Sadece Mutlu Olmak İstedim
Hırs , sevgi , acımasızlık. O sadece mutlu olmak istedi hayat onu çok zorladı onu kaçıran birinden mutluluk bekledi peki sonu ne mi onu bende bilmiyorum okumaya ne dersiniz ?
Hırs , sevgi , acımasızlık. O sadece mutlu olmak istedi hayat onu çok zorladı onu kaçıran birinden mutluluk bekledi peki sonu ne mi onu bende bilmiyorum okumaya ne dersiniz ?
"Kapımın önünden başka bayılacak yer bulamadın mı?" "Sen ne kadar kaba bir adamsın ya? Sanki ben seçtim bayılacağım yeri! Hatta inanır mısın? Kapının önünden geçerken dedim ki burası bayılmak için çok uygun bir yer. Burada bayılırsam dağdan inen bir takım elbiseli ayı gelir ve beni kurtarır! O ayı da sen oldun!" "Sen...
Siz sevgili okuyucular. Belki bazılarınız benim gibi dış görünüşünüze üzerinden yargılanarak dışlanan kişilerdensinizdir. Aynı benim gibi hoşlandığınız çocukta size ezik gibi davranıyor olabilir. Bu çok zor bir durum. Aranızda illaki yaşayanlar vardır. Aşk saçma olduğu kadar çok güzel bir şeyde. Ama insan neden aşık o...
Nefesinin yanağıma ve kulağıma çarptığını hissettim. "Kaybetmekten korkuyorsun." "Hayır." Haklıydı ama bu sırrım sayılmazdı. "Soru sormadım. Tahmin ettim ve gözlerinde beni onayladı." Cevap vermedim. Birazda olsa geri çekildi. Ukala gibi bir hâli vardı ama yüzü sesinden anlaşılanın aksine gayet ciddiydi. Açtığı mesafe...
O Alya Öztuna... Yaşadıkları yüzünden kendini karanlık bir boşluğa kapatmış masum bir kız.. Hiç kimse yoktu. Ve o derin bir boşlukta haps oluşmuştu.. O Kamer Algan.. Hiç kimse tarafından sevilmeyen.. Acımasız.. İnsanın iliklerini titretecek kadar karanlık kişiliğe...
Peki hangisi daha karanlıktı? Kendi siyahında boğulmak üzere, hayatı bir savaş alanı gören yapayalnız Liva Çelik mi? Yoksa, bağımlılığının gölgesinde geçirdiği hayatını, bir intikama adamış Bulut Atalar mı? "Korkuyor musun ufaklık?" "Korkmuyorum!" dedim başımı daha dik tutarak. "Korkmalısın!" "Neden korkmalıyım?" "Yaş...
Yıldızları süpürürsün, farkında olmadan, Güneş kucağındadır, bilemezsin. Bir çocuk gözlerine bakar, arkan dönüktür, Ciğerinde kuruludur orkestra, duymazsın. Koca bir sevdadır yaşamakta olduğun, anlamazsın. Uçar gider, koşsan da tutamazsın… HİKAYE BAŞTAN DÜZENLENİYOR. AYRICA İSMİ DEĞİŞTİ. GÖRÜNCE ŞAŞIRMAYIN ^^
Aşık olmaktan korkan Lara kendini sadist zannetmektedir .Fakat gerçek bir sadiste aşık olunca herşey çok farklı olmaktadır . ♔
Murat ÇETİNBAŞ Ben kim miyim?Çetinbaş Holdingin tek varisi ve en büyük hissedarı.Ben gecelerin soğuk prensiyim.Ben karanlık dünyanın yeni sahibiyim.Ben babasının ilgisinden mahrum büyümüş adamım.Bir tek kadına güvenirim o da annem. Batu SARTEM Ben kim miyim?Ailesinin göz bebeği olarak büyümüş çocuğum.Babam mafya oldu...
