"Gerçekten gözlerimi açmanı istediğim için söylüyo..."
Büyük avucunu ağzıma bastırdı ve beni susturdu, şu an yalnızca gözlerimiz konuşuyordu.
"Bak ne diyeceğim..." Gözlerini gözlerimden bir an olsun çekmedi, duyacağım kelimelerin kalbime sağacağı hisleri beklerken, beklenti dolu gözlerle bakıyordum ona.
Bir anda bakışları değişti. "Ben hıyarın tekiyim," diye mırıldandı ve aynı anda beni denize doğru iterken, dengemi kaybettim. Kıyıdaki sulara çarparak düşerken, sonunda ısıtmayı başardığım tenim yine o soğuk çarpışmayı yaşayınca, algılarım düz ve gergin çekilmiş bir ipin bolarıp, sarkışı gibi sarktı bedenimden. Efken üstüme atladı.
Kıyıdaki suda, kumların arasında çakılarak ondan kurtulmaya çalışıyordum. İki kez yuvarlandık ve kıyıya çıkamadan tekrar suya girdik. "Nefes alamıyorum, öküz," diye bağırdım, dehşet içinde. Göğsünü yumrukluyordum, kıyıya çarpmak için gelen minik dalgalar ağzımın içine giriyordu, hafifçe öksürdüm ve gözlerimin önünde yıldızlar uçuştu. Beynim zonkluyordu.
"Ne öküzü be? Hıyardım hani ben?" diye homurdanarak beni üstüne aldı, şimdi kumların içindeki suda o yatıyordu.
Yüzüstü onun üstünde uzanırken, göğüslerim ikimizin arasında kalmış ve lanetlediğim minicik bikiniden taşmıştı. Yanaklarımı ateş basarken, Efken'in bakışları ikimizin arasında kalan göğüslerime düştü. Boğazından hırlamaya benzer bir ses yükseldi, ön bacağımı zorlayan sertliği hissettim.
"Manzara bir harika," diye fısıldadı, nefesi göğüslerime çarptı ve irkilerek üstünden kalkmaya çalıştım.
"Şşş, hayır," dedi, sert bir sesle ve beni omuzlarımdan tutarak kendine çekti. "Yerinde olsam bu hıyarı kızdırmazdım, Kör Yılan."
"Bırak," diye inledim, göğüslerim acımıştı ve o sertlik gerçekten canımı sıkıyordu. "Canım acıyor," dediğimde duraksadı. Yüzümü buruşturup, kendimi ondan saklamak adına yüzümü boynuna gömdüm ve göğüslerimi görüş alanından çıkardım. "Aptal."
"Neden canın acıyor?" diye sordu, tutuşunu gevşeterek. "Çok mu sıktım?"
"Kolumdan bahsettiğimi kim söylemiş?"
"Bir yerini mi incittim?" diye sordu.
"Beni sana bastırıyorsun," dedim, utançtan patlamak üzereyken. "Göğüslerim acıyor."
Efken beni serbest bırakırken, dudakları aralandı. "Hayvanların tedavi yöntemleri hakkında bilgin var mı?" diye sordu, kısık gözlerle yüzümü incelerken.
"Hayır."
"Güzel. Benim var."
Kaşlarımı çattığımda, dirseklerim onun göğsünün üstündeydi. Su hafif hafif bize çarpıyor, ikimizi de ıslatıyordu.
"Neymiş?"
Dudakları aralandı ve gözleri kısılırken, dilini yavaşça dışarı çıkardı. İnleyerek konuştu: "Yalamak."
"Öküz!"
"Öyleyim," dedi, kısık gözlerle bana alttan bakarken.
"Hıyarsın sen hıyar!"
"Öyleyim."
"Sapıksın da!"
"Tahmin bile edemeyeceğin kadar."

YOU ARE READING
İÇİNDE BİR SEN
FantasySen hiç bir kitap karakterine âşık oldun mu? O, oldu. Asıl tuhaf olan ise... Kitap karakteri de ona âşık olmuştu. "O gece bir kitapla tanıştım. Kaderime giden yolda bana rehber olacak bir kitapla." (DÜZENLENİYOR.) © Tüm Hakları Saklıdır! ©
38. BÖLÜM: "TUTSAK"
Start from the beginning