9.Sürpriiiz!

295 41 10
                                    

Bu bir bölümdür. Yazar notu değil asdfgh

Öhöm öhöm -,-
Sıradaki ithafım benden burada sayısız defa üye olmuş, watty'e her güncelleme geldiğinde e-postasını yenileyemediğinden yeni bi hesap açan 1 değil 2 değil 3 değil 4 değil tam 9 kavanoz bal hediye asdfg Nerde kalmıştık? Hah! Tam 10 senelik kardeşim, canımın için, BFF'lerin Queen'i-Kanka cahil değilsin biliyosun demi Queen-> Kraliçe demek asdf- (Canlarım, kankalarım üzgünüm o bir Queen -,-) GAYE'ME gelsin. Kendisi sonunda benim müthüş Aslı'mı okumaya başladı. Ona ithaf yapmazsam ayıp olur ^_^ Öptüm. (Sen dünyada ki en özel malsın. - E-postasını yenileyemediği için karşılık veremedi. Zuhahaha)

Gevezelik yaptım. Kusura bakmayın. Multide şarkı var. Dinlersiniz. İyi okumalar ^_^ :D

****

Kafayı bulmuşken zorla bir ağaca ayak bileklerinizden bağlanıp sarkıtılsaydınız ne yapardınız?

Şahsen ben bir güzel saydırıyorum da. Yani şöyle oluyor; Birada ki o göt kadar alkol benim kafamın üzerinde uçuşan yeşil kuyruklu ve çiçikleri çıkmış dört nala koşan zebraları görmeme yetti diyebilirim. Lan bir zebranın çiçikleri nasıl çıkar? Yani tamam. Normalde de memeli bir hayvan. Ama bu bildiğin...Hay tövbest.

Allah'ım iyi ki çok içen biri değilim. Arada arkadaş ortamında bir, iki tadına baktım sadece. O kadar. Yoksa ben bu halde neler neler yaparım. Şu önümde duran hıyartolarında ne yaptığını anlamış değilim. Niye bunlar telefonlarını, kameralarını bana tutuyor ki yani?

"Nabuyonuz siz yieaa?"diye cırladım. Beynim iptal olduğu için pek bir şey düşünemiyorum da. Konuşmam bile bir denişti. Sanki beyle dilim kabarmış, şişmiş, onu da geç uyuşturucu iğne yapılmışta ondan konuşamıyormuş gibiyim. Kısacası yayık bir konuşma.

Melih bana takmadan "Çekmeye başlayın." dediğinde düşündüm. Neyi çekecekler?

SENİ!

Niye ki?

Salak! Sarhoşsun ve ağzından kaçacak şeyleri durduramazsın!

Hee tamam.

...

Ne?

Gerizekalı!

Lan! Şimdi aklıma geliyor. Bir şişe birayla kafayı bulan beni ne yapacaklar? Çekecekler! Çekip ne yapacaklar? Ne yapacaklar kim bilir?!

Akıllanmamla beraber çırpınmaya başladım. "Lan! İndirin beni! İndirin! Onun bunu çocukları! İntikamına başlatma Melih! Var ya çok fena yaparım seni!"

Beni bırakmak yerine halime kahkaha atmaya başladıklarında onlara aldırış edemedim çünkü o an aldırış edecek başka bir konum vardı. IPHONE'M CEBİMDEN FIRLADI AMK!!! Lan felç geçirdim bildiğiniz. Kalbimi yokladım. Dört nala koşuyor yeminle.

Yere düşen Iphone'm için bir ağıt çığlığı koptu dudaklarımdan. "Aşkım iyi misin? Bir şeyin yok ya bebeğim?"dedim acınası sesimle. Saçmalamayın tabii ki de daha önceden böyle durumlar için önlemimi aldım. Silikondan yapılma kalın bir kap ve kırılmaz camla ekran koruması. Ama yine de insanın içi gidiyor. Ne selfielerim var onun içinde benim.

Onlara sinirle baktım. Nasıl bakmayayım? Siz hiç piknik alanında böyle bir hale düştünüz mü? Ben düştüm de. "Lan vicdansızlar! Iphone'umu verin bari."dedim. Keşke birazcık tınlasalardı. Uzanıp almaya çalıştım ama boyum yetmedi. Şimdi bunlardan tek kurtuluş yolum da gitmişti. En azından telefondan Kuzey'i falan arardım da gelip beni alırdı. Evet şimdi gelelim biranın faydalarına.

Bunları da beğenebilirsiniz

          

Ekonomik ve hesaplıdır *Piç gülüşü*

Tabee canım. Bir şişe şaraba yüz, iki yüz lira vereceğime gider bir Efes alırım daha iyi.

