gyrozeppeIi

ve bir gün, artık bu dünyaya dayanamayacağım, diye düşündüm 

gyrozeppeIi

bunun üzerine denizin derinliklerindeki kadim bir tanrı seslendi;
          	  “öyleyse çocuğum, başka bir dünya yap”
Reply

gyrozeppeIi

“ilahiliğin sana nasıl hissettiriyor?”

gyrozeppeIi

“aynı şey değil, hiçlik boşluktur, havaysa başka her şeyi doldurur. nefestir, yaşamdır, candır, konuştuğumuz sözlerdir.”
Reply

gyrozeppeIi

“hiç, hava.”
Reply

gyrozeppeIi

“peki kabuğun içinde ne var? salyangoz mu?‘
Reply

gyrozeppeIi

if you be the cash, i'll be the rubber band

makishimasensei

we raise a bet 'cause you're the joker
Reply

gyrozeppeIi

'cause you're the cigarette and im the smoker
Reply

makishimasensei

im the reporter, baby you could be the news 
Reply

gyrozeppeIi

111

gyrozeppeIi

kertenkeleler dalların arasına girip çıkar, kuşlar kanatlarını gösterirdi, çiçekler beni görünce hevesli yavru köpekler gibi öne doğru uzanıyor, onlara dokunmam için yaygara koparıyorlardı sanki
Reply

gyrozeppeIi

şöminede sedir ağacı yakıyordum, koyu renk dumanı bana arkadaşlık ediyordu, şarkı söylüyordum, annem sesimin boğulan bir martının sesine benzediğini söylediği için daha önce hiç izin verilmezdi buna, kendimi yalnız hissettiğimde, kardeşimi ya da eski hâliyle glaukos'u özlediğimde de orman her zaman oradaydı
Reply

gyrozeppeIi

ince dallara takılmasın diye saçlarımı arkamda örmeyi, kozalaklar yapışmasın diye eteklerimi diz hizasında bağlamayı öğrendim, filiz veren birbirinden farklı asmaları ve gösterişli gülleri ayırt etmeyi, parlak kızböcekleriyle çöreklenmiş yılanları fark etmeyi öğrendim
Reply