Benim için özel
17 stories
LAL by hikayelerindeyasar
LAL
hikayelerindeyasar
  • Reads 28,034,182
  • Votes 1,399,832
  • Parts 81
"Aklım almıyor," diye söylendi kendi kendine, beni aniden kavradığı elimden yeniden kendine çekti ve dudaklarını saçlarıma bastırdı. "Ben sana böyle his-," duraksadı. "İnsanlar nasıl seni yaralayabiliyorlar?" Konuşma engelli bir kız ve onun için işaret dili öğrenen bir adamın hikâyesi...
ASAF-I AZZE TUTKUSU   by ruyeatn
ASAF-I AZZE TUTKUSU
ruyeatn
  • Reads 11,212,103
  • Votes 399,974
  • Parts 100
Mafya kitabı
MARDİN'İN GÜNEŞİ (Devam Ediyor) by snmkzlkn
MARDİN'İN GÜNEŞİ (Devam Ediyor)
snmkzlkn
  • Reads 5,271,661
  • Votes 206,573
  • Parts 87
Su gibiydi iki genç kız da. Öyle narin öyle güzellerdi. Birinin adı Zeynep'ti. Bakanlar gözlerini alamazlardı. Babasının en değerlisi, mücevheri, güneşiydi. Birde Mardin'in ağası vardı. Ömer Ağa. O bir şey isterse olurdu, kimse karşı gelemez gelmeye cüret bile edemezdi. Bütün aşiretlerin de Mardin'in de ağasıydı. Herkes bilirdi onun sözü sözdü. Adaleti kendisinden hep bir adım önde olan bir adamdı. ______________________________________________ "Berzan ağa vermezlerse kaçıracakmış seni hiç mi korkmuyorsun?" Kahkaha attı kardeş bildiği arkadaşının sözüne Zeynep. "Asla evlenmem onunla kaçırırsa da elbet yolunu bulur kaçarım kaçamazsam da canıma kıyarım yine de yar olmam ona." "Yine de bir düşünseydin babanın durumu zorda Paşaların oğlu o kurtarırdı sizi bu durumdan." "Sen delirdin mi Dilan asla evlenmem onunla dedim ya hem babam söz verdi okutacak beni. Değil Paşaların oğlu koskoca Mardin'in ağası Ömer Ağa bile gelse alamaz beni." Kararlılıkla konuştu genç kız kendinden çok emindi. İlerde çalıların arkasında biri daha vardı ama küçük kızın böbürlenerek konuşmasını kahkaha atmadan dinlemeye çalışan. Hele son sözlerini duyunca gözlerinde pırıltılar beliren. ---------------------------------- Diğerinin adı ise Dilan'dı. Korkusuz, cesur ve hep yüreğinin sesini dinleyen Dilan. Zeynep'ten daha zor bir davanın savaşını verecekti o. İki genç kız da Mardin'in ateşli topraklarında kendilerini bir anda hem var oluş mücadelisinin içinde bulacaklar hem de aşkın büyülü dünyasının içinde gururlarını kaybetmeden savaşı kazanmanın yollarını arayacaklardı.
