Deniz2110

Altını hurdacıya satmaya çalısırsan sana hurda parası verir.Altından anlayan kuyumcudur. Hayaller ve hedefler de böyledir,kuyumcunu bulman lazım

Deniz2110

Çünkü bazı kadınlar ,
          Yanlış yapmak ve yalnız kalmak arasında bir tercih
          yaparlar.
          Adamına göre değil,
          Adabına göre.
          Heveslerine göre değil,
          Hislerine göre karar verirler.
          Sahte bir mutluluk yerine,
          Sade bir yalnızlığı tercih ederler.
          İşte bu yüzden bazı kadınlar,
          Sınırlarını kendilerinin çizdiği,
          Gizli ve gizemli bir ülkede yaşarlar.
          Zorunlu olduklarından değil,
          Gururlu olduklarından..

Deniz2110

 
          Eskiyi özlüyor insan...
          Geçmişi, geçmişteki insanları, anıları...
          İnsanların hayatına girdiği o ilk güzel anı özlüyor insan, sonrasında neler yapabileceğini bilemeden hayatına aldığı o anları...
          Eskiyi bu yüzden sevmiyor muyuz zaten?
          Ne yaparsa yapsın aklı hep geçmişte bir yerlerde kalıyor insanın...
          Bir anıya, bir fotoğrafa, çalan bir müziğe takılıyor ayağı.
          Dalıyor uzaklara hiç olmayacak yerlere ve belki de hiç olmadığı yerlere...
          'Keşke'ler başlıyor, 'iyi ki' ler duruken, cümleler yarım kalıyor.
          İç muhasebesi yapmak isterken yüreği sızlıyor sonra, kalıyor orda kıpırdayamıyor, geçmiş yakasını bırakmıyor, belki de o an en iyi ilaç en iyi teselli gözden düşen birkaç damla yaş...
          "Aslında insanın canını en çok acıtan şey;
          Hayal kırıklıkları değil, yaşanması mümkünken yaşayamadığı mutluluklardır." diyor Dostoyevski ve ekliyor Nazım Hikmet;
          "Eskimek ne güzel eksilmedikçe."
          Oysa hayatımıza giren insanlar değilmiydi bizi eksilten...
          Yaşanması mümkünken yaşayamadığımız mutlulukları bize yaşatan...
          .
          
          

Deniz2110

Zaman, biçbir zaman ilaç olmadı

Deniz2110

@ Akselbey  teşşekkür ederim 
Reply

Akselbey

Hoş '
            Kal ki hoşça sevgiler yelken açsın limanından. . ‍♀️
Reply

Akselbey

Çözüm ' 
            Eski zamanda suanki zamanda değil bence.
            Kalan günlerde kendine iyi gelmene bak. . ☘️
Reply

Deniz2110

Dostoyevski sürgün yıllarında,
          hapishanedeki bir köpekle,
          insan ilişkileri üzerine
          gözleme dayalı bir deney yapar..
          Köpeği takibe alır ve yanından geçerken
          her mahkum tarafından tekmelendiğini gözlemler...
          İlginç olan, köpeğin
          mahkumlardan kaçmaması
          ve yanına bir mahkum yaklaştığında
          otomatik olarak eğilerek tekme pozisyonu almasıdır...
          Köpeğin her yanından geçen mahkum otomotik olarak köpeği tekmeler...
          
          Dostoyevski de,
          bir gün köpeğin yanına yaklaşır
          ve başını okşamaya başlar...
          Köpek bir süre şaşkın şaşkın
          ona baktıktan sonra,
          hızla yanından uzaklaşır ve acı acı havlar...
          Önüne gelen mahkumun
          tekmelediği köpek,
          o günden sonra nerede
          Dostoyevski’yi görse kaçar
          ve ona bir daha asla yaklaşmaz..."
          Köpeğin tekme atanlardan kaçacağı yerde başını okşayan
          Dostoyevski’den kaçmasının bir psikolojik açıklaması vardır elbet!
          Kötülüğü hayat şartı kabul etmiş canlıların sevgiyi, kardeşliği, paylaşmayı görünce çok büyük şaşkınlık yaşamaları ve afallamalarıdır bu...
          Ruhu köleleştirilmiş bu köpek sevgiye açtır...
          İnsanlar için de geçerlidir bu...
          Bazen kötü davrandığınız insanlar sizi cok sever,
          bazense iyi davrandıklarınız sizden nefret eder..

Yusufiek952

@ Deniz2110  bunu biliyordum ama çok iyi bı gözlem 
Reply