Asa-yı musa
Dördüncü Mes'ele /Risale-i Nur
İntikamın kıyafetini hiç merak ettiniz mi? Peki ya bedenini? İntikam,nefretle kararmış lacivert gözlerdi. İntikam,bir kafesin ardına gizlenmiş saldırmayı bekleyen bir bedendi. İntikam, ruhunu kasıp kavuran ateşten, uçsuz bucaksız bir buz kütlesiydi. İntikam, karanlığa ait dünyada Siraç Vuslat demekti. Yer altı dünyas...
Bundan asırlar önce, bir maden kazası sonucunda yeraltındaki işçiler nefes almakla kendi kanında boğulmak arasındaki ince çizgide yürüyorken keşfettikleri uçsuz bucaksız arazi onlar için bir umut ışığı oldu. Bu şansı en iyi şekilde değerlendirerek orayı kimsenin adını dahi duymadığı, yerin metrelerce altındaki bir...
Mesele, yârin kapısında onurla, erinçle ve imanla beklemekti. Onu bildiler hep birlikte. Bir kadim uygarlığın emanetiydiler. Kalemlerinden kan damlayarak emdikleri, beslendikleri Necip Fazıl'ın gösterdiği ufuk, atlarını mahmuzlayarak yedi düvele karşı koşturmanın gereğini bellediler. Her birisi yedi vadiden gelen, yed...
Çatık kaşlarının ona nasıl bir hava kattığından habersizdi. Sinirli? Korkunç? Belki de her ikisi fakat bu bile yüzünün güzelliğini gölgeleyemiyordu. Düşüncelerimi, dişlerini sıkarak söylediği kelimeler böldü, "Benden uzak dur." Sol omzumda topladığım saçlarımı serbest bırakırken, attığım şiddetli kahkahayı bastıramadı...
Dünyadaki en tehlikeli yer zihin, en ölümcül zehir ise düşünceydi. Her an düşüncelere esir olanlardı onlar. Onlar bakanlar değil, görenlerdi. Düşüncelerine yenilenler, zihinlerindeki altın kafeslere mahkum olanlardı. Onlar Düşünce Mahkumuydular. Farklıydılar ve bunu biliyorlardı. *Bölümler finalden sonra düzenlenecekt...