Anlaşılması paralı meslek olmuş insanoğlunu, beni kaça anlarlar peki ulan?
Görmeyecek misiniz yalnızlığı enis edindiğimi, cali tebessümlere müteessirim bu sıcak günlerde!
Kimin kimsesi var kiminin de kimsesizliği var, alem bundan öte değil. Bipayan bilmiş ya hu zatı muhteremler bu dünyayı! Ölüye saygı, ekmeğini yemekle başlar evvel ve yine saygı toprağını pisletmekle biter. Alem bundan öte değil!
Adım başı terk edilmiş sokak lambaları, bu gözler neler gördü efendim! Vicdan iki cihanda yakama yapışacak, yeminler ekmiş.
Nasıl yapayım? Nasıl eşkıyalık bu, ölüler yollara dadanmış, toprağının hakkını istiyor! Ruhum ayrı bedenim gayrı, içimi dünyanın kalleşliği bir ömre sığdıramadı.
Herkes veraya yalansız masum insanları kurban ediyor, alem bundan öte değil!
Bugünümü yarınlarımla aynı kefeye koyuyorum. Kendime bir de okkalı sile atıyorum. Hak mıdır, yasak koysak olmaz mı? Hayatın manası her güne saklanıp dersler veriyor, mazereti olana olmayana tuzluğa iki cetvel! Güzellik ana mirası bana babamdan kalma, yek derdim bu olsa ya!
Zaman şaşmış, kaç mevsim devirdiğini karıştırmış. Böyledir benim akşamlarım, güneş tepeden bakar iki göz evime, rüzgar alacaklı penceresi olmayan duvarlarıma. Böyledir benim akşamlarım!
Gidişlerim olsun, arkamdan diz dövenim. Çıkacağım programlar iptal edilsin, geri döneceğim evim olsun!
Yıllarımın süzgecinden nice hayatları geçireceğim, ardıma bakmadan terk edeceğim.
Dünyanın hayasızlığına bulanmış elleri tek tek öpeceğim, hepinizi öpeceğim.
Felek çarkı dönerken haber edin, ağlayan çift göz bırakacağım ardımda, benim gözlerim!