Bahar yağmurum!
İki sene boyunca şu telefonun ucunda sevgiyle bağlı kaldığım arkadaşım!
Sevmek için görmeye, dost olmak için yan yana olmaya gerek olmadığının en güzel kanıtı oldu arkadaşlığın...
İki senedir hiç kopmadık birbirimizden...
Ne vakit içim sıkılsa beni rahatlatacak, ne vakit sevinsem benimle mutluluğumu paylaşacak bir dostun her daim telefonun ucunda olduğunu bilmek tarifi mümkün olmayan bir mutluluk oldu benim için... Bugün sana sadece doğum gününü kutlayan süslü cümleler yazmak yerine bir masal anlatmaya karar verdim. Ama bu öyle sıradan, hayalden oluşan, sonu olan bir masal değil. Aksine hayalin gerçeğe nasıl dokunduğunu anlatan, sonu olmayan, rengarenk bir masal;
Derler ki;
Bir zamanlar, dağların bekçilik yaptığı, bulutlarının üzerine çıkılıp hayaller kurulabilen bir şehir varmış. Bu şehir de bir de, güzel mi güzel :p bir kış güneşi yaşarmış. Masal bu ya, kış güneşi her şeyden korkar, köşkünden dışarı adım atamazmış. Bu yüzden bazı şeyler hep bir hayalden ibaretmiş onun için...
Günlerden bir gün, yüreği güzel mi güzel naif ve tatlı bir nisan yağmuru şehre gelivermiş. Ne düşünmüş, niye kış güneşiyle arkadaş olmak istemiş bilmiyorum ama gitmiş, kapısını çalmış. Kış güneşi ilk başta çekinse de hemencecik sevmiş nisan yağmurunu ve bu iki kafadar sıkı birer arkadaş olmuşlar.
Bu güzel yürekli Nisan yağmuru, damla damla dokunmuş kış güneşinin hayatına... Dokunduğu her anında, bir renk kondurmuş avuçlarına... Zamanla dokundurduğu renkler çoğalmış . Çoğaldıkça bir de bakmışlar, gökyüzünde bir Gökkuşağı oluşuvermiş ve o günden sonra kış güneşi köşküne girmez olmuş. Her daim Gökkuşağının altına oturur Nisan yağmurunu kendisine dost kılan Rabbin'e şükredermiş...
Onlar ermiş muradına, biz gelelim bu günün önem ve ehemmiyetine :)
Nisan yağmurum, Rabbim sana sağlıklı huzurlu mutlu bir ömür geçirmeyi nasip eylesin.
İyi ki doğdun, bu sefer olmadı ama bir daha ki sefere beraber kutlamak dileğiyle :) doğum günün kutlu olsun... :*