöyle buyuruyor: “Kıyamet gününde hiçbir kul şu beş şeyden sorguya çekilmedikçe Allah’ın huzurundan ayrılamaz: Ömrünü nerede tükettiğinden, gençliğini nerede geçirdiğinden, malını nereden kazandığından, nereye harcadığından ve bildiği ile ne kadar amel ettiğinden.” (Tirmizi, Kıyamet, 1).

Menasakarayrel

    ❗️⚡️❗️BİLİNMESİ GEREKENLER❗️⚡️❗️
                ❗️❗️OKUMAKTAN VAZGEÇMEYİN❗️❗️
          
          “Allah’ın yüzden bir eksik, 99 ismi vardır. Kim bu isimleri (öğrenip gereğiyle amel ederek) sayarsa cennete girer.” (Buhârî, Şürut, 18) Esmâ-i hüsnâ ile ilgili bu hadis-i şerifte geçen ihsa fiili sözlük anlamı itibarıyla saymak anlamına gelse de hadis âlimlerinin ifade ettiği gibi saymaktan maksat bu isimlerin anlamlarını öğrenmek, bu isimlerle duada bulunmak ve bu isimlerin ihtiva ettiği ilahi ahlakın gereğiyle amel etmektir. Resûlü Ekrem Efendimizin şu hadis-i şerifleri Allah’ın ahlakıyla ahlaklanmayı daha güzel anlatmaktadır: “Allah güzeldir güzelliği sever.” (Müslim, İman, 147), “Allah temizdir, temizliği sever; kerem sahibidir keremi sever; cömerttir, cömertliği sever” (Tirmizî, Edeb, 41), “Allah refiktir, nezaketi, yumuşaklığı, kolaylığı, lütuf ve ihsanı, şefkat ve merhameti sever. Kaba saba bir tavır karşısında esirgediğini, nezaket ve yumuşaklık karşısında bol bol ihsan eder.” (İbn Hanbel, I,112). Bu hadis-i şeriflerden öğrenmemiz gereken şey, zikredilen isimlerdeki özellikleri hayatımıza yansıtmamız gerektiğidir.

Menasakarayrel

                    ❗️⚡️❗️TÖVBE ❗️⚡️❗️
          
          Bütün insanlar hata yapar, hata yapanların en hayırlısı ise hatasından dönendir.” (İbn Mâce, Zühd, 30) Yüce Allah, insanı hem iyilik hem de kötülük işlemeye elverişli bir kabiliyette yaratmıştır. İnsanoğlu, bazen aklını ve iradesini kullanarak, dinimizin emrettiği ve hoş gördüğü işleri yaparken, bazen de nefsinin ve duygularının etkisinde kalarak hata ve günah olarak nitelendirilebilecek türden davranış ve tutumlar sergileyebilir. Günahlar insanın kalbini ve manevi dünyasını karartan birer lekedir. Bu durumda yapılması gereken de istiğfarla bu lekelerin temizlenmesi, günahlardan pişmanlık duyularak Allah’a tövbe edilmesidir. Zaten Peygamberimiz de: “Bütün insanlar hata yapar, hata yapanların en hayırlısı ise hatasından dönendir.” sözüyle bu hususa dikkat çekmiştir. Tövbe, bir öz eleştiridir. İnsan yaratılışı gereği hata yapmaya elverişli bir varlıktır. İnsan beşerdir, şaşırabilir. Asıl anlaşılmaz olan hatayı savunmak başka bir ifadeyle günahları meşrulaştırmaya çalışmaktır. İşte bu nedenle hata yapan, günah işleyen tövbe ettiğinde affedilebilir, fakat günahta ısrar eden, hatayı savunan asla… Öyleyse tövbe etmek, hatayı kabul edip pişman olmak bir erdemdir.
              
                 ❗️❗️❗️Her İnsan Hata Yapabilir Önemli Olan Yapılan Hatanın Farkına Varıp Hayata Olma Şansı Varken Yapılan Hatayı ALLAHA Tövbe Ederek Telafi Etmektir ❗️❗️❗️