Tıpkı bana benziyor olsa da, Tanrı ona biçim veriyorken esrarengiz bir dokunuşta bulunmuş ve çocuk çehresine görülmemiş saydamlıkta bir masumiyet işlemiş, rastlanılmamış incelikli bir ruh yerleştirmişti. Tıpkı bizonların öldüğü gibi, denizlerin de ölebileceğine inanıyordu. Düşlerinde denizaltı kaptanı oluyor, kayıp diyarlara uygunsuz hava koşullarında dahi başkaldıran güçlü mürettebatıyla dünyanın her köşesindeki zenginliklerden tadıyordu. En ölümsüz şehirlerin diz kapaklarında inşâ edileceğine inanan, hayalperest bir çocuktu.