Description
Sıcak bir havaydı. Her kes mutlu bir şekilde gezip dolaşıyordu. Kuşların sesi adeta havaya renk katıyordu. Çocuklar, kediler, köpekler güzel bir şekilde oynuyorlardı. Ama o olaya kadar. Bir çığlık sesi geldi. Ama bu öyle normal çığlık değildi. İşin garip tarafıysa bu çocuk çığlıklarıydı. Her kes çığlık sesi gelen yere yakınlaşdı.Ve o an kimse gözlerine inanmadı. Çok garip bir şey oldu. 2 çocuk cesedi yerde yatıyordu. Her kes şok içinde oraya bakıyordu. Cesedlerin yanında büyük bir terzi makası vardı. Polisler hepsi oraya toplaşdılar. Polislerden biri kan içinde olan makası şeffaf bir poşete koyup götürdü. Diger polisler ise terzi dükkanına girip genç bir çocukla karşılaştılar. Polisler ondan bilgi almaya başkadılar. Tabi o sırada bende onları dinliyordum. Polis: "Sen buranın sahibimisin?" "Ha-yır" Mert korkuyla cevap verdi. Evet genç çocuğun adı Mertdi. Bunu öğrenmiştim. "Peki kim buranın sahibi?" polis hemen soruya girdi "Yaşlı bir amca" Mert korkuyla Cevap verdi. "Adı ne?. Bize bir az bilgi ver!" polis emr etdi. "Mehmet. 67 yaşında. Ama burada değil. 1 haftadı tatile gitdi. Çocuklardan kurtulmak için". Aslında bu son dediyi cümle beni bir az tedirgin etdi. "N-" polis soru soracakken bir polis koşarak içeri girip hemen konuşmaya başladı"Parmak izi yok". Diyerek durdu. "Ne?!" Furkan dedi. Evet artık onunda adını öğrendim. Fısıltıyla "Bu katil çok zeki" dedim. Ama Furkan abi bunu duydu. Bana bakıb dedi "Galiba seviyorsun dedektivlik işlerini". Gülerek dedim "Çocukluktan seviyorum" "O zaman aramıza hoş geldin" diye fısıldadı.