Nagihan

Kendi yalnızlığında kavrulan, beyninin içinde bir sürü konuyu tartışan, iç sesiyle yolda bile kavga edecek türde deli bir kızım. Duvara bile baktığımda kurgu geliyor aklıma, kalemim kağıtla buluşuyor duygularımı benliğimi döküyorum oraya. Yazdıklarım hep benim. Her karakter benden birer parça taşıyor. 
Hayallerimle beraber kurduğum dünyamda okuduğum kitap karakterleriyle yaşıyorum.  
Zaman geliyor, Piraye olup Nazım'ı bekliyorum. Fazıl olup satırlarda can buluyorum. Mecnun'un Leylası olamıyorum belki ama Leyla gibi bekliyorum,  arıyorum.  Acı çekiyorum belki ama gülüşlerimle saklıyorum. Ruhumda ki acı kalemime karışıyor usulca. Bazen bir filmde başrol oluyorum. Rüyalarda gördüğüm adama vuruluyorum Natalie gibi. Sevdiğim adamın gelmesini bekliyorum çaresizce. Müzeyyen gibi vurdum duymaz oluyorum yeri geldiğinde.  İnsanları seviyorum ama onlardan ve yaptıklarından nefret ediyorum. Ağlamayı seviyorum ama gülüyorum çünkü buna izin vermiyorlar. Göz yaşından boğulsam bile ağlayamıyorum. Sezen'in şarkılarında yaşıyorum. Kurşuni renkler gibi sevilmiyorum. Kaybedenlerdenim hep. İpleri dolanmış uçurtma gibi savrulup duruyorum gökyüzünde. Kuş gibi uçmaya çalışıyorum ama her seferinde yere çakılıyorum.  Nefes almaya çalışıyorum. Ben olmaya çalışıyorum ama engel oluyorlar. Şarkıları dinlerken sözlerini dinliyorum notalar umurumda olmuyor. Sizin dünyanızın dışında, Küçük Prensin gezegenine komşu bir gezegende yaşıyorum. Her gün onu ve çiçeğini izliyorum. Sonra gidişini ve terk edişini. Çiçeğin ölümünü görüyorum,  bir yıldız gibi parlayışını... Burası benim özgür olabildiğim dünyam.
Ne yazdıklarıma karışılabiliyor ne düşüncelerime burda sadece ben ve siz varsınız. 

Gezegenimden kopup size armağan ettiğim hikayelerim: ALARÇİN, Zaman Zaman İçinde, KIRIK VALS...

Her şey bana hayal gücüme aittir dilediğiniz gibi gezinebilirsiniz☆★☆★