Umut etmek; hepimizin yaptığı bu değil miydi? Önümüzdeki engelleri aşmak için destek aldığımız, düştüğümüzde tekrar kalkmamızı ve yürümeye devam etmemizi sağlayan o kutsal histi umut. Karanlıkta yolumuzu aydınlatan bir araç, pes etmek üzereyken yavaşça kulağımıza bir daha denememizi fısıldayan inanç dolu bir ses. Bir...
Bir mafya olayına şahit oldum, ve onun tehditiyle ölümüme kadar yanında yaşamak zorundayım...
Üniversitenin güzel olacağını düşünüyordum özellikle lisede ailemin baskısından sonra onlardan ayrı kalmanın muhteşemliğini düşünürdüm ta ki salağın biri beni kaçırıncaya kadar ... ×Bir Kutsal Mandalina ve Kutsal Ispanak yapımı.×
Amerikadan Yunanistana uzayan bir aşkın hikayesi. Korkun, tutkunun ve aşkın dansına hazır olun.. Belki de yalnızca kendi hayat gayesiyle yaşadığı için öyleydi Kate. Babasının göz bebeği, Amerikanın parmakla gösterdiği bir sosyetik güzelken kendisini aniden bir mafyanın yanında bulur. Alex için Kate katlanması zor ve i...
Çağrı'nın annesinden sonra tutunduğu dal Demir'di. Demir'in hayatındaki tek doğruydu Çağrı. Klasik mafya hikayelerinin standartlarını aşan, burun kırmalı ve beyin kanatmalı bir macera. Demir'in karanlık dünyası, Çağrı'nın kırık kalbi, Emir'in yemekleri... Bu adamın hayatında siyah sadece dekordan oluşuyordu. Beyazın m...
Tutunacak bir daldı belki de benim için.. Minik parmakları ellerimin arasında kaybolurken, gözlerinin içindeki ışıltıydı belki de beni bu hayata bağlayan. Siyahın içinde boğulmuş hayatımıza gözlerini açan, hepimizin hayatına yön veren, minik bir vücut, ufacık bir kelimeydi Umut.
İntikam almak için değişip 7 yıl üzerine gelen bir kadın..Ama hala aşık bir kadın..
İnsan yaşarken çoğu şeyin farkına varamaz... Bazı şeylerin değerini anlamak için kaybetmek gerek. Kaybetmek? Zor olsa... Pişmanlık? Çok olacaktır... Aşk? Sonsuza kadar sürecektir...
Bir kadının, yirmi altıncı yaş gününde alabileceği en güzel hediyeydi, Ateş. Ve İdil hayatında aldığı her bir pırlanta ve elmastan, pahalı araba ve kıyafetlerden, vücuduna pelesenk olan küçük, altın pırıltılarından daha güzel olan bu hediye için, şükredecekti günün birinde...
- O zaman seninle bir anlaşma yapalım. - Söyle bakalım. - Madem ikimizde ailelerimizi sinir edeceğiz. - Biraz yardım fena olmaz demeye mi çalışıyorsun? - Kesinlikle. - Olur ama benim bir kuralım var. Merakla kuralının ne olduğunu bekledim. Nefesini suratıma doğru üfleyerek konuştu. - Bana aşık olmayacaksın. - Seni kim...
Sadece bir bakışı bile aklınızı almasına yetiyor. Bir o kadarda bir bakışı sizin tüylerinizin ürpermesini sağlıyor.
Asla kimseye güvenme sözleriyle büyümüş genç bir kız ve ne olursa olsun pes etmeyen genç bir adam... İliklerine kadar hissettiği tanıdıklık hissiyle kavrulan genç bir çocuk. Aşk ve nefret birbirine karıştırılırsa ne olur ya da masum duygular tutkuyla eş tutulursa? Peki ya ölüm? Bir ağabey giderken, geride bıraktığı kü...
Acı... kaçınılmazdı özellikle ikimiz için kaçınılmazdı nefret edeceğim bir adamı bu kadar sevmek kesinlikle delilikti.. fakat ben o deliliğe sürüklendim onu sevmek hem acı verici hem mutluluk vericiydi bana acı vermesi piskolojik yöndeydi kesinlikle hep aramıza birileri giriyor ve her anı mahvediyordu ancak Atlas ile...