3.BÖLÜM - Düşüşüm

26.2K 720 15
                                    

Anlamını yitirmiş bir cümleyim ben
Toparlamıyor yeni kelimeler
Kime ait olduğunu bilmiyor
Rüzgarlara bıraktığım deli kader..

Kimsiniz siz her şeyi belirleyen
Gölge gibi görünmeden
Ve ben
Kendime yenik düşen..

Düşüşüm duruşum oldu
Kaldırmayın beni yerden
Kirletmeyin ellerimi
Dokunmayın bana lütfen..

 

 

Kristen sabah çatal, kaşık ve kırılan tabak sesleriyle uyandı. ‘Abi!’ diye söylendi başını iki yana sallayarak ve merdivenlerden indi. Domatesleri doğramaya çalışıp parmağını kesen ve çırpınırken kahvaltı tabaklarını kıran abisine baktı.

“Hey ne duruyorsun orda? Bakacağına yardım etsene.”

“Kusura bakma abi, daha önce hiç yemek yapan orangutan görmemiştim, onu izliyorum. Aslında yemek yapmış da sayılmaz daha çok talan etmiş ama..” dedi Kristen tezgahın üstündeki birikmiş dağ gibi bulaşığa ve fırının üstündeki yumurta, yağ kalıntılarına bakarken.

“Benden bu kadar küçük hanım. Siz bir türlü uyanamayınca iş başa düştü.” dedi Taylor dehşetle mutfağı süzen kardeşinin yanağından makas alarak.

Sonra da birlikte kahvaltı ettikten sonra savaş alanı gibi olan mutfağı topladılar.

“Abi ben bu akşam Jackson’lara davetliyim. Oradan gelene kadar yaşayabilirsin dimi?”

“Aman ne komik! Sanki senin sayende yaşıyorum!”

                                                                                   

                                                *****       *****

Robert kahvaltısını bitirdikten sonra odasına çıkıp uzun zamandır okuyamadığı kitabını eline aldı. Kitabı bıraktığında saat 15:30 olmuştu. Aşağı inip abisi ve yengesinin yanına gitti.

“Ne yapıyorsunuz bakalım çifte kumrular?”

“Akşam yemeğini dışarıda yiyelim diyoruz. Ne dersin Rob?”

“Siz gidin Nik, biraz yalnız kalın. Evde yeterince birlikteyiz zaten.”

“Saçmalama Rob biz hiç şikayetçi değiliz sevgili kardeşim.”

“Kendi adına konuş hayatım. Ben şikayetçiyim. Biz yalnız kalalım diye çocuk bile yapmadık ama Rob Bey sayesinde yalnız kalamıyoruz şimdi de. Nur topu gibi bir Robert’ımız var.”

“Kellan!”

“Aman tamam sustum.” dedi Kellan gülerek.

“Gördün mü yengecim? Abim benden bayağı şikayetçi. Size iyi eğlenceler.”

“Yalnız başına ne yapacaksın?”

“Yalnız olacağımı kim söyledi? Ash’lere gidicem. Uzun zamandır uğramadım. Hem Paul canavarını da özledim.” dedi Robert gülerek. Bir süre sonra da arabasına atladı ve Rathbone’lerin evinin yolunu tuttu.

                                                *****        *****

KÜÇÜK SEVGİLİMWhere stories live. Discover now