Description
''ver şu kitabı bana''ama burak yüzüne alaycı bir ifade yerleştirerek kitabı bana vermeyeceğini açıkça belli etti. ''hadi ama bu kadar nazlanma hazır kimse yokken aşkını itiraf et kurtul''onun bu sözleri doğrudan yüzüme söylemesi kahkahalara boğulmama sebep oldu.''diyosun''sağ eliyle havaya kaldırdığı kitabı gösterdi.''istersen söyleme.nasıl olsa kitabın arasına koyduğun mektupta her şey yazıyor.''bir kahkaha daha koparttım o sırada kitabın içindeki şey yere düştü aynı anda kitapta yere düştü.'' her şeyi bu kadar kurcalamasan olmuyor değil mi''adeta küplere binmiştim. burağın yüzü kırmızıdan mora dönerken ''üzgünüm''dedi.arkamı dönüp gitmeden önce son bir şey söyledim.''bu arada'' bir an duraksadım ve güldüm.''kırmızı sana çok yakışıyor...''