Her Şeyin En Başı

Hayat...Ne kadar basit bir kelime aslında değil mi?İçinde türlü türlü anlamları barındıran aynı zamanda yaşatan bir sözcük..Bu sözcüğün herkesteki çağrışımı farklıdır.Onda da farklıydı.Hayat kelimesi onda yokluğu çağrıştırıyordu..Çünkü o yok etmeyi seviyordu...Hissettiklerini kelimelere dökmesi mümkün değildi.Birinin yok edilme zamanını elinde tutmayı,belirlemeyi seviyordu o kadar.Yok edince karşısındakini onurlandırmış gibi hissediyordu.Ta ki sonsuza kadar.Öyle bir seri katildi o da işte.Tüm duygulardan kendini soyutlamış sessiz çekingen biri..Kurbanlarını seçme yöntemi rastgeleydi.Kadere inanıyordu çünkü..Belli bir kesimden insanın ismini önce torbaya atıyor sonra seçiyordu pervasızca.Kim olursa olsun fark etmezdi işini yapardı sadece o..Yine seçimini yapmıştı bir gün..Bu seferki kurbanı genç,güçlü zeki bir mühendis olan Eren' di.Tanımıyordu onu adını rastgele mühendisler arasından seçmişti.Her hafta farklı bir meslek grubundan birini öldürüyordu.Yine işini yapmak için hazırlıklara başladı çünkü kusursuz bir cinayet kusursuz bir hazırlık gerektirirdi.Bunu tecrübelerinden öğrenmişti.Karşısındaki kurbanının hayatını değiştirecek biri olduğunu bilmiyordu tabi o zamanlar...S'onsuzluğun' başlangıcı olacaktı yaptığı bu seçim...