Sadece gerizekalılarda kafa yapar *Yine piç gülüşü*

Kafamın içindesin, iç ses. İstersen bunu tartışmayalım.

İyi de ben senden bağımsızım. Sen beni durduram- Ah! Vurma tamam.

Bak sevdim bunu. Kendi kendime, iç sesimi dövüyorum. Var mı daha güzeli? Dur bir de ağzını bantlayayım. Tam olsun. Hah. Tamam.

İçimde kazandığım zaferle bir güzel sırıttım. Benim sırıtmama şaşırarak bakan fantastik dörtlüden Melih konuştu. "Olum bu zaten salaktı. Dedim size 'Bira içirmeyelim. Gerek yok.' diye."

Kaşlarımı kaldırarak ona baktım. Abi dalga geçmek, ezmek için yer arıyor çocuk. Ellerimi iki yana açıp "Valla bizde ortam böyle yarram."dedim. Kabul normalde pek terbiyeli bir kız değilim ama bu mereti içince iyice azıttım. Birazdan kendimi tümden bırakıcam o olucak. Benden söylemesi.

Bana moron moron bakıp durdular. Bende sırasıyla onları süzdüm. Ahmet ve Mert'e gözlerimi kısarak baktığımda söyleyeceğim şeyin umurlarında olmadığını biliyordum ama hiç değilse içimde kalmasın dedim. "Yaa hadi şu Atakan boklusunu geçtim. Yarinden ayrılıp Arsız Bela triplerine girmiş. Kendine eğlence arıyor. Siz? Peki ya siz? Oğlum ne çabuk sattınız lan? Bu çocuk okula geldiğinden beri beni görmüyosunuz bile. Lan ben sizin sümüğünüzü sıranın altına sildiğiniz zamanları biliyorum be! Aynı mahallenin çocuğuyuz biz! Nankörler!"

Nefes nefese kalmış bir şekilde saydırırken soluklanmak için durdum. Beni çeken kameraya bakıp yüzümü ekşittim. "Bu çekiyor mu beni?"dedim. Cevap vermelerine kalmadan kameraya döndüm. Sesli bir şekilde hareket çektiğimde sırıtmaya başlamışlardı. Kendimi yaktığımın farkındaydım. Sadece hareketlerime söz geçiremiyordum. Ahmet ve Mert'ten çıt çıkmıyordu. Konuşsalar kendilerini de kayıda almış olacaklardı tabi.

Bir süre öylece baktılar. Ben de sustum. Baktım bu Melih'in bakışlar benim bacaklarda, sırıttım. Belki utanmam gerekirdi ama şu an hiç utanacak hava da değilim. Şortum sağ olsun meydan açıktaydı. Tişortüm de boldu. Göbek de ortada. Oh Maşallah. Gözünüz doysun. Pis sapıklar! O değil buradan geçen bir sürü insan var. Şaşkın bakışları geçtim, sapıkça bakan gulyabanilerden tırsmaya başladım.

"Manzara güzel mi?"dedim alayla Melih'e. Dudakları kıvrılırken ellerini kaprisinin cebine koyup bana yaklaşmaya başladı. Nalet çocuk! Utanmaz cenabet!

Ama yakışıklı. (Nokta)

Ama pislik.

Ama tatlı. (Nokta dedim)

Ama ibne.

Ama sen de ibnesin... (Üç nokta)

Git bandını bul. Kapat çeneni, beni yorma.

İyice yakınlaştıktan sonra yüzümü görebilmek için çömeldi. "Güzel."dedi yüzünde o zafer edası varken. Daha sonra başıyla kamerayı işaret etti. "Ama video daha güzel olacak." deyip uyuşuk hareketlerle eski yerine gitti.

Ona öldürücü, baydırıcı, bezdirici ve nice işleve sokabilecek bakışlarımdan gönderecekken karşıdan gelen köpeği gördüğüm gibi çığlık atıp kendimi yukarı çekmeye çalıştım. Kalkabildiğim kadar kalkarken istemsizce küfür ediyordum. "Amınakoyim o ne lan! Pitbull mu o pitbull mu? Soyunu, sopunu, sülalesini, dilini, cibiliyetini, ırkını..."

Kendimi yukarı çekmeseydim köpek bildiğiniz kafamı kendiyle beraber götürecekti. Tamam. Belki pitbull değildi ama yine de bir öbür tarafa gidip gelmeme yetmişti. O kısa zaman diliminde hayatım film şeridi gibi gözlerimin önünden geçti desem yeridir yani. Çocuklar kahkahaya boğulurken onlara kızgınca baktım. Bu video başkalarının eline geçtiği anda ben biterim. Öyle böyle değil biterim. Annemin babamın duymaması gerek -ki muhtemelen duyacaklar.

Keten PrensesHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin