Description
Adım Dilan... Benim hikayem hepinize çok ağır gelecektir. Her şeyden öte beni inceden inceye yargılayacaksınız. Peki beni biraz dinler misiniz? Biliyorum belki beni lanetleyecek, hatta 17 yaşında ki bir kızın anlattıklarına kulak tıkayacaksınız. Peki bu hayatta yaşadığım kader denilen yazgının bedelini benim gibiler çekmek zorunda mı? Yıl 2013 Diyarbakır'ın Temmuz sıcağında Hani ilçesinde üzüm bağlarının arasında kardeşim Hacer, elli yaşında ki annemle asmaların dibinde ki ayrık dediğimiz yabancı otları kırk derece sıcaklığın altında yoluyorduk. İki abimden bir dağda, diğeri ise yurt dışında kaçak yaşamaktadır. Yokluk, kıtlık ve hatta sevginin yoksulluğu on beş yaşında ki kardeşim Hacer, annem Hatice'ye hep nankör davranmıştı. Bu yaşıma kadar yaşadıklarım, gördüklerim ve şahit olduklarım. Genç bir kızın omuzlarına çok ağır gelirdi. Ama ben nasılsa taşımıştım. Her geçen gün içimde büyüttüğün o nefret, öfkemin şahitliğini yapıyordu. Sabahın erken saatinde başladığımız ot yolma işi akşamın geç saatlerine kadar devam ediyordu. Üç kişi koca bir bağı günlerce temizliyor. Başımızda cellat gibi duran bizi takip eden babamızın bize köle muamelesi yapması canımı her defasında incitiyordu. Ve akşam olup toprak damlı eve gittiğimizde gece oluyor. Hayatımın ikinci kabusu beni karşılıyordu. Hiç genç bir kız gece olmasını istemez mi? Geceler ne için yaratılmıştı? Dinlenmek, tatlı rüyalar görmek için değil miydi? Genç bir kızın hayalleri olmaz mıydı? Benim gecelerimin sabahları çok geç olurdu. Sizin de öyle mi? Ve o gece artık "Dilan kendi kaderini kendin yazmalısın" dedim. Ve öylede yaptım...