Description
"İndirin silahları," dedim ama bilincimi açmaya çalışırken yerimde sendeleyip duruyordum. Kimse beni dinlememişti; onlar Pus'un adamlarıydı, onu dinlerlerdi. Pusa döndüm bu kez. "Söyle indirsinler okları, bunu tehdit olarak görüyor," dedim. "Lütfen, biliyorum tanışmadık ama bana güvenmen gerek," dediğimde tehlikeli ve buz gibi bakışları bendeydi. "İmkansızı istiyorsun," demişti. Ne cesaretle bilmiyorum ama evet yaptım. Bir eli kolumu, bir eli kılıcını tutuyordu. Boşta kalan elim ve belindeki hançer ile bakıştım; elim hızla hançeri kapınca anında kılıcı boynuma getirdi. Refleksleri takdire şayandı ama acemi olmama rağmen Yine de ben boş sayılmazdım, hançerimi tam kalbinin ortasına dayamıştım. Sağ olsun izlediğim aksiyon filmleri "Okları indirmelerini söyle." "Hayır," dediğinde netti ama ben de kararlıydım. Hançeri biraz daha göğsüne bastırdım. "Ölürsün." "Belki evet, ama sen de buradan sağ çıkamazsın," dediğinde tehlikeli bir şekilde sırıttı. "Kan görünce yerle yeksan olan bir hatun beni öldüremez," haklıydı, yapamazdım ama bunun aksini göstermem gerekiyordu. "O küçük oyununu diyorsun, güzel kandın kabul et," dedim, dudaklarımı büzdüm. "Ah, yardıma ihtiyacım var, yardım edin! Korunmaya muhtaç bir kadınım ben!" Dalga geçercesine yaptığım bu hareket onu sinirlendirmişti bile. "Sen!" dedi kükreyerek. Korkmadım değil, ama belli etmedim. Akça Hatun'a döndüm, mavi keskin bakışları ve örülü siyah saçlarıyla savaşçı gibiydi. "Ya okları indirirsin ya da ölür," dedim