LetalC

yeşil gözlü bir ressamın bir çift kuzguni siyah gözde hayatından başka hiçbir şey görmez...

LetalC

düşündüm ki bunlara hiç gerek yokmuş aslında.. karışıklığı sevmeyen birisi olarak en çok ben karıştırıyorum her şeyi ve yolumdan çıkıyorum. gerek yok.. olduğu gibi, suyun aktığı yoldan devam edecem. akıntı ölüme götürürse belki bir dala tutunurum. fakat ondan bile kaçmam... işte bu yüzden nehirleri kaldırdım, geri ilk iki bölümü yükledim. aktığı gibi devam edecek, aklınızda sadece eski bu iki bölüm kalsın, üçüncü bölümden itibaren eskisinden farklı olacak. sevgilerimle..

LetalC

"siz bilmesiniz park jimin'in gözlerinin altında çiçek tohumları vardır. turuncu tohumlar anca kendini güneş altında gösterir. bir efsaneye göre çiçekler açtığında dudaklarında verdiği her bir nefes çiçek yapraklarına değecek. çiçeklerin kokuları boynunu saracak. her kim o kokuyu solursa yeniden doğacaktır.  park jimin aslen herkesin görmeyi dilediği bir rüya olacaktır. fakat park jimin çiçek bilmeyen bir mevsimde doğmuş, çiçekleri açtığında  bu sonbahar çocuğunun kaderi gibi solup bir bir düşerlermiş yanaklarından. park jimin boynu bir mezarlık, göğsü alevden bir bahçe olurmuş. yüreği çiçekleri gibi sevgi dolu bu çocuğun kalbini acıtırmış bu durum. o yüzden eskiler der ki çiçekleri ancak ağladığında açtığından kendine yasaklamış ağlamayı. park jimin, çiçeklerini ve kokusunu ölüm görmesin diye kendisine saklamış. her zaman gülmüş, gözyaşı nedir bilmemiş. sadece gün ışığında bile güzel gözüken turuncu tohumlarıyla bir efsane olmuş park jimin. ve eskiler ardından derler ki park jimin'i bir gün ölüm bulduğunda ağlayacaktır. çiçek çocuk, çiçekleriyle beraber ölümü bulacaktır. kokusu kimi bulursa ruhu onun omzuna konacaktır. park jimin çiçekleri ve kokusuyla sonsuza dek bu dünyada varlığını sürdürecektir..."

LetalC

"aşığıydım gökyüzünde uçurduğun her kuşa, okşadığın kanatlara... sen iyi bir adamdın kim, neden astın kendini gökyüzüne ? ben mi göremem tutunduğun kanatları yoksa bu dünyanın kuvveti mi seni aşağıya çeker ?..."

LetalC

"sevgili jeongguk...
          ben parmak uçlarında biriktiğin tüm günahların, dökülen tüm gözyaşlarının sahibiyim. korkusuz sanma beni, sadece şu iki ucuna bıçak dayandığın kalbime bir şeyler oluyor. dayanamıyorum. beklesin tüm kitaplar, ayinler kapımızda. biraz beklesin jeongguk, sana hasretim. seni görsün şu gözlerim, dolsun da akıtacak zaman bulamadan git yanımdan. yeterdir, fazladır hatta. yakalanmadan git. sesini duymasam da yetiyor bana. sen beni istemiyorsun zaten. değil mi jeongguk ? istemiyorsun beni... ah ağlamak için değil bu satırlarım. sadece jeongguk, varlığında bana tanrıdan bizzat verilen gücü bil istedim. gün geçtikçe, aldığım haberler arttıkça, sen beni yok saydıkça kanıyorum. öyle kanıyorum ki jeongguk bunu hekimler görse toprağın altına sürgün ederler beni. fakat ben biliyorum, ağladığını biliyorum jeongguk. mektubumun başında yazmışım zaten gözyaşlarının sahibiyim diye. bu öyle bir duygu ki hem kahredip hem de deliler gibi gülmemi sağlıyor. gülüyorum, gülüşümü görsen seversin. aşkına deli divane olup gülüyorum. sonra aklıma birkaç haftaya evleneceğin geliyor... o vakit sadece ağlıyorum. jeongguk...gecenin gündüzün gökyüzünün tanrının varlığı bu dünyayı nasıl yaşatıyorsa beni de sen öyle yaşatıyorsun. yalvarırım beni gökyüzümden ayrı bırakma... lütfen..."
          

LetalC

"tüm günahları göğsüme bastırdın. affet dedin, bağrımda masum çocukları yaktın. bir çocuktum sana geldiğimde. büyüttün dahası yaşattın. ben çocuk yaşımda bir katil iken sen bana merhameti öğrettin. merhametli değildin, aksine bir şeytandın. yüzünde hep başkalarının kanı vardı. merhamet, benim içimde seni korurken var oldu. sonra büyüdü, büyüdü büyüdü; benim gibi çocukları yaşattı. şeytandın fakat bana kördün. ne merhametimi fark ettin ne de sevgimi. askerdim gözünde, hayattaki tek amacım seni korumaktı. benim için de öyleydi fakat şu küçük yüreğimde bir sarmaşık gibi yeşerdin. senin için öldürdüğüm insanların kanları ile sulandın. merhamet derdim, benim sana olan merhametim bu derdim. mutlu isen mutluyum değilsen bir ateştim. bir gün bir yanardağ iken sen ölecektin. ateştim, ateştim fakat sana değen ateşlere kar olacağıma yemin etmiştim. oldum, kar tanesi oldum. sen yaşadın, ben öldüm. ölürken iki çift lafını duydum, merhametli  geliyordu sesin.         'ağlıyor musun ?' diye sormuştun. yanımdaydın, yılların asker çocuğu yanında ölürken dudakların gözlerimdeydi. ölmüştüm, ağlayan sendin..."

LetalC

"kim taehyung" diyorum, kim taehyung dudakların kanıyor, kan kırmızısı, içim acıyor. bir düşman sanki bana o, daha çok kanatıyor dudaklarını. kim taehyung diyorum, her acının bir sonu vardır, kanatma artık diyorum beni. dudakları kanıyor, ben kanıyorum. o gülümsüyor. kim taehyung, kim taehyung... beni deli divane etmiş bir satır o. kime sorsam okumamış hiç bilmiyor o satırı.insanlar deli, beni yaşatan aşkımı görmüyor. bana deli diyorlar ve bir odaya kapatıyorlar. kimse kim taehyung'u tanımıyor. esmer tenli, dudakları hep kanar diyorum.  gülüşünde güller açıyor kan kırmızısı her şeyi onun. dinlemiyorlar beni, gösteriyorum görmüyorlar. kim taehyung onları görüyor, sadece gülüyor. geliyor yanıma, sadece bana bakıyor. baktıkça yüreğimde bir yara bırakıyor. acıyorum, acıtıyor. kim taehyung acıtmaktan başka hiçbir şey bilmiyor. kim taehyung diyorum, demekten dilimde tüyler bitiyor. bir an yanımdan gitmiyor. kim taehyung, kim taehyung... anlamıyorlar beni.  çağırıyorum onu uzaklardan sanki. bilmiyorlar, bilmiyorlar. kim taehyung kafamın içinde dertsiz tasasız yaşıyor. bilmiyorlar..