henüz vakit varken gülüm

42 6 14
                                    

henüz vakit varken, gülüm 
Paris yanıp yıkılmadan, 
henüz vakit varken, gülüm, 
yüreğim dalındayken henüz, 
ben bir gece, şu Mayıs gecelerinden biri 
volter rıhtımında dayayıp seni duvara 
öpmeliyim ağzından 
sonra dönüp yüzümüzü Notrdam'a 
çiçeğini seyretmeliyiz onun, 
birden bana sarılmalısın, gülüm, 
korkudan, hayretten, sevinçten 
ve de sessiz sessiz ağlamalısın, 
yıldızlar da çiselemeli, 
incecikten bir yağmurla karışarak. 
henüz vakit varken, gülüm, 
Paris yanıp yıkılmadan, 
henüz vakit varken, gülüm, 
yüreğim dalındayken henüz, 
şu mayıs gecesi rıhtımdan geçmeliyiz 
söğütlerin altından, gülüm, 
ıslak salkım söğütlerin. 
Paris'in en güzel bir çift sözünü söylemeliyim sana, 
en güzel, en yalansız, 
sonra da ıslıkla bir şey çalarak 
gebermeliyim bahtiyarlıktan 
ve insanlara inanmalıyız. 
yukarda taştan evler, 
girintisiz, çıkıntısız, 
birbirine bitişik 
ve duvarları ayışığından 
ve dimdik pencereleri ayakta uyukluyor 
ve karşı yakada Luvur 
aydınlanmış ışıklarla 
aydınlanmış bizim için 
billur sarayımız... 

henüz vakit varken, gülüm, 
Paris yanıp yıkılmadan, 
henüz vakit varken, gülüm, 
yüreğim dalındayken henüz, 
şu mayıs gecesi rıhtımda, depolarda 
kırmızı varillere oturmalıyız. 
karşıda karanlığa giren kanal. 
bir şat geçiyor, 
selamlayalım gülüm, 
geçen sarı kamaralı şatı selamlayalım. 
Belçika'ya mı yolu, Hollanda'ya mı? 
kamaranın kapısında ak önlüklü bir kadın 
tatlı tatlı gülümsüyor. 

les presento aWhere stories live. Discover now