silakettes

Aradan tam bir yıl geçti...Zaman her şeyin ilacı sanılırken öyle olmadığını çok net anladı Asya. Mesafelerin sevmeye engel olmadığını, kalp bağı ile bağlı olduğu Bora'yı hâlâ sevmesinden anladı.
          	
          	Bu bağ tek taraflıydı fakat yine de zaman içerisinde kopmamıştı.
          	
          	Derin bir nefes aldı Asya. Üniversitede ikinci senesine başlamıştı. Hem çalışıyor, hem okuyordu ama bu ona zor gelmiyordu. Korktuğu kadar zor olmamıştı ancak beyninin içindeki sesler susmuyordu.
          	
          	Bu seslerin hepsi Bora ile ilgiliydi. 
          	
          	Düşünceleri onu ele geçirmiş, kafasında kurduğunu zannetse de gerçekler gözle görülür hâlde olunca her şey daha da netlik kazanmıştı.
          	
          	Gözleri dolsa da anında geri yollamış, yüzünü sıvazlayıp gözlerini masanın üzerindeki bilgisayara çevirmişti. Elindeki kahvesini tamamen bitirip komodine koydu ve sandalyesine oturdu. Okuldan geleli bir saat olmuştu ve bitirip işe gitmesi gerekiyordu.
          	
          	Kayıta başlamak için her şey hazır olduğunda son kez kendine çeki düzen verdi ve kayıdı başlattı.
          	
          	Ne diyeceğini bilmediği için hafif bir tebessüm edip söze girmeyi denedi.
          	
          	...
          	
          	

silakettes

@ exting1234  Okyanus Karası kitabımdan kesit
Reply

silakettes

. 
          	  
          	  "Evet...kardeşimi sevdiğini biliyordum. Ama ben sana aşıktım. Bencilce bir şey bunu da biliyorum ama beni sev istedim! İnsan hiç konuşmadığı, sadece uzaktan gördüğü kişiye aşık olur muymuş hiç? Olurmuş." Son cümlelerde sesi kısık çıkmıştı. Ona, zor geliyordu bunları söylemek. Daha fazla dayanamayacağını anladı ve akan gözyaşlarını bir bir silerken son cümlelerini mırıldandı.
          	  
          	  "Seni hep sevdim ve hep seveceğim bunu bilmeni istiyorum. Senin kalbinde biri varken de - ki bu kardeşim olursa olsun - ben her zaman buradayım." Elindeki kolyesini gösterip onu kalbine koyup buruk bir tebessüm ile kayıdı sonlandırmıştı
Reply

silakettes

@ silakettes  "Merhaba Can...sana doğum günü hediyesi hazırlamak isterdim fakat bu seferlik yapamayacağım sanırım." Yüzünde buruk bir tebessüm ve hemen ardından gelen bir gözyaşını sildi hemen.
          	  
          	  "Her anımız birlikte geçerken sana verdiğim son hediyem belki de bizi bitiren şeydi." O anlar aklına gelirken kendine kızdı. Kolyesini hiç çıkartmazdı fakat şu an elinde, sımsıkı tutmuş sanki ondan destek alıyordu. 
          	  
          	  "Canım yanıyor benim...sana bu kadar yakınken uzak olmak. Sana böyle delicesine aşıkken, senin bana kardeşim demen canımı yakıyor!" İçinde bir yerlerde bir yıkım vardı. Bir yerler mahvoluyordu ve bu ona zarar veriyordu. Acı çekiyordu, kanı çekiliyordu sanki. Bu yüzüne de sesine de yansımıştı. 
          	  
          	  "Ben seni çok sevdim fakat sen bunu görmedin. Ben dile getirdim lâkin sen benden kaçtın. Bazen bilmediğinde daha iyiydi diyorum. En azından sarılıyordun istediğin gibi Asya, en azından bu kadar uzak değildiniz, bu kadar canın yanmıyordu. Ben, içimdeki benden nefret ettim. Biliyorum dosttuk...bu her zaman böyle kalsın isterdim. Fakat kalp ya bu...söz dinlemiyor." Buruk tebessüm ile elindeki kolyesiyle oynadı. Düştüğü durumdan nasıl çıkacağını bilmiyordu. Aklındaki düşünceler onu içten içe bitirirken son darbeyi de yaptı. 
          	  
          	  "Verdiğim kolye nerede, duruyor mu bilmiyorum. Umarım duruyordur. Sana sevgimin sembolüydü o. Ama sen onu almamış, ben zorla vermiştim. Ece'yi ,kardeşimi, bu kadar çok mu seviyordun?" Gözlerini kameraya dikmiş, acı çektiğini görmesini istemişti. Hayır, bu bencillik değildi. Gerçekten acı çekiyordu. Bora'nın kardeşini sevdiği için onu suçlamıyordu. Sadece bir 'neden' arıyordu. Kardeşi ile asla arasına mesafe koymamıştı, koyamamıştı. 
          	  
