Ya ne yapsaydım?
Sağlam bir arka, bir patron bulup
Ağaca tırmanmış sarmaşık gibi
Kabuğu yalayarak bir vasi edinmek mi?
Bilek gücüyle yükselecek yerde
Kurnazlıkla yükselmek mi?
İstemem! Herkes gibi koşarak
Para babalarına şiirler dizmek mi?
Bir bakan üzülmesin, yüzü gülsün diye!
İstemem! Her gün bir tepsi yemek için
Kapı kapı dolaşıp pabuç mu eskitmeli?
İstemem! Pohpohlarken bir yandan,
İşinizi mi görmeli öte yandan?
Belki kaz gelir diye bana,
Birilerini göklere mi çıkarmalı?
İstemem! Bir kibar salonunda,
Kucak kucağa mı dolaşmalı?
Ve sonunda şiire koyup ayı, yıldızları
Coşturmak mı gerek yaşlı kızları?
İstemem! Bir ünlü kitapçıya giderek
Parayla şiir mi bastırmalı? İstemem!
Bulup meyhanelerde bir alay sersem,
Kendimi dahi mi seçtirsem?
İstemem! Başkalarını yazacak yerde,
Tek bir soneyle ün mü kazansam meyhanede?
İstemem! Yoksa korkayım mı, gazetelerde
Aptalın teki beni eleştirecek diye?
Yoksa durmadan " Adım görünsün yeter ki şu adi Mercure gazetesinde" mi diyeyim?
İstemem! Hesaplamak, korkmak, sararıp solmak,
Şiir yazacak yerde ziyaretlere gitmek,
Kendini mi tanıtmak gerek?
İstemem! Eksik olsun!
Ama şarkı söylemek, hayal kurmak, gülmek
Tek başına, özgür olmak
Gören göz, titreyen ses olmak,
Canı isteyince şapkayı ters giymek
Karışanı olmamak, hiç yoktan
Kılıcını çekmek ya da bir şiir yazmak!
Para, şan , şöhret kaygısı olmadan
Çalışmak, aya gitmek istediğin zaman!
Kaleme sarılmak, ancak duyarak
Alçakgönüllüce yazmak, sonra içinden
Yavrum demek, çiçekleri, meyveleri
Yaprakları hoş gör hatta bu topladığın
Kendi bahçenin ürünleri de, çekinmeden!
Sonra olur da kazanırsan büyük zaferi,
Onu kazanan sensin, başkası değil!
Borçlu kalmazsın hiç kimseye
Hakkını ara kendinde bile.
Kısaca, sarmaşık gibi asalak olmaktan sakın,
Ihlamur ya da kavak olmasan ne çıkar?
Çok yükseklere çıkamasan da yalnızsın!