DUALARIMIN PRENSİ by Laylatun
DUALARIMIN PRENSİ
Laylatun
  • Reads 829,205
  • Votes 53,356
  • Parts 77
Uçak Kahire havaalanına indiğinde saat 19.30'u geçiyordu. Üzerimde kan olmuş saks mavisi bir elbise, elimde, içinde telefon bile olmayan bir çantayla, numarasını bile ezbere bilmediğim O adamı görmeye gelmiştim. O'nu nasıl mı bulacaktım? Ben O'nu bulmayacaktım. O'nun beni bulacağını biliyordum. Havaalanının gelen yolcu kapısından işlemlerimi yaptırıp içeri girdim. Etrafa bakındım. Acele edenler, beklemekten yorulmuş sıkıntılı suratlar, anneler, çocuklar, sevgililer... O neredeydi peki? Oradaydı işte! Bana doğru geliyordu. Neden, neden... Bir saat önce ağlamaktan tükendi diye düşündüğüm yaşlar gene dökülüyordu gözümden. Bana doğru attığı her adımda biraz daha nefret ediyordum O'ndan. Artık ayakta duracak takatim kalmamıştı. Başım dönüyordu. Dizlerimin üzerine düştüm. O korkunç siluet koşarak geliyordu. ... Bir yalan ancak bu kadar sürükleyici olabilirdi... 👑 DUALARIMIN PRENSİ 👑 (Pinokyo Prens) ✔️Bütün kurgularım, içindeki ufak hikayeler, sözler, varsa şiirler dahil bana aittir. Alıntı yaptığım durumlarda bunu belirtiyorum. Öncesi de sonrası da çalıntı ihtimaline karşın (her bir değişikliği dahil) çeşitli yollardan korunmaya alınmıştır. Benzer kurgularla karşılaşırsanız lütfen bana bildirin. Tekrar belirtiyorum 2016'dan beri buradayım ve bütün kurgularım özgündür. ✔️ Başlama: 16.03.2016 Final: 04.04. 2017 Kelime sayısı: 143.963
TEHLİKE by habibebsrn
TEHLİKE
habibebsrn
  • Reads 575,917
  • Votes 36,003
  • Parts 98
"Sen bana nefretle bakarken ben seninle ailenden sana kalan en değerli mirasmış gibi sahiplendiğin çayı içmeye can atmaya başladım. Evden nefret eden ben evin mutfağında çıkmıyordum artık. Bıraksam kendimi mutfakta uyuyacaktım, seni daha fazla görebilmek için. Çay yapılmayan ev de her öğün senin için çay yapıldı. Senin için tadı ailen demekti, benim için sen... İnce belli zarif bardakların hakkı olan çay... Yudum yudum çay içerken ince ince kalbime işlendiğini inkar ediyordum hala. Seninle dönme dolaba binmek isteyene kadar. Benim için en özel an da senin de olmanı istediğim an. Birlikte bindiğimiz dönme dolapta gökyüzüne yaklaştığımız da benim gibi bir adamın ilk kez ayaklarının yerden kesilişine şahit oluyordum. Göz göze geldik. Yüzüme bakmak için yüzüne dokununca parmak uçlarımın eridiğini hissettim. Gözlerinin derinliklerinde kaybolurken gökyüzü de ki yıldızlar kalbim de parlamaya başladı. Kalp atışlarımı duyuyordum ilk kez. Gökyüzü yıldızsız anlamını yitirirken sen benim gökyüzüm oldun, kalp atışların yıldızlarımdı..." Tehlikeli oyun oynuyordu. Oyunun başrolü acımasız bir katildi. O ise sahnenin arka tarafına itilmiş intikam almaya çalışan zayıf bir figüran. Ve bu zayıflığı ile hala bu evdeydi.... Oyunun devamını görmeye ihtiyacı vardı. Girdiği yolun sonu olmasa bile yürümek zorundaydı. Düşmanın oğluna aşık olacağını bilmeden planlar yapacaktı. Zayıflığına rağmen öfkesi sönmesi için intikamını alacaktı. *** Kapak Tasarımı için @Crescenthingh teşekkür ediyorum.
İNTİKAM by kremalikrep
İNTİKAM
kremalikrep
  • Reads 1,892,982
  • Votes 79,671
  • Parts 47
1800'lerin İngilteresinde ailesinin intikamını almak için erkek kılığında orduya giren bir kız... Zengin ve soylu amcasının tüm itirazlarına rağmen komutan olmuş sert mizaçlı yakışıklı bir lord... Sen intikamını almaya çalışırken ya aşk senden intikamını alırsa?
Mürekkebe Boyanan Sardunya | Raflarda by SumeyyeDemirkan
Mürekkebe Boyanan Sardunya | Raflarda
SumeyyeDemirkan
  • Reads 11,841,259
  • Votes 754,225
  • Parts 64
Sevgi acıtır, öp yaralarımdan belki sana da bulaşır.
