5-noiratre

deli gibi sevişirsek aşktan ölürüz 

5-noiratre

Candan hayallerim vardı benim, nice günlerime sakladığım umudum! Mesela dünyayla el sıkışanlar var, benim yarınlarımı çalacak cüretkarlığa anlaşanlar. Ve yine mesela yer kalamamış gibi yüreğimde ağırlığı var zatı muhteremlerin! Söyle şimdi ey fırıncı! Ah ben acı ateşlere teslim olmayayım da isyanlara mı çıkayım? 
          Bir kalem yeterdi halbuki kirlenmemiş bir ömre yazılmaya. Anlar mısın ey yanlışımın celladı, hasretim ben iki günün güneşine aldanmaya! 
          Geçen zamana yakınmaya cesaret edemiyorum efendim, ya şimdilerimi satarsa bana? 
          Nasıl anlatsam diyene, zafer senin, diyeceğim. Anlatma yalvarırım, anlayacağımı aynalara uydurmuşlar! 
          Sonra hiçbir şeyi unutacağım, ölüm değilde ölümün hissettirdiğine, aman ettiğimi, söyleyeceğim. Ardından yek bedenimi evrendeki kum taneleri kadar böleceğim. Bir tabuta sığınacağım ve toprak anayı besleyeceğim. Bir günleri maziye teslim ediceğimiz zaman ,alemi doğrular saracak, onuncu köyün kapıları ardına kadar açılacak. Ben pişmanlık nedir unutacağım ve toprak ananın vefasının sefasını süreceğim. Keşkeler bulutları bavullarını toplayıp semaya ağlamaklı vedalar edecek. Ah güneş, yeni doğmuş biricik güneş. Şu alem leya ve neharın vuslatına şahitlik edip bahtiyarlığa razı gelecek. 
          Fedakarlığımın yegane emeli tarihe sil baştan ulan, diyecek. 
          Bu masalda tozlu bir rafa terk edilecek…

5-noiratre

          Kuytulardan zafere söyleyin geliyorlar,
          Rahımıza har olanlara söyleyin rücu artık alarga!
          Gerdûn tebessüm etti, özgürlüğe uçurtma uçurmaz mıyız?
          O asırlık girye -i dem semayı ardına katarak hoşlukla damlamaz mı vera yalanlarına kurban olmuş bizlere ? 
          
          -Işık gördüm, kapat perdeyi!

5-noiratre

Anlaşılması paralı meslek olmuş insanoğlunu, beni kaça anlarlar peki ulan? 
          Görmeyecek misiniz yalnızlığı enis edindiğimi, cali tebessümlere müteessirim bu sıcak günlerde! 
          Kimin kimsesi var kiminin de kimsesizliği var, alem bundan öte değil. Bipayan bilmiş ya hu zatı muhteremler bu dünyayı! Ölüye saygı, ekmeğini yemekle başlar evvel ve yine saygı toprağını pisletmekle biter. Alem bundan öte değil! 
          Adım başı terk edilmiş sokak lambaları, bu gözler neler gördü efendim! Vicdan iki cihanda yakama yapışacak, yeminler ekmiş. 
          Nasıl yapayım? Nasıl eşkıyalık bu, ölüler yollara dadanmış, toprağının hakkını istiyor! Ruhum ayrı bedenim gayrı, içimi dünyanın kalleşliği bir ömre sığdıramadı. 
          Herkes veraya yalansız masum insanları kurban ediyor, alem bundan öte değil! 
          Bugünümü yarınlarımla aynı kefeye koyuyorum. Kendime bir de okkalı sile atıyorum. Hak mıdır, yasak koysak olmaz mı? Hayatın manası her güne saklanıp dersler veriyor, mazereti olana olmayana tuzluğa iki cetvel! Güzellik ana mirası bana babamdan kalma, yek derdim bu olsa ya! 
          Zaman şaşmış, kaç mevsim devirdiğini karıştırmış. Böyledir benim akşamlarım, güneş tepeden bakar iki göz evime, rüzgar alacaklı penceresi olmayan duvarlarıma. Böyledir benim akşamlarım! 
          Gidişlerim olsun, arkamdan diz dövenim. Çıkacağım programlar iptal edilsin, geri döneceğim evim olsun! 
          Yıllarımın süzgecinden nice hayatları geçireceğim, ardıma bakmadan terk edeceğim. 
          Dünyanın hayasızlığına bulanmış elleri tek tek öpeceğim, hepinizi öpeceğim. 
          Felek çarkı dönerken haber edin, ağlayan çift göz bırakacağım ardımda, benim gözlerim!