Soğuk... Esen rüzgarın , yüzüme vuran karın , ayağımın içine giren erimiş kar sularının soğuğu değil ama . Ruhumun etrafında dönmeyen beni ben yapan parçalarımın olmayışı . Annemin yumuşak şefkat dolu sesinin babamın kafamı okşayan ağır ve sert ellerinin olmayışı hissettiklerim . Daha çok da içime sinmiş hasretin kalbimi kırbaçlayan acısı. Yoldan geçen arabaları yetimhane bahçesinde bahçenin kenarına iliştirilmiş ıslak bankında oturarak izliyorum . Herkesin telaşı var bir şeylerle meşguller ,koşuşturuyorlar hayata karşı aceleleri var . Benimse içim de bulunduğum durum tam bir boşluk , hissizlik . Üstümde biriken karlar evden getirilen eskimiş montu ıslatmış iyice . ... SİMİT adlı kitabımın Giriş* bölmünden . Emeğe karşı okuduktan sonra vote atmayı da unutmayın :))))