sanırım mutluluğun dozunu fazla kaçırdım, mutlu rolüne bürünmeye başladım. her şey mükemmel olmalıydı, en mutlu, en pozitif, en iyi düşünen ben olmalıydım. yeterince acı çektim artık buna son vermek istedim. çözümü mutlulukta buldum ama her zaman acı çekilmediği gibi her zaman mutlu olunmadığını da anladım. hepsinin bir zamanı varmış. anlamak istemedim. onun yerine bulunduğum ortamı havalandırdım, tütsü yaktım, şarkı dinledim, arındım, huzura ulaştım. ya da öyle sandım. mutluluğu, kötü şeyleri halı altına itip gülmek sandım. bir süre böyle devam etse de kendimi kandırışlarımın bile bir zamanı vardı. süresi doldu ve bitti. her şeyi farkına varmaya başladım. çabucak yorulmaya başladım bu sefer, uğraşmayı gereksiz buldum. ne de olsa er geç mutluluğum silinecekti değil mi? biraz dinlendim ve kendimde o gücü buldum. uzaklaştırdım kötü olan her şeyi hayatımdan, direkt role girdim. şimdi bunları yazarken bulunduğum ortamı havalandırıp içeriye temiz havanın girmesini sağlarken tütsümü yakıyorum ve en sevdiğim şarkıları açıp arınarak huzurlu bir gece geçiriyorum.
ya da öyle sanıyorum.