Seni saklayacağım inan
Yazdıklarımda çizdiklerimde,
Şarkılarımda sözlerimde,
Sen kalacaksın kimse bilmeyecek,
Ve kimseler görmeyecek seni,
Yaşayacaksın gözlerimde.
ne güzel şey hatırlamak seni:
bir mavi kumaşın üstünde unutulmuş olan elin
ve saçlarında
vakur yumuşaklığı canımın içi İstanbul toprağının...
içimde ikinci bir insan gibidir
seni sevmek saadeti...
parmaklarının ucunda kalan kokusu sardunya yaprağının,
güneşli bir rahatlık
ve etin daveti:
kıpkızıl çizgilerle bölünmüş
sıcak
koyu bir karanlık...
ne güzel şey hatırlamak seni.
sana tahtadan bir şeyler oymalıyım yine:
bir çekmece
bir yüzük,
ve üç metre kadar ince ipek dokumalıyım.
ve hemen
fırlayarak yerimden
penceremde demirlere yapışarak
hürriyetin süt beyaz maviliğine
sana yazdıklarımı bağıra bağıra okumalıyım...
ne güzel şey hatırlamak seni,
yazmak sana dair
hapiste sırtüstü yatıp seni düşünmek:
filanca gün, falanca yerde söylediğin söz,
kendisi değil
edasındaki dünya...
Bir şey sona ermek üzere, oturmuş sigaranı tüttürürken, içini kemiren, seni tedirgin eden bir şey olduğunu seziyorsun. Gündelik hayatın dertleri mi seni korkutan? Hayır. Seni korkutan içindeki boşluk.