Okunacaklar 🤎
7 stories
VAMPAYA by RGAYEONEL
VAMPAYA
RGAYEONEL
  • Reads 516,714
  • Votes 4,404
  • Parts 10
Arden Akağaç, yüzünü yeniden bana yaklaştırınca burnunun ucu benimkine değdi. Buz gibi nefesi dudaklarıma çarparken gözlerimi açık tutmakta zorlandığımı fark ettim. "Sen," dedi nefesi hala dudaklarıma çarpıp tenimi yavaşça kuruturken. "Görmen gerekenden fazlasını gördün." Avuçlarımın içinin terlediğini hissettim. Dudaklarından sızan kanı gördüğümü biliyordu! Nasıl olduğunu bilmiyordum ama biliyordu işte! "Ben karnım doyduğunda..." Durup bir an için kopkoyu dudaklarını yaladı. Ardından tekrar konuşmaya devam etti. "Bedenim başka bir şekilde acıkır." Araladığım gözlerim ardına kadar açılırken başımı ondan uzağa çekmek istedim ama yapamadım. Gidemedim, kaçamadım. Aptal topuklularım bir milim bile oynamadı. Aksine öylece durdum. O bana beni yiyecekmiş gibi bakarken ben sadece durup her yeri saran tuhaf kokusunun başımı döndürmemesini diledim. "Gerçekten neyden bahsettiğini bilmiyorum. Seni tanımıyorum bile." Elimi korkarak göğsüne koydum. "Seni tanımıyorum." Sonra parmaklarımla sert göğsünü ittim. Arden, kıpırdamadı bile. Parmaklarım siyah kaygan gömleğini neredeyse delecekken o kıpırdamadı bile. Sadece bana baktı. Avladığı, kaçmaya çalışan tavşanının gözlerine baktı. Kızıl irisler zevk aldığını düşündüren bir şekilde yavaşça parlarken aklımın bana türlü oyunlar oynadığını düşünerek o gözlerin sabitlendiği ciğerlerimi şişirip son bir nefes aldım. Keyifle beni izlerken bir anda eğilip kolunun altından, beni hapsettiği minicik yerden kaçtım. "Ah Gece," dedi Arden keyifle. Bir anda arkamda bitiverdi. Belimden yakalayıp beni kendi bedenine bastırdı. Saçları omuzlarıma çarparken aldığı derin nefes boynumdaki tüm tüyleri dikleştirdi. "Öyle güzel kokuyorsun ki. Kanını emmemek ziyan olur." Bir taşın süslediği zarif işaret parmağı boynumu yavaşça okşarken gözlerimi kapattım.
OYUNCAK MÜZESİ (+18) by emregul_
OYUNCAK MÜZESİ (+18)
emregul_
  • Reads 1,568,340
  • Votes 53,892
  • Parts 36
İnsan ne dilediğine dikkat etmeli, zira kalbinden geçen iyi ya da kötü hiçbir dilek gerçekleşmeden peşini bırakmaz, derler. Ben, ölüm diledim. Bir ölümle başladı her şey. Bir başka ölüm onu izledi. Ve bir diğeri...
KODEX | RAFLARDA by RGAYEONEL
KODEX | RAFLARDA
RGAYEONEL
  • Reads 3,419,705
  • Votes 97,735
  • Parts 35
Hafızanı kaybedersen düşmanına âşık olabilir misin? Karaca Yıldırım, ailesini kaybettiği kazadan aylar sonra iyileştiğinde teyzesinin yanına taşınır. Hayatına devam etmek için üniversiteye kaydolup güzel sanatlar bölümüne gitmeye başlar. Başlangıçta her şey iyidir. Onu çok seven bir teyzesi, samimi arkadaşları ve başarılı olduğu bir üniversitesi vardır. Ta ki geçmişinden gelen gizemli bir çocuk işleri karıştırana dek. Şimdi, her şey değişmiştir. Karaca artık ne arkadaşlarına, ne teyzesine ne de çok iyi bildiği hayatına güvenemez hale gelir. Sırlarla dolu Aram Alevyan, ansızın çıkıp geldiğinde Kar'ın hayatı tepetaklak olur. Artık geçmişten anılarla günümüzdeki hayatı iç içe geçmiştir. Karaca Yıldırım, gerçekten de sandığı kişi mi? Tabloların altına fiyakalı bir imza atan ressam öğrenci mi yoksa gerçek çok daha karanlık bir mahzende henüz çocukluğuna kazınmış bir gölge mi? Peki ya Aram? O, Karaca'nın neyi? Düşmanı mı? Peki, neden düşman olduğunu hatırlamıyorsa... Ona âşık olabilir mi?
Kat 3 by serifeoky
Kat 3
serifeoky
  • Reads 2,293,229
  • Votes 7,306
  • Parts 2
Siz: Şu müziğin sesini biraz daha açarsanız polisi aramak zorunda kalacağım. Daire5: ? Siz: Gayet açıklayıcı konuştuğumu düşünüyorum. Daire5: Siz kimsiniz pardon? Siz: Yan dairenizde oturuyorum hanımefendi. Numaranızı yöneticiden aldım. Daire5: Ee sonuç? Siz: Hanımefendi sizi hâlâ kibarca uyarıyorken lütfen şu müziğin sesini kısın. Siz: Aksi halde olacakları hatırlatmak isterim. Daire5: Saat daha 9.00 beyefendi. Daire5: Müziğin sesi kısık. Ben evin bir ucundan bile zor duyuyorum sesini. Siz: Ben gayet net duyuyorum ama şuan o 'Bana dönek demiş itin birisi..." şarkısını. Daire5: Çok güzel bir eser değil mi? Siz: Bundan önce dinlediğiniz 'Fesuphanallah' kadar harika bir eser evet. Daire5: Müzik zevkimin iyi olduğunu söylerler. Siz: Evet sanırım biraz sonra kapınıza dayanacak olan polislerde aynısını söyleyecekler.
