-RESTORAN-
ZEHRA:
İçeri girdiğimiz de herkes masada oturmuş bizi bekliyor. El ele içeri girdiğimizde Alev hariç herkes mutlu gözlerle bize baktı. Masaya oturduk. Nihat bir açıklama yapacağını söyleyerek ayağa kalktı.
"Herkese bu davette yanımızda oldukları için çok teşekkür ederim. Bugün Ayşe ve benim için çok önemli bir gün. Özellikle benim için. Bu özel günde Ayşe'nin tüm sevdiği insanların da burada olmasını istedim."Ayşe mahcup bir şekilde ayağa kalkıp Nihat'a baktı."Hayatım çok uğraşmışsın biliyorum ama ben bu günün ne özelliği olduğunu çıkartamadım.
Evlilik yıl dönümü değil.
Nişanlandığımız gün de değil.
Asya'nın doğumgünü de değil.
Tanışma yıl dönümüde değil.
Doğumgünüm zaten hiç değil.
Bugün ne oldu ki acaba."Ayşe mahcup mahcup bakarken Nihat gülmeye başladı. Ayşe'nin yüzünü ellerinin arasına aldı. "Ah benim şaşkın sevgilim. Bugün günlerden, sana evlilik teklifi ettiğim gün" Ayşe panik ve heyecanla masaya döndü. "Hih! Ben bunu nasıl unuturum ya. Ya aşkım ne olur affet beni. Ne olur!"
Hepimiz Ayşe'ye gülerken Alev birden lafa atladı. "Çokta önemli bir gün sayılmaz canım. Neden bu kadar telaş yaptın ki." Ben Nihat ya da Ayşe'nin cevap vermesini beklerken elimi tutarak Ömer'in cevaplamasına çok şaşırdım. "Alev eğer sende bir gün çok sever ve aşık olursan,
sevdiğin kişinin aldığı nefesi,
Gözlerinde ki kirpiklerin sayısını,
Yüzünün her santimini öğrenirsin, bilirsin. Ama zaten şuan bizi anlamanı beklemiyorum. Çünkü Zehra karşıma çıkana kadar evlilk yıl dönümü bile saçma geliyordu bana. Yani marifet biz de değil, böylesine heyecanlandıranda."Sözleri bitti ama ben bakışlarımı hala Ömer'den çekemedim. Söyledikleri oyun gereği ama kalp ritmimi bozmaya yetmişti. Kırmızı olup olmadığımı merak ederken korktuğum başıma geldi. Cevriye hanım büyük bir neşe ile söze başladığında alıp başımı toprağın altına gömmek istedim.
"Ayol Su Damla'm utandı Ömer. Baksana nasılda kıpkırmızı oldu. Oy benim toyum. Ama bakın Ömer haklı. İnsan sevdiği zaman her şeyini biliyor. İster istemez hafızana kazınıyor. Rahmetli benim bir numara çok romantikti. Her anımızı , her özel günümüzü kutlardık beraber. Neyse ben bu anıları konakta anlatayım. Nihat'ımın sürprizi kesmeyelim."
Nihat gülerek Ayşe'nin ellerini avucuna aldı. "Şu hayata bir kere daha gelsem, yine seninle tanışıp ömrümü seninle geçirmek isterim." Ayşe sevinçle Nihat'a sarıldığında Ömer ile gülerek birbirimize baktık. Ayşe mutluydu. Ve onun mutlu olması bizide mutlu ediyordu. "Ben çok şanslıyım Nihat. Senin gibi bir eşim ve böyle bir ailem olduğu için çok şanslıyım. Asya bizim kızımız olduğu için çok şanslıyım."
Asya koşarak Nihat ve Ayşe'ye sarıldı. İkisi birlikte Asya'yı kaldırdığında Asya'nın söylediklerine hepimiz çok güldük. "Ay Çınar çok romantikler baksana. Sende büyüdüğünde babam ve dayım gibi romantik ol tamam mı?"Yemekler servis edildiğinde sohbet ve eğlenceyle yemeklerimizi yedik. Nihat bir şey izleteceğini söyleyerek beyaz duvara yansıttıkları projeksiyonun önüne gitti. Önüne dizilen sandalyelere oturduk. Başlat tuşuna bastığın da başlamayan sürprize gülmeye başladık. "Bir arıza olmalı. Siz sohbet edin ben hemen halledeceğim." Nihat'ın böyle demesi üzerine Ayşe büyük bir heyecanla ayağa kalkıp karşımıza geçti. Susadığım için su içmeye başladığım da, "Abi hadi sen Zehra'ya nasıl evlenme teklifi ettin anlat." diyen Ayşe'nin sözleri ile su boğazıma kaçtı. Bir kaç kez öksürmemin ardından zorla toparlandım.
Ömer ile bir birimize baktık. Ne söylesek diye düşünürken kurtarıcımız Nihat oldu.
"Tamam şimdi hazır. Ayşe hadi yerine geç."
"Ama abimleri dinleyecektik.." aklıma gelen ilk şeyi söyleyerek durumu kurtarmam lazım.
"Ama Ayşe canım, bugün sizin gününüz. Biz başka zaman anlatırız ne dersin."
"Tamam ama anlatacaksınız."
"Tamam anlatacağız."

STAI LEGGENDO
Adını Sen Koy (TAMAMLANDI)
FanfictionNefretten → Aşka ♥ AYAKTA DURACAK MECALİM YOKKEN, HAYATTA DURACAK MECBURİYETLERİM VAR. Bir yanda Kanser hastası bir kadın. (Ayşe) Ve o kadın için elinden geleni yapan Fedakar bir abi. (Ömer) Bir yanda ise ailesi için didinen ve onlar için her şeyi...