benim içim dikiş tutmuyor,
yoksa bu yaralar çoktan geçerdi.
benim kalbim artık atmıyor,
yoksa çoktan birini severdim.
ben ciğerimin de olduğunu düşünmüyorum artık,
geçen gün içimden çok keskin bir yanık kokusu geldi.
yaşadığım şehri sevmiyorum artık,
yoksa eve takılıp kalmazdım.
yazmayı/okumayı da sevmiyorum artık,
hangi sayfayı çevirsem aynı isim.
insanlara da bakmıyorum artık,
hepsinin yüzü aynı.
kitapların bütün kapakları aynı oluyormuş biri için okursan,
kitaplarla arkadaşlık etmiyorum artık.
kaldırım kenarında açmış çiçeklerin üzerine basıp geçiyorum artık,
orada açmasaymış.
beni üzen kimseyi affetmiyorum artık,
kırmasalarmış.
gelmek isteyenlerin suratına çarpıyorum kapıyı artık,
gitmeselermiş.
şey-
gökyüzü için güzel bir bahanem var;
yıldızları ve rengi hep aynı.
bu durumdan da çok sıkıldım.
şarkı dinlemeyi artık bıraktım.
bütün sözler aynı,
nakaratlar aynı,
hatırlattığı insan aynı.
şey-
ben birçok şeyden vazgeçtim.
ama artıklı cümleleri çok seviyorum artık,
yoksa bu kadar artık demezdim.