Kaçış by kckhnm123
Kaçış
kckhnm123
  • Reads 25,282
  • Votes 2,092
  • Parts 37
Kan ve kirle kaplanmış parmaklarımın arasındaki oklardan birini ciğerimi yakan bir nefesi içime çektikten sonra acı veren bir yavaşlıkla bıraktım. Okun rüzgara meydan okuyarak çıkardığı o ses kalbimde bir yerlerde kıvranan vicdanımın kulaklarını tırmalarken okun keskin ucu hasta adamın kafasına saplanarak durdu. Genç adamın griye çalan mavi gözleri usulca kapandı ve yaralar içindeki bedeni karlı zemine devrilerek sessizliğe karıştı. Havada asılı kalan elimin ayrılmak istemezcesine sıkıca kavradığı yay titreyerek aşağı indi ve kızaran parmaklarımın esaretinden kurtularak yere düştü. Yayla birlikte diz kapaklarımda kara saplandı ve birini öldürmenin ağırlığı omuzlarıma çöktü. Sağır eden ayak sesleri hemen arkamda durdu ve bir el omuzuma güven verircesine dokundu. "O zaten ölmüştü Aylin, ölü birini öldüremezsin" diye ruhuma uzanan bir sesle konuştu. Haklıydı ölüler öldürülmezdi.. -KAÇIŞ- (Başlama tarihi 16 Eylül 2017)
BEDEL by neclakursun
BEDEL
neclakursun
  • Reads 8,376,694
  • Votes 370,117
  • Parts 100
BEDEL SERİSİ 1 Bir canın bedeli kaç can, kaç hayat, kaç umut eder? Elif ve Ömer'in hikayesi bu.. Bedele kurban edilen iki hayatın hikayesi.. Birbirine zıt iki karakter, iki yaşam, iki kırık kalp.. Mecburen birleşen iki hayat.. Elif.. İstanbul'da doğup büyümüş, dinine bağlı, doğu kültürüyle yetişmiş fakat , özgürlüğüne düşkün, asi, inatçı bir genç kız. Ömer.. Kıratlı aşiretinin genç ağası. Kadınların ezildiği bir ortamda yetişmiş, harama bulaşmış, hırçın, her isteğinin yapılmasına alışık biri. Klişeden uzak, sürprizlerle dolu tahminlerinizin sınırını zorlayacak bir yaşam hikayesi.. Wattpat hikayelerinden değil, gerçek hayatlardan alıntılarla yazılmıştır. O yüzden yazılanlar ağır gelebilir. BERDEL değil BEDEL hikayesidir. Spiritüel içinde #1 (HİKAYEDEN KISA ÖZETLER İÇEREN KESİTLER ADLI BİRİNCİ BÖLÜMÜ OKUMADAN KARAR VERMEYİN) İnstagram sayfamız "bedelinyazari"
HÜKÜMRAN  by sumeyyelkoc
HÜKÜMRAN
sumeyyelkoc
  • Reads 6,535,802
  • Votes 428,471
  • Parts 75
"Gitmek mi istiyorsun?" diye sordu. "Evet," dedim. "Gözlerime bak," dedi. Baktım. Ve saatler sonra bakışlarında ilk kez, ufacık bir ihtimalle cebelleşen şüpheyi gördüm. "Ben sana her şeyimsin dedim. Ama sen hiçbir şeyimmişsin." Artık yapabilecek hiçbir şey kalmamıştı. Yolun sonu burasıydı ve o ne yaparsa yapsın, gidişime engel olamayacaktı. Saatler içinde çökmüştü güzel yüzü. Bomboştu karanlık gözleri. Bana öyle bir bakıyordu ki, sanki bıçağı kalbine saplamışım da geri çekmek bilmemişim gibi. "Bu bir son değil," dedi sadece benim duyabileceğim bir sesle. "Gideceksin ve ne yazık ki ben seni bırakmayacağım. Daha önce de söylediğim gibi, istersen dünyanın öbür ucuna git, yine de bulurum seni. Ama eğer seni bulduğumda, bir şeylere mecbur kalmadığını anlarsam, ikimize de geçmiş olsun. Eğer ki gerçekten benden intikam almışsan..." Gözlerine uzun uzun bakmak, dakikalarca nefes tutmakla eş değerdi. "Dua et ki Allah seni karşıma çıkarmasın."