Başar Avşar

2010 yılı, kitabımı yazmaya başladığım yıldır. Tüm gemileri 
yakıp gözümü karartmış ve yazmaya başlamıştım. Hayatımın 
en önemli dönüm noktalarından biri olacağını bilemezdim 
elbette. Binlerce saatimi bu kitabın başında geçirmiştim. Kendimden, sevdiklerimden, zevklerimden, hayatımdan ve hatta 
sağlığımdan tavizler vermiştim. Bu tavizleri verirken aklımda 
tek bir şey vardı: Neden olmasın? Neden yapamayayım? Neden 
dünyayı kasıp kavuran fantastik eserler hep başka ülke yazarları 
tarafından yazılıyor? Neden bir Türk genci bu konuda başarılı 
olmasın ki? Kendime bu kadar "Neden?" sorusu sorduktan sonra 
yapabileceğime ikna olmuştum. Yapacaktım! Dünyanın en iyi 
hikâyelerinden birini yazacaktım. O tüm dünyanın tanıdığı, 
bildiği, konuştuğu yazarlar arasına bir Türk gencini sokmak 
ve gururlandırmak istedim. Bunlar elbette kanımın kaynadığı 
dönemlerde çok yoğun yaşadığım duygulardı. Bunlar benim 
hayallerimdi. Gerçekleştirmek için fazlası ile uğraş verdim ancak 
ilerleyen yaş, deneyim ve gerçek dünya bazen insanın bu kadar 
fazla hayal kurmasına müsaade etmiyor. 
Elbette hiçbir şeyden vazgeçmiş değilim. Kitap bitti. Sizlerle 
bu serüveni paylaşmanın gururunu yaşıyorum. Bundan sonraki 
süreçte de, hikâyemin nereye ulaşacağına sizler karar vereceksiniz. Sizleri fantastik dünyamın uçsuz bucaksız dağları, ovaları 
ve ormanlarıyla baş başa bırakıyorum.
Ortak hayal ve umutlarımız olması dileği ile...
Neden olmasın?