Telefonun Bende =texting= by biralar88
Telefonun Bende =texting=
biralar88
  • Reads 5,031,490
  • Votes 271,958
  • Parts 74
Yolda bulduğum telefonu sahibine vermek için almakla başladı her şey . ●TAMAMLANDI ● İkinci hat : görüldü? İkinci hat : şu an telefonum kimin elinde acaba? Ben : merhaba bu telefon sizin mi ? İkinci hat : evet ve telefonumun sizde ne işi var ? Ben : telefonunuzu yolda buldum İkinci hat : yolda buldun öyle mi ? İkinci hat : eksimedi mi bu numaralar Bengü. Ben : ben Bengü değilim . İkinci hat : saygı çerçevesi içinde bitirmeye çalışıyorum her şeyi neden üsteliyorsun? Ben : ne Bengü'ymüş amk ? Ben : ben Bengü değilim . İkinci hat : Bengü telefonumu yarın ofisine getiyorsun haddini aştın artık. Ben : kendimi öldürücem lan ben Bengü değilim ! Ben : şeytan diyor uğraşma bunla hatı kır telefona kon okut güzel bir paraya missss Ben : ama ben şeytana uyar mıyım asla ! Ben :neden çünkü ben imanlı bir kızım İkinci hat : ne saçmalıyorsun Bengü? Ben : hay Bengü'yü ... ______ 31 mart 2022
KARANLIĞIN ŞEHRİ by sulisindunyasi
KARANLIĞIN ŞEHRİ
sulisindunyasi
  • Reads 25,000,366
  • Votes 1,478,376
  • Parts 80
Doğum gününden sonra, kardeşiyle eğlenmek için konsere giden bir genç kız... Fırtına yüzünden iptal olan konserden eve dönmeye çalışırken, kendini bir anda hiç bilmediği bir yerde bulursa... Ve bu bilmediği yerden, evine dönecek hiçbir yolu olmasa... Kendisini yabancı hissettiği bu şehirde, tüm bunlar yetmezmiş gibi, aklını karıştıran ve tüm yolları kendisine çıkaran gizemli bir genç adamla karşılaşırsa... Neler olur?
ÖTANAZİ OKULU(Kitap Oldu) by Maral_Atmc6
ÖTANAZİ OKULU(Kitap Oldu)
Maral_Atmc6
  • Reads 7,518,671
  • Votes 172,828
  • Parts 15
Dilsiz bir kızın kalbi tüm kötülükleri kendisine çekiyordu. Hiçbir kalp bu kadar değerli olmamıştır. Yeşil, Ötanazi Okulu'na sürgün edildiğinde o yıllarda henüz bir çocuktu. Öz babasının onu nasıl bir yere mahkûm ettiğini bile bilmiyordu. Ötanazi Okulu, Amerika Birleşik Devletleri'ne bağlı olan Alaska'da açılmış karanlık bir okuldu. Bildiğiniz tüm o okulları unutun çünkü Ötanazi Okulunda öğretmenler ders vermiyordu. Her biri kendi dalında uzman bilimcilerdi ve oradaki amaçları bir okul dolusu öğrencinin üzerinde deneyler yapmaktı. Öğrenciler ise sıradan öğrenciler değildi çünkü her biri idam cezası almış mahkûmlardı. Okul onları satın alarak kendi deneylerinde kullanan karanlık bir girdaptan farklı değildi. Bir kez içine girince çıkmak mümkün değildi. Yeşil tüm o tehlikeli mahkûmların içinde göğsünde değerli bir kalple yaşamak zorundaydı. Herkes onun kalbini isterken kurtların içine atılmış bir kuzudan farklı değildi. Kalbini isteyenlerden biri de öz babasıydı. Babasının onun kalbi için okula tehlikeli bir suikastçı göndermesiyle, belki de tüm ezberler bozulmaya başlamıştı. Avcı'da her zaman bu kadar acımasız değildi. Özellikle ateşten kızıl saçları olan ve bir katile gülümseyen hasta bir kadını tanıyana kadar. Şimdi karar verme sırası ondaydı. Avını öldürmeli mi, yoksa korumalı mı? Sayfalar üzerinde konuştuğu bu dilsiz kadınla tam olarak ne yapmalıydı? "Kadın kandan korkuyordu, adam ise kan kokuyordu. Şimdi sen söyle; böyle bir durumda kadın özleyebilir mi ölüm kokan bir adamı?" dedim. "Kadın aptaldı adam ise kadına kör. Şimdi sen cevap ver; her şeye, herkese ve özellikle küçük bir kadına kör olan bir adam bekleyebilir mi kadın tarafından özlenmeyi?" diyerek bana cevap verdi.