          	  
Reply

silakettes

Aradan tam bir yıl geçti...Zaman her şeyin ilacı sanılırken öyle olmadığını çok net anladı Asya. Mesafelerin sevmeye engel olmadığını, kalp bağı ile bağlı olduğu Bora'yı hâlâ sevmesinden anladı.
          
          Bu bağ tek taraflıydı fakat yine de zaman içerisinde kopmamıştı.
          
          Derin bir nefes aldı Asya. Üniversitede ikinci senesine başlamıştı. Hem çalışıyor, hem okuyordu ama bu ona zor gelmiyordu. Korktuğu kadar zor olmamıştı ancak beyninin içindeki sesler susmuyordu.
          
          Bu seslerin hepsi Bora ile ilgiliydi. 
          
          Düşünceleri onu ele geçirmiş, kafasında kurduğunu zannetse de gerçekler gözle görülür hâlde olunca her şey daha da netlik kazanmıştı.
          
          Gözleri dolsa da anında geri yollamış, yüzünü sıvazlayıp gözlerini masanın üzerindeki bilgisayara çevirmişti. Elindeki kahvesini tamamen bitirip komodine koydu ve sandalyesine oturdu. Okuldan geleli bir saat olmuştu ve bitirip işe gitmesi gerekiyordu.
          
          Kayıta başlamak için her şey hazır olduğunda son kez kendine çeki düzen verdi ve kayıdı başlattı.
          
          Ne diyeceğini bilmediği için hafif bir tebessüm edip söze girmeyi denedi.
          
          ...
          
          

silakettes

@ exting1234  Okyanus Karası kitabımdan kesit
Reply

silakettes

. 
            
            "Evet...kardeşimi sevdiğini biliyordum. Ama ben sana aşıktım. Bencilce bir şey bunu da biliyorum ama beni sev istedim! İnsan hiç konuşmadığı, sadece uzaktan gördüğü kişiye aşık olur muymuş hiç? Olurmuş." Son cümlelerde sesi kısık çıkmıştı. Ona, zor geliyordu bunları söylemek. Daha fazla dayanamayacağını anladı ve akan gözyaşlarını bir bir silerken son cümlelerini mırıldandı.
            
            "Seni hep sevdim ve hep seveceğim bunu bilmeni istiyorum. Senin kalbinde biri varken de - ki bu kardeşim olursa olsun - ben her zaman buradayım." Elindeki kolyesini gösterip onu kalbine koyup buruk bir tebessüm ile kayıdı sonlandırmıştı
Reply

silakettes

@ silakettes  "Merhaba Can...sana doğum günü hediyesi hazırlamak isterdim fakat bu seferlik yapamayacağım sanırım." Yüzünde buruk bir tebessüm ve hemen ardından gelen bir gözyaşını sildi hemen.
            
            "Her anımız birlikte geçerken sana verdiğim son hediyem belki de bizi bitiren şeydi." O anlar aklına gelirken kendine kızdı. Kolyesini hiç çıkartmazdı fakat şu an elinde, sımsıkı tutmuş sanki ondan destek alıyordu. 
            
            "Canım yanıyor benim...sana bu kadar yakınken uzak olmak. Sana böyle delicesine aşıkken, senin bana kardeşim demen canımı yakıyor!" İçinde bir yerlerde bir yıkım vardı. Bir yerler mahvoluyordu ve bu ona zarar veriyordu. Acı çekiyordu, kanı çekiliyordu sanki. Bu yüzüne de sesine de yansımıştı. 
            
            "Ben seni çok sevdim fakat sen bunu görmedin. Ben dile getirdim lâkin sen benden kaçtın. Bazen bilmediğinde daha iyiydi diyorum. En azından sarılıyordun istediğin gibi Asya, en azından bu kadar uzak değildiniz, bu kadar canın yanmıyordu. Ben, içimdeki benden nefret ettim. Biliyorum dosttuk...bu her zaman böyle kalsın isterdim. Fakat kalp ya bu...söz dinlemiyor." Buruk tebessüm ile elindeki kolyesiyle oynadı. Düştüğü durumdan nasıl çıkacağını bilmiyordu. Aklındaki düşünceler onu içten içe bitirirken son darbeyi de yaptı. 
            
            "Verdiğim kolye nerede, duruyor mu bilmiyorum. Umarım duruyordur. Sana sevgimin sembolüydü o. Ama sen onu almamış, ben zorla vermiştim. Ece'yi ,kardeşimi, bu kadar çok mu seviyordun?" Gözlerini kameraya dikmiş, acı çektiğini görmesini istemişti. Hayır, bu bencillik değildi. Gerçekten acı çekiyordu. Bora'nın kardeşini sevdiği için onu suçlamıyordu. Sadece bir 'neden' arıyordu. Kardeşi ile asla arasına mesafe koymamıştı, koyamamıştı. 
            
            
Reply

readerdiana__

İyi geceler

silakettes

@054JKTK  (⁠。⁠♡⁠‿⁠♡⁠。⁠)
Reply

readerdiana__

Rica ederim (⁠◍⁠•⁠ᴗ⁠•⁠◍⁠)⁠❤
Reply

silakettes

@054JKTK  aa bilmiyordum sağ ol güzelim 
Reply