vincent'in tuvali
suluboyafircasi: o gün bana baktığında bir tablo gibi hissettim tıpkı Van Gogh'un Ayçiçekleri tablosu gibi bir mücevher gibi xxx 260619 - 070719
suluboyafircasi: o gün bana baktığında bir tablo gibi hissettim tıpkı Van Gogh'un Ayçiçekleri tablosu gibi bir mücevher gibi xxx 260619 - 070719
Satranç, Zweig'ın psikolojik birikimini bütünüyle devreye soktuğu bir öyküdür ve bu öykünün baş kişileri, tamamen yazarın biyografilerinde ele aldığı kişileri işleyiş biçimiyle sergilenmiştir. Zweig ölümünden hemen önce tamamladığı birkaç düzyazı metinden biri olan Satranç'ı kaleme aldığı sırada, karısı Lotte Zweig i...
Ceyla: Ben istemiyorum hocam yapamam. Tiyatrocu: İtiraz istemiyorum. Tiyatrocu: Bu sahnenin Juliet'i sensin. Kerem: Ben bunu mu öpücem şimdi? Nihat: Acaba hangisi ilk önce insana dönüşecek. *KÜFÜR İÇERİR*
Birer birer silindi hafızaları ve karaltılar görmeye başladılar. Gündüzleri ayak uçlarının dibinde bitiyor, düşüncelerinde kol geziyorlardı. Gölge dediler o karaltılara. Oysa pek çok şey denebilirdi. Toz bulutu, karanlık, silüet yahut cisimcik... Kimliklerini unuttukları gölgelerin esiri oldular. Tek tek anılarında k...
Lev Nikolayeviç Tolstoy (1828-1910): Anna Karenina, Savaş ve Barış, Kreutzer Sonat ve Diriliş'in büyük yazarı, yaşamının son otuz yılında kendini insan, aile, din, devlet, toplum, özgürlük, boyun eğme, başkaldırma, sanat ve estetik konularında kuramsal çalışmalara verdi. Bu dönemde yazdığı öykülerde yıllarca üzerinde...
"Dördüncü sınıftayım. Yaşım on iki kadar olmalıydı. Fransızca muallimimiz Sör Aleksi bir gün bize yazı vazifesi vermişti. "Hayattaki ilk hatıralarınızı yazmaya çalışın. Bakalım neler bulacaksınız? Sizin için güzel bir hayat temrini olur" demişti. Hiç unutmam; yaramazlığımdan, gevezeliğimden bıkan sörler o sınıfta beni...
Hugo, Sefiller adlı dev romanının önsözünü şöyle bitirir: "Yeryüzünde yoksulluk ve bilgisizliğin egemenliği sürdükçe, böylesi kitaplar gereksiz sayılmayabilir." Yurdunun çıkarları adına siyasal kavgalardan hiç çekinmedi. Bu yüzden de tam yirmi yıl sürgünde kaldı. Sefiller de bu yılların ürünüdür (1862). Sefiller, küre...
Ahmet Hamdi Tanpınar'ın şiiri sembolist bir ifade üzerine kurulmuştur. Aynı anlatım tarzı romanlarına da zaman zaman sirayet eder. "Saatleri Ayarlama Ensitüsü" toplumumuzun bu değişme süreci içindeki durumunu, fertten yola çıkarak topluma varan bir teknikle anlatıyor. Dergah Yayınları
Dokuzuncu Hariciye Koğuşu, Peyami Safa'nın ilk baskısı 1930 yılında yapılmış otobiyografik romanıdır. Peyami Safa'nın en fazla basılan ve beğenilen eseridir. 15 yaşında hasta bir çocuğun 1915 yılındaki olayları anlattığı bir hatıra defteri şeklinde kaleme alınmıştır.
İngiliz centilmen Phileas Fogg, üye olduğu kulüpteki arkadaşlarıyla 80 günde dünyanın etrafını dolaşacağına dair iddiaya girer. Uşağı Parisli Passepartout'yu yanına alarak hiç vakit kaybetmeden yola çıkar. Bahsi kazanabilmesi için 21 Aralık 1872 Cumartesi günü saat 20:45'te kulüpte olması gerekmektedir! İngiltere Bank...
Yasemin, kendine ait dünyasında ona bu dünyayı veren birçok dostuyla beraber yaşayan, kalbi yaralı ama yaralarından en güzel çiçekler inşa eden bir kızdır. Sonra biri çıkar gelir. Yaralardan inşa edilen o çiçeği görür. Koparmaya kıyamaz, koklamaya da. "Yasemin," der. "Çiçeklerin en güzeli."
Bu hikaye 30.04.2016 tarihinde yayınlanmaya başlanmıştır. ---- Sevgili insan, Eğer bu kitabı bulduysan senden istediğim iki şey olacak. Yazdığım mektupların hepsini okumanı ve mektubu sahiplerine ulaştırmanı istiyorum. Ve eğer mektubu yazdığım kişiyi bulamazsan o mektubu senin yakıp yok etmeni istiyorum. Eğer yapmak i...
acıyı anımsamak için anıya gerek yokmuş bak, adın yetiyor ❦ tanıdığım en güzel kadına
•kısa hikâye, tamamlandı. Onun gülümsemesi, bir kelebeğin haftalar sonrasını hayal etmesi kadar yersiz ve saçmaydı.