Description
Buğulu bir geçmişin sarmaladığı hüzün yapraklarının arasında yerim yoktu benim. Ellerimi yüzüme kapatarak hıçkırıklara boğulamazdım. Durağan,törpüleyici,sıkıcı ve aşındırıcı duyguların istilasına uğramazdım. Gökkuşağının her rengiydim ben. Hayatımın trajikomik rüzgarına kapılamazdım. Hep güneşli havalar yaşanmalıydı benim gezegenimde. Buzlar güneşimin sıcaklığıyla erimeliydi. Yağmur sadece çiçeklerimi yeşertmek için yağmalıydı. Kar alev almaya başlayan ruhumu soğutmak için.Fırtına hiç olmamalıydı. Sımsıcak bir his sarmalamalıydı. Bir gülüş,bir bakış,bir an... Bir aşk...Bunlar büyütmeliydi beni. Bunlar beslemeliydi. Ölümün o soğuk hissi yaklaşmamalıydı yanıma. Gecenin karanlığı bile karanlık gelmemeliydi bana. Ölüm hep uzak olmalıydı benden. Hep uzak... "Sence..." dedim. "Öldükten sonra bize ne olacak?" Gülümsedi. Parmaklarını parmaklarıma kenetlemişti. Eskiden bayağı bulduğum bütün o iğrenç hisler bütün benliğimi işgal etmişti. "Belki de yıldız oluruz."dedi. Elimi kavramayan diğer eli gökyüzüne uzanmış ve onlarca yıldızın arasındaki en soluk yıldızı göstermişti. "Soluk,silik fakat yine de orada bir yerde parlayan küçük bir yıldız." .... "O kadar da kötü değil." diye mırıldandım. "Ölüyor olman mı?" dedi. Sonra acıklı bir şekilde güldü. "Bu kahredici bir şekilde üzücü." ©Tüm Hakları Saklıdır.