Description
Ölüm aşk gibi ansızın çalar kapıyı. Nereden ve nasıl geldiği fark edilmez. Sebebini de anlayamaz insan. Ruhu yorgun insanların sevdiği neden elinden alınır ki? Hikayeler neden yarım bıraklır? Hayaller neden gerçekleşmek yerine onları kuranların boynuna bir ilmek misali dolanır? O da şimdi bunları düşünüyordu. Sevdiği kollarının arasında yatarken ne yapacağını bilmiyordu. Ölüm zaten katlanılmaz bir şeydi. Bir de fedakarlıkla gelince iki kişiyi birden yanında götürüyordu. O kurşunların hedefi kendisiyken kalbinin ait olduğu kişi önüne geçmiş, onu ölümden kurtararak kendi yaşamını tehlikeye atmıştı. Şimdi bir uçurumun kenarındaydılar. Ya sevdiği yaşamak için direnecek, ya da onun ruhunu da yanına alıp gidecekti. Kalbini ve ruhunu saran acıyla dudaklarını sevdiğinin dudaklarına bastırdı. Belki de birbirine aşık bu iki insanın son öpücüğüydü o öpücük. Aşk dolu ilk öpücükten alakasız ölümün bahşettiği öpücük. Ölümle aşk arasındaki öpücük...